Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mart '10

 
Kategori
Kitap
 

Bursa 8. Kitap Fuarı.

Bursa 8. Kitap Fuarı.
 

Tüyap Bursa Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi.


Bu yıl 27 Şubat-7 Mart tarihleri arasında sekizincisi düzenlenen Bursa Kitap Fuarı'na ancak bugün gidebildim. 12:00-14:00 arasında yeni kitabım Ben Olmanın Varlığında'nın İmza Günü vardı.

Adana, Bursa, İzmir ve İstanbul sıralamasıyla düzenlenen 4 büyük kitap fuarından ben en çok Adana Fuarı'nı beğenirim. Çok ferahtır, okuyucuyla daha rahat iletişim kurabilirsiniz. Sonra İzmir gelir. Ardından İstanbul ve son olarak da, anlatılmaz-yaşanır diyebileceğim Bursa Fuarı. İğne atsanız yere düşmez. Kapıdaki kuyruk 200 metreyi bulur. Kitapseverler stand'lerin arkasına kadar yığılır. Olağanüstü rakamlarda satış yaparsınız; ama ne, konuştuğunuzu anlarsınız ne de zamanın nasıl geçtiğini! Bursalı kitapseverler çılgınca kitap alırlar. Oturmanız mümkün değildir. Hemen hepsi aynı soruyu sorar ve hepsine de aynı açıklamaları oflayıp puflamadan yapmak zorundasınızdır. Akşam fuar kapanıncaya kadar kapıdaki kuyruk azalmaz. Bu ilgiyi başka hiçbir ihtisas fuarında göremezsiniz.

Bugün fuar alanında yaşadığım bir iki ilginç olayı paylaşayım sizlerle.

Son derece şık ve tesettürlü bir bayan geldi stand'imize. Varlıklı bir ailenin mensubu olduğu belliydi. Kitabımı epeyce inceledikten sonra bana baktı ve "Oldukça sürükleyiciye benziyor." dedi.

"Evet öyle. İlk kitabım Ben Olmanın Issızlığında'yı okumuş muydunuz?"

"Onu da mı okumam gerekiyor?"

"Ben Olmanın Varlığında onun devamı niteliğinde."

"Olsun, ben bunu okuyayım. İlkini okumasam da anlayabilirim. Lütfen imzalar mısınız?"

"Tabii. Sadece isminizi yazarak imzalayayım mı?"

"Koca kitap yazmışsınız, soyadımı mı yazmaya üşendiniz?"

Hadi alın bakalım!! Oysa ben insanlara sadece ilk ismiyle imzalayarak jest yaptığımı, bir sıcaklık göstergesi olduğunu düşünürken, bu hanımefendi soyadını yazmaya üşendiğimi düşündü! Ben de adını soyadını tam yazarak imzaladım.

Vural Savaş'ı çok severim. Yetmişi geçkin yaşına rağmen tüm kitap fuarlarına aksatmaksızın gelir. Hem de günler boyu kitaplarını imzalar. Adana Fuarı'nda "Hukuk (!) İle Aldatmak" isimli kitabını imzalarken, "Senin bu adına yüzlerce kitap imzalayabilirim." demişti. Bugün de "Hâşa Huzurdan Demokrasi Geldi" adlı kitabını imzalarken, "Seni hatırladım ve ismini çok kıskanıyorum." dedi.

Yirmili yaşlarda bir bayan gelerek, "Her gün okuyabileceğim bir kitap var mı?" diye sordu. Yayınevim çalışanının verdiği cevap tarihe geçecek güzellikteydi!

"İmla Kılavuzu verebilirim."

Ve günün görüntüsü tam da stand'imizin önünde gerçekleşti. Tepeden tırnağa kara çarşaflara bürünmüş bir bayan önümüzden geçiyordu ve elindeki şeffaf torbada "Atatürk-Nutuk" vardı!

Fuarı saat 14:00'te terk etmek elbette mümkün olamadı ve saat 16:00'ya doğru çıktım fuar alanından. Bugün 100'ün üzerinde BOV imzaladım, çok mutlu oldum.

Gemlik'e yaklaşırken yol kenarında gördüğüm bir tabela günün bütün yorgunluğunu aldı. Pilavlık pirinç, turşuluk biber, köftelik kıyma hepimizin bildiği tanımlamalar da peki içinizde, "Kurtarmacalık Vinç" tanımını duyan oldu mu? Canım yurdum insanı, nereden bulur bu tanımlamaları bilmem!

 
Toplam blog
: 462
: 1159
Kayıt tarihi
: 07.03.09
 
 

Ne güzel bloglar yazdık, ne muhteşem dostluklar kurduk; onlar kaldı baki... ..