Bu sefer farklı! Barcelona 1-2 Real Madrid

El Classico... La Liga'da Real Madrid, maça çıkmadan önce, Nou Camp çimlerine basmadan önce rakibinin dört puan önünde. Şampiyonluk için yükleniyor rakibine. Bir yanda Barcelona. Son yılların El Classico canavarı ve efsane futboluyla, tarihe geçen şampiyonu. Uzun zamandır izlediğimiz Barcelona-Real Madrid maçlarında Katalanlar galip geliyordu. Bu sefer durum farklı. Müthiş bir oyunla, galip Real Madrid. Ve La Liga'nın 7 puan farklı lideri, çok büyük ihtimalle de şampiyonu.

Tabii biz, kendi liglerimizde 7 puan önde olana şampiyon diyemiyoruz maalesef sistemden dolayı ama onlar farklı. Öncelikle görmemiz gereken bir şey var. Herkesi ekranların başına kilitleyen nedir? Futbol izleme isteğidir. Bundan önce, Bursaspor-İstanbul Büyükşehir Belediyespor ve Trabzonspor-Beşiktaş maçlarını izledim. Bizimkinin adı "Süper Final"se, onlarınki ne? İspanya'da oynanan futbola akıl sır erdiremiyorum doğrusu.

Biz millet olarak her şeyi bize dayatıldığı gibi, ezbere yapıyoruz. Futbolumuz da öyle. Bu maçı izleyenler, bizim neden Avrupa'da başarılı olamadığımızı çok iyi anlarlar. Adamlar, ezbere oyun oynamıyor. Kafalarıyla oynuyorlar. Öyle pas atılır mı, öyle çalım yapılır mı, öyle şut vurulur mu? Bu kadar mücadele edilir mi? Bu kadar hızlı futbol oynanır mı? Bizim örnek almamız gereken futbol ekolleri bunlar, tıpkı İngiltere gibi ama biz başkalarını örnek almakta pek inatçıyız nedense!

Mourinho'ya kocaman bir tebrik gelsin benden. Messi'ye nefes aldırmamak, hiçbir şekilde oynatmamak, tamamen yok etmek ne demektir? Barcelona'yı durdurmak, aynı zamanda da rakip kaleye olabildiğince yüklenerek harika goller atmak... Teknik zekası gerçekten mükemmel, dünyanın en iyi teknik direktörü şu anda belki de. Guardiola'yla ilgili bir şey söyleyemem. Türkiye'de eleştiriyoruz teknik direktörleri de, bahsettiğimiz adam Pep Guardiola, ne diyebilirim ki? Ne desem hata olacak. Fakat futbol bu. Üç ihtimalli bir oyun!

Demek ki kazanan her zaman aynı değilmiş. Dengeler değişebiliyormuş. Daha çok isteyen, daha hırslı olan, kafadaki her şeyi değiştirip yıkan bu oyunu kazanıyormuş. Önemli olan, izleyenlere zevk vermektir. Biz bu ülkede neredeyse futboldan nefret eder hale geldik. Hepimiz Türkiye'deki maçlardan daha büyük heyecan ve hevesle izliyoruz yabancı ligleri. Nedenini biz düşünelim, biz sorgulayalım kendimizi. 

Ondan sonra Mesut Özil neden Türk Milli Takımı forması giymiyor deriz tabii, çocuğa da olabildiğince vururuz. Sanki biz yetiştirmişiz, adamın üstünde çok fazla emeğimiz varmış da, bizim için forma terletmek zorundaymış gibi.

Üstüne söylenecek çok fazla şey yok. Müthiş bir futbol resitali izlettikleri için her iki takıma da minnettarız... 

Peki onların oynadığı futbolsa, bizimki nedir?