Bu kategoriden rastgele blog getir

‘Bu yazarın önceki bloğu’

‘Bu kategorideki önceki blog’

Veee sıkı durun

Şimdi de ‘Bu kategoriden rastgele blog getir’

Sayfanın sonunda ‘Önceki’ ve ‘Sonraki’ olurdu benim bildiğim ama bilmediklerim bildiklerimi döver.

Bilinenler bazen zamana yenik düşüyor. Hatta şarkısı bile var;

bizler mi bilmem ki yoksa zaman mi değişti
o güzel günler hangi köşelerde gizlendi
hey gidi günler
beni benden çalan o güzel günler

O değil de…

Yaz geldi balkon sefaları başladı. Bütün millet balkonda. Tuhaf bişey keşfettim; balkona çıkınca insanlar birbirini duymuyor. Duysalar mahalleye canlı yayın yapmazlardı. Zaten de balkonum bir dönümlük… bu anlamda kıskançlık dolaşıyor damarlarımda… Onlar da öyle canlı yayın yapınca…

O değil de…

Magazin yazılarım niye çok okunuyor anlamadım. Şikayetçi değilim… umrumda da değil… sadece saçma…

O değil de…

Kan grubu kartı çıkartmak için parmaktan kan alsın diye hemşireye elimi uzattım kolumu kaptırdım. Kanı damardan aldı. Nefret bişey. Laf aramızda, zaten iğneden çok tırsarım.

O değil de…

Ortalık deniz koktu mis gibi… Gidip taş sektirmek lazım. Taşı çoookkk uzaklara atmak lazım. Yazarken aklıma geldi; denize ayak sokma diye bir kavram vardı. Hala var mı bilmiyorum ve merak içersindeyim, yurdum insanından başka bu atraksiyonu yapan var mıdır?

O değil de…

Dayımın evi bahçe içindeydi. Kocaman bir bahçe. Bahçenin bir bölümünde mısırlar vardı boyumdan büyük. O zaman çocuktum. :))))) Şimdi büyüdüm. Demem o ki; Çocukken mısırların arasında saklambaç oynardık. Bahçede bir de kuyu vardı. Dayım karpuzu kuyuya sallandırırdı. Serin serin yerdik...

O değil de…

Neden yemek takımı vs diye bir ilginçlik var ki… Yemek takımı bağımsızlığını ilan etse de takımlıktan çıkıp bireysel takılsa ev halkı tabak çanağa darılır mı…

O değil de…

:) İyi bayramlar…