Bu direniş sadece Tayyip' Bey'e değil..

Bu direnişin adına "Devrim" koydum.

Silahsız..

Kansız..

Otuz yılda Serbest Piyasa Ekonomisinin toplumun tüm kesimine yüklemiş olduğu baskı ve zülümün baş kaldırışı dır. Sağ'ı sol'u demeden.

Zaten sağ ve sol ideolojiler çoktan tarih oldu..

İnsan odaklı ideoloji var artık..

İnsanlar artık ödemiş oldukları vergilerin karşılığını görmek istemektedirler. Üstelik kendilerinin onaylarıyla..

Bizleri yönetenler, istemediğim şeyleri yapmamalıdır mesajı dır bu direniş..

Onun için 'Devrim' adını koydum bu direnişin..

Bugüne kadar böyle toplumsal direniş görülmemiştir..

Bundan böyle ne denirse ne yapılırsa 'kabülümdür' anlayışı hakim olamayacağının göstergesidir bugünkü yağmura karşı direnişin devamına bakılırsa..

Bu direniş adeta toplumda 7.2 şiddetinde deprem etkisi gibi etki yarattığı bi gerçektir..

Sadece mevcut iktidara ve muhalefetteki partilere değil, toplumun tüm katmanlarına tüm kamu ve özel işlevsel kurumlarına mesajdır..

"Ben varsam sizler var olabilirsiniz ancak" mesajları dır.

Vatandaş, ödemiş olduğu muhtelif tüketim faturalarının bir bölümünün dolaylı yollardan emperyal güçlerin kasalarına ulaştığının farkına farviştir.

Bu direniş bir bakıma onlaradır..

Washington'a Brüksel'e Almanya'ya Fransa'ya..

Artık insan odaklı bir düzen gelişmelidir..

Neredeyse farklı dillerle küçük bir kulaklığa benzer çevirmen ile dünyadaki tüm insanlarla aynı anda aynı dili konuşacak düzeye gelmiş bir dünyada ninemden kalmış politikalarla yönetme modundan çıkmalıdır Türkiye..

Kapsama alanını genişletmeli, hatta yüzde yüze çıkarmalı dır.

Kulaklığa takıldınız değil mi?

Finlandiya'ya veya Singapur'a gittiniz, Türk üsülü adres soracaksınız, hiç bir yabancı dil bilmiyorsunuz.

Takacaksınız her dile çeviren kulaklığınızı, önünüze gelen birine veya oradaki köşe büfeye soracaksınız "hemşerim bu adres nire?" diye. O da anında cevabını verecek "şu görmüş olduğun otobüs durağının hemen sol kenarında" diye..(tabi aynı kulaklıktan karşınızdaki şahısta da bulunacak)

Çok yakında Kahyaoğlu yazlık açık hava sinemasında..

Bu direniş, dedim ya bir çok alana başkaldırıdır diye..

Direnişe ilk karşılık merkez medya'dan gelmeye başladı..

Büyük direniş  önemsenip gazeteci ve köşe yazarları tarafından yorumlanmaya-eleştirilmeye başlandığını görüyoruz..

Haberlerin canlı yayınla birlikte sunmaya başlamaları güzel bir gelişme olarak görüyorum..

Bu sabah Gezi Parkı canlı yayında gönüllü insanların bakkaldan satın aldıkları pasta bisküvi kandil simidi sulu içecekler gibi şeyleri ücretsiz olarak dağıtıldığını görünce direnişin ne kadar anlamlı olduğunu bi kez daha anladım..

Dedim ya bu direniş sadece Tayyip Bey'e değil..