Bu oyuna gelmeyin!

Demokratik Toplum Partisi PKK’ya yönelik operasyonların durdurulması için Şırnak ve çevresinde çadır kurma eylemine katılmak üzere 100 araçta ki 500 kişi ile yola çıktı.

Sloganları “Savaşa hayır ve Türkçe ‘Yeter artık’ anlamına gelen Edi bese” Ancak, amaç PKK’ ya destek vermek. PKK’nın sığınacağı bir in bile kalmayınca ovadakilerden çare dilenmiş!

DTP’ liler de mecbur, “iki arada bir derede kaldılar” , keyifleri bozuldu! Ne güzelde mecliste olmanın keyfini sürüyorlardı.

Bir eylem yapıp, öteki tarafa, (PKK) ‘ya da hoş görünmek istemeleri çok mantıklı!

Pekiyi ne için bütün bu kin? Gelin bu topraklarda birlik beraberlik içinde uygar bir şekilde yaşayalım. Aksi halde Ortadoğu’nun göbeğinde birileri seni ham yapıverir, boğazında düğüm bile olamazsın!

Kürt sorununun kökleri çok eskilere dayanıyor. Bence sorunun bu kadar büyümesinin temel sebebi Atatürk’ün vefatından sonra soruna bakışın değişmesidir. Ölümünden sonra Atatürk’ün Güney Doğu politikası terk edilmiş ve bölge hakir görülmüştür. Atatürk’ün devlet adamlığını anlamak için sizlere bir olayı anlatmak istiyorum:

Haiti cumhurbaşkanı ölür. Bir vasiyet bırakmıştır mezar taşına yazılmak üzere. Oradaki sözlerinin olduğu gibi mezar taşına yazılmasını ister Sayın Cumhurbaşkanı. Vasiyeti mezar taşına aynen kazınır. “Bütün ömrüm boyunca Türkiye’nin lideri Mustafa Kemal Atatürk’ü anlamış ve düşüncelerini uygulamış olmaktan dolayı mutlu öldüm”

Haiti neresi?

Baktım haritaya “bende miyop, astigmat, hipermetroptan biraz, ne ararsan var” bulamadım doğrusu”

Yazdım google’a, ara dedim… 10 sayfa…

Tarihçisi, araştırmacısı, birçok kişi yazmış çizmiş. İnsan inanmakta zorlanıyor ama bilgi doğru. Atatürk’ü bütün dünya anlamış ve sözlerini nerede boş yer varsa kazımış. Söylediği o kadar çok doğru söz var ki Haiti Cumhurbaşkanı hangisine hasta oldu bilinmez. Nasıl oluyor da Dünya’nın öbür ucundaki bir ülkenin lideri Atatürk’ü kendisine örnek olarak alıyor?

Gazi’nin devlet adamlığının sırrını insanlar çoğu zaman onun üstün aklı ya da tecrübeleri ile ilişkilendirir. Ben işin aslının böyle olmadığının farkına 18 yaşımdaki ilk Anıtkabir ziyaretimde vardım. Müze bölümünde dikkatimi ilk çeken, Atatürk’ün kütüphanesinin sergilendiği bölüm oldu. Neredeyse çoğu kitap okunmuş ve yıpranmış gibi değil! Harpten çıkmış gibi duruyordu. Cümlelerin altı çizilmiş, sağa sola oklar çıkarılmış, oradan başka kitaplara atıfta bulunulmuş, her okun ucunda başka not, başka fikir… Devlet adamı olmak, hele ki bir ulusu yoktan var etmek kolay iş değil. Önce bilgi sahibi olmuş.

Sonra da;

Selanikli, masmavi gözlerini hiç kırpmadan “Türkiye Cumhuriyetini kuran halklara Türk Milleti denir” demiş. Okumuş Fransız İhtilalini. İncelemiş sonuçlarını. Görmüş o dönemde bir devletin ayakta kalabilmesi için ulus devlet olmasının şart olduğunu. Kürt, Türk, Abaza, Çerkez, Laz insanını kavga etmeden, uygar bir Dünyada yaşamaya davet etmiş.

Birlik olalım ve bu işi akılcı yollardan çözelim!