Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Haziran '22

 
Kategori
Mizah
 

Burun, orada durun!

Güzellerin kaşına gözüne, dudaklarına şiir yazıldığını gördüm de buruna şiir yazıldığını hiç görmemiştim. Onu da gördüm çok şükür!
Bakın Muammer Akman ne diyor:
“Öyle güzel bir burun, tapmalara doyulmaz,
Kiraz dudak üstünde, öpmelere kıyılmaz.
**
Kaşlarını altında narin bir hançer gibi,
Kanatları titriyor birini bekler gibi.
**
Nasıl yaratmış Tanrı, karışılmaz işine,
Bir umut olur muydu düşmüş olsam peşine?
**
Minibüsün içinde ancak bir anlık gördüm,
Öyle burun görmedim, farz edin bakar kördüm.
**
Tapılası o burun dayanmış puslu cama,
Seyretmeye bıkmadım,ne burundu o ama!?
Muammer Akman(Aydın Efesi Dergisi-sayfa 40 sayı 36)
Burun deyip geçmeyin. O, en önemli organlarımızdan biridir. Şaire bir anlık görmeyle şiir yazdırıyor, Karadenizliler burunlarından tanınıyor. 2. Abdülhamit, burnu büyük olduğu için burun kelimesini yasaklamış, yazarlar karalardaki burunlardan söz ederlerken karaların denize doğru olan çıkıntıları demek zorunda kalmışlar, ceza yememek için. Gururlu, kendini beğenmiş kişiler burunları havada dolaşırlar, burunlarından kıl aldırmazlar. Çektiğimiz zorlukları anamdan emdiğim süt burnumdan geldi, diye belirtiriz. Ana babasına çok benzeyen çocuklar için, “Hık demiş, burnundan düşmüş” deriz. Kadınlar güzel görünmek için burun ameliyatı olurlar. Bazı kimseler burunlarına enfiye, kokain çekerler...
Burunla ilgili şöyle bir fıkra var: Köye yeni atanan hoca camiye pek gelen olmadığını görünce köylülere bunun nedenini sorar. Namaz duası bilmediklerini söylerler. Hoca “Ben yüksek sesle dua okurum, siz de tekrar edersiniz” der. “Tamam” derler. Hoca yere eğildiğinde burnu taban tahtalarının arasına kısar, can acısıyla “Burnum kıstı” diye bağırır. Bunun dua olduğunu sanan cemaat “Burnum kıstı” diye tekrarlar. Hocayı kurtarmaya gelen olmaz!
Bir süre sonra burnunu kurtaran hoca hiçbir şey olmamış gibi namaza devam eder. Namaz bitip de camiden çıkarken bir genç hocaya yaklaşır, “Duanız çok güzeldi. Hele o son duanıza bayıldım. Hiç böyle bir dua duymamıştım” der.
Yazımı ders verici bir fıkra ile bitiriyorum.
Adamın birine bir cin görünür, ona üç dilekte bulunmasını söyler. “İyi düşün taşın. Dileğinden vazgeçersen hakkını kaybedersin, geri dönüş yok” der. Adam düşünürken kaynanası içini çeker, “Şimdi şöyle mis gibi bir börek olsaydı da yeseydik” der. Hemen bir tepsi börek gelir önlerine. Adam kızar, “Dileğin birisini senin yüzünden heba ettik. Her işe burnunu sokmasan olmaz mı, hay o börek burnuna yapışaydı!” diye bağırır.
Börek kaynananın burnuna yapışır. Bir hakları kalmıştır. Damat, kaynanasını “Ses çıkarma da şöyle güzel bir dilekte bulunalım” diye uyarır ama kadın “Ben böyle burnu börekli halde el yüzüne nasıl bakarım?” diye itiraz eder. Bir süre çekişirler, onun yalvarmalarına dayanamayan adamcağız, “Börek kaynanamın burnundan düşsün” der. Böylece üç dilek te boşa gitmiş olur.
 
Toplam blog
: 479
: 62
Kayıt tarihi
: 28.11.17
 
 

Emekli öğretmenim. Yazı ve şiirlerim 50 yıldır gazete ve dergilerde çıkar. 21 kitabım yayınlandı,..