Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Haziran '10

 
Kategori
Öykü
 

Bu ikinci ayrılığımız

Bu ikinci ayrılığımız
 

resim alıntıdır."Bu ikinci ayrılığımız. İlkinden de uzun olmadı mı sence? "


Yeni doğan günle beraber bende doğuyorum her gün. Her gün sabahın aydınlığından, akşamın karanlığına kadar hazırlık yapıyorum. Hava kararmaya dönüp gece olunca ruhum dinlenmeye geçiyor. Gün içinde sana dair neler yaptığımı düşünüyorum. Sayfalarca mektup yazıyorum sana. Yüzlerce satır duygularımı anlatıyorum, beklediğimi kâğıtlara döküyorum. Göndermiyorum hiç birini, gönderemiyorum. Ne gittiğin yer belli, ne adresin. Ne gidişin belli, ne de dönüşün.Hepsini biriktiriyorum çini desenli sandığımda. Geldiğin de açılmak üzere kilit vuruyorum üstüne sonra.

Bu ikinci ayrılığımız. Yani bu kadar uzayan, bu kadar koptuğumuz.

İlkinde askerlik için silah altına alınmıştın. Sen üç beş nöbetlerinde, ben tam gün nöbetlerinde şafak saymıştık. Günleri değil, saatleri bile hesap etmiştik değil mi? Ucu yanık mektuplarımız bile vardı o günlerde. Yine yakmış yar mektubun ucunu diyerek bir solukta okuduğum. Sevdiklerine selam söyleyen kasetlerin vardı. Seçtiğin şarkılara eşlik ederek dinlediğim. Hepsi duruyor, merak etme.

Bu ikinci ayrılığımız. Ah bir gelsen, bir tutsan elimi.

Senin için neler yaptığımı görmen lazım. Evimizi sarıya boyadım, güneş gibi parlak ve aydınlık olsun diye. Kendi ellerimle sürdüm duvara boyaları. Bulut ve deniz ayrılmaz ikili derdin ya hep. Odaların biri mavi, biri beyaz oldu bu yüzden. Çiçekler bahçede durmalı diye inat ederdin hep. Toprakta yaşamalı alabildiğine. İçin rahat olsun, saksıların hepsini kaldırdım işte. Bahçemizin her yanı çiçek şimdi. Her birini senin istediğin gibi seçtim. Öyle rengarenk değil ama…tam istediğin gibi. Kırmızı ve sarı. İçten içe tuttuğun takımın rengi.

Bu ikinci ayrılığımız. İlkinden de uzun olmadı mı sence?

Her gün yemekler yapıyorum sana. En sevdiklerini pişiriyorum. Gelip de mutfağı boş bulma diye alışverişler yapıyorum. Bugün karnıyarık pişirdim mesela. Senin sevdiğin gibi fırına verdim hem de. Yarın da güveç pişireceğim, haberin olsun. Sebzelerimizi de arka bahçede kendim yetiştiriyorum. Domateslerim henüz kızarmadı ama sen gelene kadar olur belki de.

Bu ikinci ayrılığımız. Yokluğun her geçen gün dağ gibi büyümekte.

Dön artık birtanem. Bahçemizde çiçekler solmadan, kirazlar olmadan gel. Saçlarıma beyaz düşmesi değil de önemli olan, ben toprağa karışmadan gel.
 
Toplam blog
: 71
: 569
Kayıt tarihi
: 25.11.08
 
 

1969 doğumluyum. evliyim, iki çocuğum var. Kitap okumayı ve şiiri severim. ..