Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Temmuz '09

 
Kategori
Spor
 

Budapeşte Gezisi 6 Ağustos'ta

Budapeşte Gezisi 6 Ağustos'ta
 

www.fenerbahce.org


Fenerbahçe dün gece tam da rakibinin çekindiği gibi etkili oynadı ve ikinci maçı Budapeşte gezisine çevrdi. Ancak dün sahada en az beş gollü galibiyet kadar önemi bir futbol olayı daha vardı Roberto Carlos'un sakatlığı.

Bir an için kendinizi Roberto Carlos’un yerine koyun. Kendinizi bildiniz bileli futbol topunun peşinde koştuğunuzu ve bunun karşılığını defalarca şampiyonluk yaşayarak, sayısız ödül alarak ve hem kulüp hem de milli takım bazında onlarca kupa kaldırarak fazlasıyla aldığınızı kabul edin. Düşünün ki Allah vergisi yeteneğiniz sayesinde yaşayan futbol efsanelerinden birisi ve kendi jenerasyonunuzun belki de bir numarasısınız, serbest vuruşlarınız UEFA resmi sitesinde ders olarak gösteriliyor. Ama gelin görün ki o yıllarca size açılmadık kapı bırakmayan futbol yeteneğiniz günün birinde artık bazı şeylerin eskisi gibi olmayacağını haber veriyor hem de en iyi yaptığınız iş ile oyunun en güzel anının karışımında; bir frikik golü sonrasında…

Tüm bunlar Roberto Carlos’un oyundan çıkmak zorunda olduğu anda yüzünden okunan düşüncelerdi ve eminim bu büyük yıldızı asıl üzen o paha biçilmez sol bacağındaki sakatlık değil, futbol zekası ile yıllarca müthiş bir şekilde hükmettiği vücudunun artık eskisi gibi söz dinlemeyecek olmasıydı. Bu olay muhtemelen Roberto Carlos’un bu sene takımının formasını istikrarlı bir şekilde giyemeyeceğini gösterdi ama Brezilyalı yıldız sahip olduğu farkındalık ile bu sorunu da en kısa zamanda aşmayı başaracak ve futbol topu peşindeki mücadelesini sonuna kadar devam ettirecektir.

Gelelim Maça…

Fenerbahçe’nin geçen seneden en önemli farkı ortaya koyduğu iyi mücadele ve hücumda çoğalma başarısıydı. Bu durumdaki en önemli nedenlerden biri, her ne kadar henüz vasatı aşamasalar da, yeni Brezilyalılar Cristian ve Dos Santos’un takıma katılmasıdır. R.Carlos’un sakatlanması sonucu milli takımındaki mevkisine geçen Dos Santos ve Cristian, çabuklukları ve istekleri sayesinde takımın genel görüntüsünü olumlu etkilediler. Bu genel görüntüye Daum’un en iyi transferimiz diye bahsettiği Emre’nin geçmiş yıllara taş çıkartan presi ve tekniği, Kazım’ın özgüvenin oyununa yansımış olması, Güiza’nın geçen sezon sonundaki performansını devam ettirmesi ve Alex’in “10 numara” standardı eklenince ortaya turu ilk maçta değil ilk yarıda geçmeye yetecek bir başarım çıktı.

Emre Belözoğlu’nun müthiş performansında son üç sezondur ilk defa sezon öncesi kampa katılmasının önemi elbette büyük. Zira yıldız oyuncu evvelki sezon sakatlık geçen yıl da vatani görev nedeniyle yaz kamplarına katılamamış ve o sezonlarda vasatı aşamamıştı. Dolayısıyla eğer bu sezon bambaşka bir Emre izlenecekse bunda sezon öncesi kampın çok büyük katkısı var.

Eksiklik…

Bilica transferi sarı lacivertliler için oldukça olumlu. Çünkü Brezilyalı oyuncu savunmadaki dikkati kadar topu oyuna sokma ve uzun paslarındaki başarısı ile de dikkat çekiyor. Savunmanın bir diğer ortağı Önder de Honved önünde fazla sırıtmasa da bu mevkiye takviye yapılması Fenerbahçe’nin en büyük gereksinimi. Zira rakip ne kadar zayıf olsa da zaman zaman tehlikeli pozisyonlar yakaladı ve ileriki maçlarda sorun yaşamamak için bu sinyallerin şimdiden görülmesi gerekiyor. Bu nedenle Lugano ile anlaşmak ya da en az onun kadar iyi bir transfer yapmak sarı lacivertlilerin birinci önceliği olmalı.

Sonuç…

Neticede Fenerbahçe ilk resmi maçında dosta güven, düşmana korku veren bir performans sergiledi ve kayıp bir sezonun ardından taraftarlarına umut dağıttı.

Dileğimiz sarı lacivertliler ve diğer takımlarımızın Avrupa’da süper bir sezon geçirmesi ve ülke olarak en az 2007-2008 sezonu kadar başarılı olmamız.

 
Toplam blog
: 788
: 1417
Kayıt tarihi
: 11.11.07
 
 

Çoğu çocuk gibi ben de futbolcu olmak istedim, olmadı. Bu oyundan kopmamak adına üniversite yılla..