Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Mayıs '13

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Bu yazım Beyaz Dizi severlere :)) Soft pornonun dayanılmaz bağımlılığı .....

Bu yazım Beyaz Dizi severlere :)) Soft pornonun dayanılmaz bağımlılığı .....
 

İçimdeki kıpırtısızlık ve bezginlik devam ederken sadece çalışıyordum. Çok mutlu bir hayat olmasa gerek diyorum kendi kendime. Bir hareket lazım yeni bir soluk ama ne ??

Aman!  Evimin temizliğini bitirdiğim şu ara güzel bir cd koydum ve bilgisayarımın başına geçtim. Son bir haftadır televizyon ya da film seyretmek ötesinde sadece okuyorum. Dikkat ettim de hayatım ne zaman bezgin leşse uyuşturucuya olan bir bağımlılık gibi benimde bir bağımlılığım var. Ne mi ???

Çok çok uzun yıllar önce sarı yazlarda, hani henüz değerini bilemediğimiz koca yaz tatillerinde her tarz kitabı okurdum okumasına da komşu ablalarla en çok “Beyaz Dizilerimizi” değiş tokuş ederdim. Gelişim yayınlarının seri halinde çıkartmış olduğu, hani minik, beyaz kapağı üzerinde yakışıklı bir erkek ve kadının resimleri bulunan altında sayı numarası olan soft porno aşk romanları. Konusu ister tarihi süreçte olsun ister günümüzde; esas kız ve oğlanın birbirleri ile tanışması. Bir müddet birbirlerini yanlış anlamaları, ötesinde saf mutluluğa ulaşmaları olan bu kitaplarda; her nedense kızlar genel olarak yirmi beş yaşını geçmemiş olmasına rağmen inanılmaz olgun ve hayat birikimine sahip. Erkekler ise güçlü kas yapısının ve inanılmaz anatomik güzelliklerinin yanı sıra burnu hafif kırık, sert yüz hatlarına sahip ve gri gözleriyle etrafa kuşkucu bakışlar fırlatan ama her şeyden önce genel olarak otuz beş yaşlarında son derece zengin ve başarılı iş adamları olurdu.

Sanırım kadın ve erkek arasındaki o “çok özel” toplumumuz tarafından ayıp karşılanarak hala çocuklara hakkında izahat verilmeyen  “seks” hayatının nasıl olduğunu ve nasıl yaşanması gerektiğini ortaokul lise çağlarımda ben bu kitaplardan öğrendim. Ama her şey bir yana o yaz tatillerimin en unutulmaz ve keyifli anları bu aşk romanlarını elime alıp da günde iki tanesini birden bir solukta okuyarak geçirdiğim anlardı sanırım. Yıllar içerisinde çok ciddi bir beyaz dizi koleksiyonum oldu. Tabi diğer kitaplarıma yer açabilmek ve taşınmalar sırasında yükü hafifletmek pahasına tüm seriyi toplamış olduğum bu kitaplarımı içim yanarak dağıtmak zorunda kaldım.

Dağıttım dağıtmasına da bir zaman sonra yine bezgin dönemlerinde bu kez adı beyaz dizi olmayan ama aynı konu üzerine yazılmış daha kalın kitapları okumaya başladım. Sanırım hep bir kaçış noktası oldu bu kitaplar benim için. Zaman zamansa mizah konusu.

Erkeğin tenine karışmış ter, tütün ve toprak kokusunun bir kadına nasıl bu denli erotik geldiğini. İngiltere'de yaşayan tüm yirmi yirmi beş yaş arası bekar ve kendi ayakları üzerinde duran günümüz hatunlarının her nedense hep bakire olduğunu ve dahası neden yakışıklı erkeklerin burunlarının illa ki en az bir kez kırılmış olduğunu çözemedim çözmesine ama okumadan da duramadım.

Bu ara yine bu tarz kitaplardayım “ Grinin Elli Tonunun”  tavan yaptığı bu süreçte daha ziyade soft kitaplara yönelmiş olmam sanırım bizim kuşağın uslanmaz romantik olmasından kaynaklanıyor.

Yine de teşekkür etmeyi bir borç bilirim bence takma kadın isimleri ile erkeklerin yazmış olduğu bu aşk romanlarının yazarlarına iyi ki varsınız zaman zaman güldürmek ve zaman zamansa kaçış yeri sunduğunuz için …..

   

 
Toplam blog
: 200
: 959
Kayıt tarihi
: 21.04.08
 
 

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü mezunuyum . Maalesef bir tak..