Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Mayıs '12

 
Kategori
Futbol
 

Burak Yılmaz, gol sevinci ve sahada terör estirmek!

Burak Yılmaz, gol sevinci ve sahada terör estirmek!
 



“Gol sevinçleri abartılmamalı...”

Kim diyor bunu?

Trabzonsporlu Burak Yılmaz!

Burak Yılmaz, aklınca, Galatasaray-Fenerbahçe maçından sonra Mehmet Topuz’un sevinç gösterisine göndermeye yapıyor.

Adama, “Senin üstüne vazife mi?” diye sormazlar mı?

İşte, futbolcu aklı deyip geçemezsiniz. Çünkü bu, bütün futbolcuları aynı kalıba sokmak anlamına gelir, bir genelleme olur ki, sonuçta “haksızlık” yapılmış olur.

Burak Yılmaz, gol attıktan sonra, saha kenarındaki kameranın içine girip nasıl bağırdığını, gol sonrası acayip sevindiği unutuyor. Kendi yaptığı doğru, başkasının ki kötü.

Burak Yılmaz’da tam da “çirkin politikacı” kafası var.

Burak Yılmaz’ın, kendi sevincini normal karşılaması, rakibinin sevincini “abartılı” bulması, niye kafayla gol atamadığının en iyi göstergesi olsa gerek!

*****

“Gol sevinçleri abartılmamalı.” diyen bu Burak Yılmaz, Süper Final’de ilk golünü dün Trabzon’da Fenerbahçe’ye atınca, bilmem gördünüz mü, tribünlere bir şeyler söyleyerek, eliyle işaret yaparak “mesaj” verdi.

Kendine özgü sevinme!

Ama biri de kalkar, “Ne biçim sevinme?” derse, "boş" konuşmuş olmaz mı?

Burak Yılmaz’a düşen iş, futbolunu oynaması, “her çorbaya nane olmaması”, konuşma hastalığına yakalanmış başkanına öykünmesi...

Burak Yılmaz’ın iyi ki, tam öykünmüyor!

Yoksa o da, başkanı gibi, “Fenerbahçe 3 puanla çıkarsa bir yıkım olur, dünyanın sonuna benzeyen bir şey olur.” benzeri cümleler kurar/dı.

Ya da Teknik Direktörü gibi, “Bana göre Güneydoğu olaylarından daha büyük olaylar görüyoruz şu anda. Gizli bir tehlike büyüyor. Daha dikkatli olmak gerekli. Ben bunu söylerken önünü açmış gibi görünüyorum, ama tam tersini söylemek istiyorum.” der/di.

Bilmiyorum, belki de, Teknik Direktör’ü, “terörist futbolcu” koruyucusu görüntüsü veren, oyuna “hakim” olamayan hakem gibi, Fenerbahçeli futbolcuya, diyelim Emre’ye, “Sen korner, taç kullanma” demiştir.

Ya da  başka şeyler demiştir:

“Bize gol atıp, taraftarımız tahrik etmeyin!”

“Gol yiyin, tansiyon düşsün!”

Burak Yılmaz, iyi ki, takım arkadaşı Zokora’ya ya da Colman'a öykünmedi, Emre’nin “erkekliği”ne son vermek diyeceğimiz bir saldırganlıkta bulunmadı... Sadece, tekmeyle yere devirdiği Ziegler yerde kıvranırken, Ziegler’in yüzüne tokat atmakla yetindi.

*****

Her futbolcunun, gol sonrası kendine özgü sevinmesi vardır. Bu sevinmede “kışkırtma”, “hakaret”... var mı, yok mu, bunun kararını, beğenelim beğenmeyelim, hakem verecektir.

Kararı/ yorumu, futbolcu “boş laf”larla vermeye kalkarsa, “ofsayta düştüğü”nü unutmamalı.

Futbolcu, “futbol emekçisi” olduğunu unutmamalı!

Futbolcu, “çapsız” yöneticilerin dolduruşuna gelmemeli; futbolun görselliğini sahaya yansıtmalı.

“Futbol terörü”ne ortam hazırlanan yöneticilere, “terörist futbolcu”lara, olanlara göz yuman hakemlere “kırmızı kart” göstermek gerekir.

Dün Trabzon’da yaşananlar, bilmem, akılları başa getirir mi?

TURGUT ÇELİK/ Mersin

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..