Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

perihan reyhan ALKAN

http://blog.milliyet.com.tr/pra

20 Şubat '09

 
Kategori
Güncel
 

Bunun erkeği olmaz azizim!!!

Bunun erkeği olmaz azizim!!!
 

erkekte de...


Bu gün bir arkadaşımla görüşünce, hayreti karşısında o gün benim de farklı açıdan hayrete düştüğüm ve de acı da olsa güldüğüm olay geldi aklıma.

Arkadaşımın arkadaşına meme CA tanısı konmuş, hem üzülmüş, hem çok şaşırmıştı. E ne var bunda, günümüzde gayet doğal, sıradanlaştı, grip gibi adeta demeyiniz lütfen, arkadaşımın arkadaşı erkek çünkü. Olasılığını bilmediğinden de ön kanıyla olanaksız geliyor, şaşırması doğal onun bakış açısıyla.


Ben ilk duyduğumda bu anlamda şaşırmadım, erkek de insandı ki zaten bakış açım her olguda önce insandır. Erkek de bir insan, onun da işlevi aynı olmasa da bir memesi var o halde onun için de olası kanserin bu türü de.


Beni şaşırtan kemeoterapiye ilk alındığım gün karşılaştığım manzara ve bekleme salonunda erkeklerin tavrıydı. Ki buna çok şaşırmıştım daha ziyade, böyle bir durumda bile, hastalık da bile, pes vallahi demiştim ve dediğim gibi çok şaşırmıştım erkek olmayı çok başka bir şey addedenlere, üstünlük, farklılık, ayrıcalık görenlere, hatta o kızgınlık hastalığımı ve de orada bulunuş amacımı, neyi beklediğimi bile unutturmuştu.


Her kanser türünün kemoterapiye alınma saatleri farklı, süreleri göz önüne alınarak. Meme kanserliler, 14.00 de alınıyor salona. İçeri girip ilaçlarımı görevli hemşireye teslim ederken hangi koltuğa otursam diye bakınırken gördüm ki salonun yarısı erkek. Dönüp hemşireye: Yanlış mı geldim dedim. Sorusu karşısında da: Salonun yarısı erkek, onların ne işi var bu saatte dedim, “Onlar da meme kanseri” cevabıyla da çok şaşırdım, ne yalan söyleyeyim, ben de bilmiyordum erkeklerde de olduğunu, akılcı bakış açısıyla olabilirdi de, esas şaşırdığım neredeyse kadınlarla eşit sayıda oluşuydu. Bu apayrı bir konu ve ayrı bir yazıyla uzun uzun ele alınabilir. Lakin burada sözü erbabına yani uzmanına bırakmalı, bilmediğimiz, hele de bilimsel bir konuda söz bize düşmez.


Gelelim sözün bana düşen yanına ve de hayrete düşürenine beni!


Bekleme salonunda, kemoterapi seansında, çay salonunda bir vesile sohbet ettiğim erkeklerin tavırları sözünü ettiğim. Şaşırdım, inanın çok şaşırdım, hadi pek çok konuda alıştık, kanıksadık da adeta, kabullenemesek, kızsak da o tavırlarına ama hastalıkta bari yapmayın birader, orada bari unutun bir nebze şu ne menem şeyse algıladığınız erkekliğinizi, insansınız nihayet, insana özgülükler sizin için de kaçınımsız. Niye öyle hamileymiş gibi giriyorsunuz yerin dibine, çok garip bir şeymiş gibi?


Soruyorsunuz; prostat kanseri olan, sanki o da erkekliğine çok önemli vurguymuş, erkeklik cinsel organlardan, cinsiyete özgü organlar ve hormonlardan ibaretmiş gibi, ya gerinerek, ya kasılarak, ya dikleştirerek başını veya bir kaşını hafif tertip gururla kaldırarak: Prostat kanseriyim diyor.


Bir diğeri, sanki ayıp, günah ya da suçmuş, utanılması gerekirmiş veya erkekliğine leke sürülmüş de kuşkulanılacakmış gibi, başı önde, ezik, gözlerinde mahcubiyet, zor duyulur sesle: Meme kanseriyim diyor!


Utanıyorlar velhasıl meme kanseriyim demeye, çoğu da saklıyor bir günah gibi. Sanki erkekliklerine halel gelecek.


Pek çoğunun erkeklerin belli erkeklik kalıpları vardır malumunuz; pek çok önemli sorunda dahi doktora gitmekten kaçınırlar, onlar tam bir erkektirler, son derece sağlıklıdırlar, hiçbir sorunları olamaz. Varsa şayet kendilerine bile itiraftan çekindikleri…


Eyvah erkeklik bitti…


Oysa insanız kadını erkeği ve her şey hepimiz için olası.


Ve bu bazıları erkeklerin, kalın bir çizgi çiziyorlar kadınlarla aralarına her konu ve koşulda, önce insan olduklarını unutarak!!!

 
Toplam blog
: 290
: 553
Kayıt tarihi
: 11.03.08
 
 

İlk ve orta öğrenimimi Gölcük/ Kocaeli, lise ve üniversite öğrenimimi Ankarada gördüm. İlk okuldan..