Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Temmuz '22

 
Kategori
Sosyoloji
 

Burma kadayıfla İlk tanışıklık

Ülkemizin her ilinde faaliyet gösteren Diyarbakır Yöresine ait Meşhur Burma Kadayıf’ın hikayesi.

Sanırım 2011 Ağustos ayı olması lazım, Diyarbakır’da ikamet eden Hacı Hüseyin Altunhan, yazlığı için babasının köyü olan Bingöl Gürpınar’da yeni inşa ettiği evinin boyasını rahmetli olan Hüseyin dayımla yapmak üzere gitmiştik.3’üncü gün bitirme aşamasına getirmiştik. O gün rahmetli Hacı Hüseyin Altınhan evi kontrol etmek için Diyarbakır'dan gelmişti. İşin üçüncü günü ğlen yemeğini birlikte yedikten sonra tam işe başlayacağımız esnada Hüseyin dayıma,”oturun çayınızı için yavaş yavaş başlarsınız, zaten az kalmış işiniz” diye bizi çaya ikna eden H. Hüseyin Altunhan’a;Meşhur Burma Kadayıfın hikayesini sormuş tam bir saat boyunca bu hikayeyi ayrıntısıyla anlatmıştı bize.

 

H.Hüseyin Altunhan hikayeyi şöyle başlıyor;Babam ve amcamlarım yaz aylarında Diyarbakır’a çalışmak üzere giderler, Diyarbakır’da hala yeri çok meşur olan oduncu pazarında hamallık yaparlardı. Tabi o dönemlerde tüp olmadığı için Burma Kadayıf ocaklarının altı odun közleriyle pişirilirdi. O tarihlerde kadayıf işini Hakko adında bir Ermeni Türk vatandaşı yapıyordu. Hakko adındaki bu Ermeni vatandaşımız, odun pazarından odun taşıyan  H.Hüseyin Altunhan’ın  babası ve amcalarıyla odun getirirken çok çalışkan ve dürüst olduklarını görür, hatta bu odun taşıma olayı aynı kişilerce dört sene tekrarlandığına şahit olunca ;”kaç yıldır sizinle tanışıyor ve çalışkanlığınıza şahit oluyorum, gelin kış ayında da burda kalın,zaten bizim kış aylarında işlerimiz oluyor. Gelin bu kış ayı da ynımızda kadayıf işini öğrenin önümüzdeki yaz aylarında gidip Bingöl’den ailelelerinizi de getirirsiniz”diye ikna etmişler babamları.

 

Hiç unutmam,babam her Yaz amcalarımla birlikte Diyarbakır’a gider, Kış’a doğru köye gelirlerdi. Kış’ı, babamın yazın çalışarak kazandıklarıyla atlatırdık. Yine aynı şekilde tekrarlanan bu olay sonucunda Kış gelmesine rağmen bu kez babam Diyarbakır’dan gelmemiş ve o Kış babasızlığın ne kadar zor olduğunu hissettiğimden o Kış’ı hiç hiç unutmamıştım.

Bu olay sonrasında Kış ayı biter bitmez babam amcalarımla birlikte bizi Diyarbakır’a temelli götürmek üzere geldiklerinide ne kadar sevindiklerini anlatan H.Hüseyin Altunhan, 90 yaşında olmasına rağmen sanki dün yaşamış gibi o anı anltırken gözlerinin heyecanlı bir şekilde parıldığına şahit oluyordum. 

Burma Kadayıfın mucitleri olan ermeni aileleriyle ilgili unutmadığı bir anısını aynen şöyle aktarmıştı Hüseyin amca. Onlarla artık bir aile gibi olmuştuk, bir Ramazan ayında çocuklarına asker ziyeretleri için büyüklerimle gündüz vakti misafirliğe gitmiştik.  O esnada içeri girdiğimizde yemek için sofrda oturuyorlardı. ramazan Ayı münasebetiyle oruçlu olduklarımızı düşünerekten ailece sofaradan kalkarak bizi karşılamışlardı. Misafir olduğumuz süre içinde yemeklerini yemeleri için ısrar etmemize rağmen kabul etmediler. En sıradan ailevi olaylarda sürekli yanlarımızda olur birbirimize karşı çok gsaygın ve samimi bir aile ilişkimiz vardı. 

“1914 ile 1918 yılları arasında yaşanan toplumsal olaylar sonrası tehcir nedniyle buraları terketmek zorunda kalan Ermeni vatandaşlarımızdan sonra bu mesleğin birinci sahipleri Türkiye’de biz Bingöllüler olmuştuk” şeklinde anlatan  H.Hüseyin Altunhan, meşhur burma kadayıfla tanışıklıklarının Ermeni ailerlel böyle başladığını anlatmıştı.Şuan Türkiye’nin her İlinde  kadayıfçıların tamamı Bingöllü... Tam rakam olmazsada burma kadayıf mesleğinden şuan yaklaşık 15 bin insan geçimini sağlamaktadır.

 

 

 
Toplam blog
: 2
: 75
Kayıt tarihi
: 04.07.22
 
 

Spor editörü, spor çalışmalarını yakından takip eden spor insanı ..