Bu ülkede kadın cinayetleri hiç bitmeyecek mi?

Hemen her gün eksiksiz gazetelerde bir veya daha çok kadın cinayeti haberi var.  

Eşini ya da eski eşini gözünü kırpmadan en acımasız şekilde öldüren koca müsveddeleri bunu ya sevgi adına yaptığını söylüyor, ya boşanmak istediği için ya da kendisine geri dönmediği için öldürüyor. Ya da namus, evi terk etmek, kıskançlık, aldatma bahaneleri de sırada bekliyor.  

Bu saldırgan tutum bazı kişilere göre erkek olma hali midir?  

Kendisinden ayrılmak isteyen nişanlı ya da karısını kendisini artık sevmiyor diye öldürme hakkını nereden kendinde buluyor acaba?  

Cinayet işleyecek kadar gözünü hırs bürümüş adına da sevgi diyen bu ruh hali içindeki erkeklerin tümü psikolojik tedaviye mi muhtaç?  

Bunların hepsi çocukluklarında ailelerinde şiddet mi gördüler ki büyüdüğünde her koşulda şiddete başvuruyor?  

Bu şiddet hali, istediği oyuncağı almadılar diye kırıp döken hırçın çocukluk gibi bir şey mi? Sonrasında pişmanlık duyuyorlar mıdır acaba?  

Bir çözüm mü bu, yoksa bir sonuç mu, bir bağımlılık mı?  

Öldürünce eline ne geçiyor, o zaman kendinin mi oluyor o kadın?  

Derinine inilse acaba nelerle karşılaşır insan.  

Anadolu’da töre mağduru birçok kadının akrabaları veya eşleri tarafından namus temizleme adına öldürülmesi zaten yıllardır içinden çıkılamayan bir kuyu. Hepimizce malum. Çözülemeyen bir sorun.  

Bunun yanında büyük şehirlerde de psikopat kocası veya boşandığı ya da boşanmak istediği kocası tarafından çeşitli sebeplerden öldürülen bir sürü kadın, sadece gazetelerin üçüncü sayfa haberi oluyor. İnsanlar bakıp geçiyorlar ki o kadar alışılmış bir durum gibi. Sıradan bir olay gibi. Kadınlık zor zenaat derler ya.  

Ülkede her gün değişen gündem kalabalığı içinde bu cinayetler rutin bir hal aldı. İnsan dehşetle karşılıyor böyle haberleri ama ucu bucağı gelmiyor. Olan kalan masum çocuklara oluyor.  

Türkiye’de kadınlara yönelik cinayet oranı son istatistiklere göre 2002 den beri yüzde 1, 400 artış göstermiş. Bu istatistik, parlamentoda sorulan bir soruya karşılık olarak adalet bakanı tarafından açıklanmış. Ne acı!  

“Bianet’in araştırmasına göre” sadece 2011 in ilk beş ayında 105 kadın erkekler tarafından öldürülmüş. Bunun yanında 8 çocuk ve 2 de bebek öldürülmüş. 59 kadın ve 4 çocuk da erkek şiddeti ile yaralanmış. Geçen yıl da aynı dönemde erkekler en az 16 kadını öldürmüş ve 27 kadın ve kız çocuğuna tecavüz etmiş. En az 41 kadın ve kız çocuğu cinsel taciz ve istismara maruz kalmış.  

Bütün bunların aşk, sevgi, töre, namus, kıskançlık bahaneleriyle olması kanıksanmış bir durum sanki, içler acısı.  

Mağdurlardan birçoğunun savcılıklara başvurarak koruma talebinde bulunduğunu ancak korunmadığını da biliyoruz.  

Yani her katliam erkek izi, katliamı yapan erkek de devletinin izini taşıyor.  

Şükran Demirtaş