Bugünün işini yarına bırakmak.

Geçtiğimiz günlerde Ermenistan’da düzenlenen Ermeni Dili ve Edebiyatı Yarışması'nda bir öğrencinin, “Batı topraklarımızı Ağrı Dağı ile birlikte geri alabilecek miyiz?” sorusuna yanıt veren Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan, “Bu sizin neslinize bağlı. Mesela benim nesil, üzerine düşen görevi başarıyla yerine getirdi. 90’lı yıllarda vatanımızın parçası Artsah’ı (Karabağ bölgesini) düşmanın elinden kurtardık" demişti. 

Bunun üzerine tüm yurttan tepkiler yağdı; 

Iğdır Azerbaycan Evi Dernek Başkanı Nazım Karadağ, ''Ermenilere verecek bir çakıl taşımız bile yok'' derken,  

Bursa'da, Türkiye ile Ermenistan arasında oynanan futbol maçında, Azeri Bayrağı taşıyanların stada alınmasını engelleyen hükümetin başı, Azerbaycan'dan seslenerek '' Sarkisyan'ın özür dilemesi ve bu yanlışından dönmesi lazım'' dedi. 

MHP Iğdır Milletvekili Sinan Oğan da, Ermeni Açılımı ve Milli Maç Katılımı'nı eleştirerek, ''Bu anlayana açıkça bir savaş ilanıdır'' demeye getirdi. 

Biz zamanında ''Açılım, milli maça katılım'' falan diye Sarkisyan'ı başımıza çıkarıp Azeri kardeşlerimizi isyan ettirdikten sonra, ''Ne yapıyorsunuz kafayı mı yediniz?'' diyen akil adamlar ortaya çıkınca uyanıp, bu sefer de 'Bir millet iki devlet, n'olur biraz tebessüm et'' diye Aliyev'in peşinden koşmadık mı? Açılımların elimizde patladığını anlamak için daha kaç Sarkisyan veya Silvan gerekli? 

Ağrı Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Mehmet ERAT da Sarkisyan'ın halka kin ve nefret tohumları ekmeye çalıştığını söylerken, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'dan da Mehmet'leri ve erat'ı ilgilendiren ''Askerliğin kısaltılması ile ilgili gerekli adımları atıyoruz ve atmaya da devam edeceğiz'' açıklaması geliyordu. 

Halk, Muhalefet Partilerinin Temsilcileri, STK'lar, Dernekler, Sarkisyan'ın sözlerini ciddiye alıp ''Bu bir savaş ilanıdır'' diye isyan haykırırlarken, Hükümetin ''Askerlik süresi azaltılmalı, profesyonel askerliğe geçilmeli'' ısrarı sürüyor sürmesine de Komuta Kademesi bütünüyle istifa etmiş ya da uzun süreli tutukluluklarla belirsizliklerin içine sürüklenmiş Türk Ordusu'nu gören Sarkisyan bugünlerde herhalde erken konuşmasının pişmanlığını yaşıyor olsa gerek,  

''Bugünün işini yarına bırakma'' atasözünü bilse ''Ağrı'yı almayı çocuklara bırakmakla hata ettik galiba, yarın sanki bundan iyi ortam mı olacak?'' diye düşünüyor da olabilirdi.