Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

E. Kurmay Yarbay Mustafa Kemal Öztürk

http://blog.milliyet.com.tr/emeklibirsubay

26 Temmuz '06

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Bu mektubumu 3 Milyar 2002'de okur musunuz?

Ben 1976'da Kütahya'dan Istanbul'a giderken yalnızdım. Çok değil, dokuz dünya yılı sonrası İstanbul’dan Kütahya’ya geri donuyordum. Otobusde önümdeki koltuklarda dört kişi uyuyordu. Nineniz Gaye Hanim, Dedeleriniz Umut, Kanat, Bulut.

Çok gecmedi. Amerika denilen kıtaya geldik. Dünya yılı 1990 di. Buğun, dünya yılı 2002, on iki yıl geçmiş. O günden mevcudumuz iki fazla. Nineleriniz Yağmur ve Selin 10 yasındalar. Dünya ile birlikte 10 kere günesin etrafında döndüler...

Kim bilir simdi siz bu mektubu okurken nerelerdesiniz? Brezilya, Alaka, Kutuplar? Bizim hesaplarımıza göre bu günlerde güneş patlayacaktı? Önleminizi aldınız mi? Galaksi mi değiştirdiniz? Dünyadan milyar ışık yılı öte de misiniz? Yoksa dünyada kalıp, günesin patlamasını mi önlediniz? Belki de, dünyamızı yanınıza alıp, başka bir güneşe, dünyamızla birlikte gittiniz? Baba yadigarı diye...Kutlarım, bu isi becerebildinizse...

Bu mektubu hangi dille okuyorsunuz? Gülmeyin. Bizim zamanımızda küçücük dünyada insanlar birbirlerini anlayamazlardı. Ben iki göbek ötedeki dedemin konuştuğu dili öğrenemedim. Çocukluğumda, on dünya yılı yasamış kişilere biz çocuk derdik, köye giderdim. Anlayamazdım konuşulanları. Bize gülerlerdi. Su sıralarda ben, benim küçüklere gülüyorum. Bulut dedeniz ve Yağmur ninenize. Türkçelerine. Evet, Türkçe. Hadi canim, deyip anlamamazlıktan gelmeyin. Eğer, siz de, Uç milyar ikibiniki yılında, benim bu mektubu okuma teknolojisi varsa, anlattıklarımı anlıyorsunuzdur. Yoksa siz konuşmuyor musunuz, bizim gibi? Beyin dalgalarınızı bir birine bağladınız, öyle mi haberleşiyorsunuz? Çok mu komiğim?

Ben bunları yazarken, korkmuyorum da değil...

Ya, diyorum, ya bu hıyarlar, uç milyar yıl, bizler gibi din, dil, irk, Allah, deyip, birliklerini yiyip bitirdiler, gözlerini geleceğe kapadılar, simdi, bu mektubu okurken, günesin kaybolmasını, kendilerinin yok olmasını bekliyorlarsa?Çaresiz, soğuktan titriyor, buharlaşacakları dakikaları sayıyorlarsa?

Gülmeyin? Daha dun namus diye, bacılarının basını tasla ezmişler? Yıl, dünya yılı, 2002. Kadını, başkalarının kikirdiyarak birbirlerine fisildadiklari bir nedenden, öldürmüşler. Nedenini soylemiyeyim. Siz bulun. Hem gülün, hem de ağlayın.

Burada, dünya yılı ikibiniki de, birileri dünyanın etrafında uzay istasyonlarında dolaşıyor, birileri Güzellik yarışması yapacağına birbirlerini olduruyor, birileri AIDS e çare arıyor, birileri de Allah, din adına öbürlerini kesiyor. Gülmeyin canim, biraz beyin dalgalarınızla 2002 yılında ki interneti tarayın. Sizin için hepsini tarayıp anlamak, saniyenin milyarda biri kadar sure alır? Değil mi? Daha mi çok sürüyor? Geri kalmışsınız... Diğer galaksilere bir bakin...

Yemek için mektubuma ara vermiştim. Makarna, cacık, pırasa. Siz ne yiyorsunuz? Yoksa yemiyor musunuz? Yemek yemek, tuvalete gitmek gibi adetleriniz de mi yok?

Yemekten sonra mektubun buraya kadar olan bölümünü nineniz Gayeye okudum. Sasırdı. Çok akilli adamsın, dedi. Sizde çok akilli kimlere deniyor? Basit bir mektubu yazana mi, yoksa yaradanla direk haberleşene mi? Sahi, uç milyar yıl sonra, yaradana ulaşamadınız mi?

Burada, ikibiniki dünya yılında, güya herkes yaradana inanıyor, yaradani seviyor. Ama oburu yaradana Allah, buradaki Isa, beriki God, öteki Buda dedi diye, birbirlerini kesiyorlar. Eğer, temasınız varsa, bir sorar misiniz, niye bu insanların onun için böylesine helak olup gitmelerine hiç mi hiç karışmadı?

Sevgili Çocuklarım: Size vasiyetim, bütün canlılara saygılı olun. İster dünyadan, ister obur galaksilerden, ister milyarlarca hayal yılı ötesinden gelmiş olsunlar, yasamalarına karışmayın. Bir hücreli, beş hücreli, ilkel demeyin. Size zarar vermiyorlarsa, sizler onlara zarar vermeyin. Daha iyi yasamaları için ellerinden tutun, yardim edin.

Niye gülüyorsunuz? İlkel kafa. Daha öteye gidemedi. Nerelerde kalmış, diye mi? Olsun. Bana ilkel deyin. Yeter ki, siz, çocuklarımız, bizim cennet cennet diye hayalini kurduğumuz, sorunsuz, sıkıntısız, kavgasız, güzel dünyalarınızda istediğiniz gibi sevişerek, istediğiniz gibi hayal kurarak yasayın.

Teknolojiniz, hayat standardınız nereye ulaşırsa ulaşsın, hayal kurmayı unutmayın. Kainat bitti, ulaşamadığımız yer kalmadı diye durmayın... Obur, bilemediğiniz, duymadığınız, hissetmediğiniz, hayal edemediğiniz hayalleri arayın. Ya, diye kendi kendinize sorun. Yaradanin yaradani?

Belki, kim bilir, bize geri gelir, bu mektubu bana okutturup, kahkahalarla gülersiniz. Bekliyor, yanaklarınızdan öpüyoruz.

MİLADI YIL 2002. KASIM AYININ 22. GÜNÜ

NOT: Hala isim koyma alışkanlığınız varsa, çocuklarınızdan birine babamın ismini koyar misiniz?

 
Toplam blog
: 798
: 2506
Kayıt tarihi
: 25.07.06
 
 

Harp Okulu 1974 mezunuyum. 1983'de Kurmay Subay olarak mezun oldum. 1987 yılında Silahlı Kuvv..