Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Mayıs '21

 
Kategori
Anılar
 

BURGAZ

Gemiler geçer rüyalarımda

Allı pullu gemiler,damların üzerinden

Ben zavallı,

Ben yıllardır denize hasret

Bakar bakar ağlarım.

ORHAN VELİ

İstanbul'un  doyasıya gezmek istediğim yeridir Burgaz. O kadar çok baktım ki fotoğraflarına..O kadar çok yürüdüm ki hayalimde o sokaklarda...Bazen gerçekten oradaymışım gibi hissettiğim anlarım oldu.Oradaymışım gibi  adacıktaki çiçeklerin kokusu geldi  burnuma..Gemilerini izledim gökyüzünden sanki...Yokuş yukarı çıkan yollarını..Ama en çok Sait Faik Müzesini hayal ettim.Sait Faik'in odasını eşyalarını ruhunun içindeki dünyayı..Ona o satıları yazdıran her ne varsa görmek hissetmek kalbimde duymak istedim

..Bazen  de o adacıkta öylece ellerim cebimde içimdeki seslere henüz kendimi kapatmamışken yağmurlu bir havada üzerime düşen damlaları keyiflce hissettiğimi  güneşli bir günse bisikletime binip yokuş aşağı hızla giderken tıpkı çocukluğumdaki gibi ellerimi bırakıyor oluşumu penceren izleyen anneme gösterdiğimi  hayal ettim..O anları çok iyi tanıyorum çünkü bu hayalleri kurduğum anlarda da içim coşkuyla dolar,hemen koşarım kitaplığımdaki Sait Faik köşeme..

Çok eski bir dostumu kucaklar gibi sarılırım Sait Faik kitaplarına..Bana öyküyü sevdiren o müthiş yazara bir kere daha sevgiyle bakarım.Tek tek okşarım sayfalarını hatta bazen ağlarım.Lise sıralarıma giderim.İdealist gençlik der tebessüm ederim.Amma da kasmışım kendimi derim on yedi yaşındaki halime..Amma da kasmışım  kendimi...Sonra Sait Faik'in Orhan Veliyle olan dostluklarını düşünürüm.İçinde duyduğu dayanılmaz var olma sancısını ben de duyarım.Semaver görsem aklıma Ali'nin Hikayesi gelir.Birisi orta şekerli bir kahve içse aklıma o,kendisinden büyük biri gibi davranmaya çalışan çocuğun dik tutmaya çalıştığı omuzları gelir.Birisi balık yaklasa Dülger Baığı işte bu derim..Kuş cıvıltıları,usul usul sallanan yapraklar hafifçe esen rüzgar bana''hişt'' der.Simit ve çayın dostluğunu hiç anlatmayayım..Nerde bir tablacı görsem tablasındaki simitleri hepsini alıp Sait Faik'in martılarına atmak istiyorum...Gökyüzünde son kuşlar..İçimde bir lüzumsuz adam..Kalbimde şu aralar ince bir sızı. nedensiz ama çok da amansız..Öyle bir sızı ki..özlem desem değil,öfke desem değil,üzüntü değil kaygı değil..ama ince ince düğümlüyor işte beni..Bağlıyor kalbimi cam kırıklıarına..dalıyor tek tek göğsümü...Neden bilmem...

Sonra Orhan Veli çıkagelir yanıma yalvaran gözlerle bakarım anlatsana sokaktaki insanları durdurup ''Sait Faik okuyun,iyi insan olursunuz dedin mi sahiden ?''derim.Orhan Veli..içimi sızlatır benim.Efkarlı bakışları ve üzerindeki eski paltosuyla bana saatlerce anlatır Sait Faik'i ..şapkasını takıp köpeğiyle birlikte tüm dünyayı Sait Faik'in nasıl kucakladığını..Oturduğu köşeden kadınları çocukları,esnafı sucuları sokakları kuşları öfkesini ve en çok da yalnızığını nasıl içli içli anlattığını anlatır.Ağlarım Sait Faik'e....En çok da ölüm sahnesinde içimden bir kuş havalanır doğruca gider Burgaz'A sarılır o odalara koşar durar o tavdandan bu tavana..İçeride Sait Faik'ten tek bir soluk yakalayıp can bulabılmek için..

İnsanı sevmekle başlar her şey..

Sait FAİK ABASIYANIK

 
Toplam blog
: 22
: 83
Kayıt tarihi
: 26.08.14
 
 

Çocukluğumda çok iyi bir rüya senaristiydim. Çevremdekiler sıkılsa da küçük olduğum için bir şey de..