Bütçe açığını görmezden gelerek, milli gelir arttırılmaz. Dr.Ali Topçubaşı

AB ülkelerinde derinleşme eğilimine giren ekonomik krizden çıkış yollarından biri olarak gösterilen bütçe açığını yolaçacak tedbirleri görmezden gelerek, sıkı para politikalarından vazgeçilerek yalnızca büyüme sağlama düşüncesi, kesinlikle çıkar yol değildir. Halkların büyük tepkisi ile, şimdiye kadar Avrupa ülkerinde 9 iktidar değişmesini, uygulanan sıkı para polikasına bağlandığı ve büyümeyi sağlamadığı için işssizliği arttırdığı , çeşitli çevrelerce yüksek ses ile dillendirildiği bilinmektedir.

Oecd nin ABD, Japonya, İngiltere, İspanya gibi ülkelerinde bütçe açığı çok yüksek seviyelerde olmasına karşın, yeterli büyümeyi sağlayamadığı gibi , hatta durgunluğu yaşamaktadırlar. ABD de bütçe açığı yüzde 7.6 ya dayandığı halde, milli gelirleri yüzde 1.6 oranında artış gösterirken, Japonya da yüzde 8.0 a dayanan bütçe açığına rağmen, milli gelirleri yüzde -0.6 yakın azalma trendindedir.Yine İngiltere de yüzde 7.7 e dayanan bütçe açığına karşın, milli gelirleri binde 5 oranında azalmıştır. Krizin pençesinde olan ve her an Yunanistan ın durumuna düşme tehlikesinde olan İspanya da ise, bütçe açığı yüzde 6.0 a dayanmasına rağmen, milli gelirleri daralma süreci yaşamaktadır. Bütçe açığın dan korkmayıp gaza basmanın milli geliri arttırma savı boş hayal olup, ekonominin dengelerini bozmak açısından son derece dikkate alınması gereken faktördür.

Yunanistan ın çöküşe yuvarlanmasında en önemli faktörlerden biriside, borçlarının milli gelirlerini aşmasının yanısıra, bütçe disiplinin hiç olmamasıdır. Söz konusu ülkenin bütçe açığı nın milli gelirlerine oranı yüzde 7.9 olmasına karşın, milli gelirlerinde yüzde 7.1 azalma yaşamaktadırlar. Ülkeler de, şirketler gibi borçlanarak değil, bütçe disiplinide gözardı etmeden büyümeye odaklanarak , dğerlerini yükseltebilirler. Türkiye nin cari açığı milli geliri nin yüzde yüzde 10 una ulaşmasına rağmen- bu oran Yunanista da bile yüzde 5.3 olmasına karşın- bütçe açığının yüzde yüzde 1.9 gibi maastric kriterlerin altında olmasınında etkisi ile , Yunanistan ve diğer sorunlu ülkelerden ayrışmaktadır. Çin de bütçe açığı yüzde 1.3 olmasına karşın, büyümesi yüzde 9 a ulaşmaktadır. Yine, Hindistan da bütçe açığı yüzde 2.2olmasına karşın yüzde 6 nın üzerinde büyümekte, diğer yükselen ekonomilerden, Brezilya da bütçe açığı yüzde 2.5, büyüme oranı 3.3, 10 yıl öncesinin ümitsiz vakası kabul edilen Arjantinde bütçe açığı yüzde 0.7 olurken , büyümeleri yüzde 7.3 e dayanmıştır.

Yani, ülkeler milli gelirlerini arttırmak için bütçe disiplinini ikinci plana itmeleri, ekonomik gelişmelerinde etkili olmamaktadır. Etkili olsa idi, çöküş yaşayan ülkeler düze çıkar, bütçe disiplinide elden bırakmayan ülkeler yuvarlanırlardı.Ülkemizin 2000 yılında bütçe açığı yüzde 10.56, 2001 yılında yüzde 16.45 olmasına karşın, bu yıllar ülkemizin çöküş yaşadığı yıllar olarak , hafızamıza kazınması gerekir. Kemal Derviş ile beraber bütçe disiplininede önem veren güçlü ekonomiye geçiş programı uygulanmaya başlanıp günümüze kadar sürdürülmesi ile, ekonomimiz dünya nın en yüksek cari açık oranlarına ulaşmasına karşın, krize karşı dayanıklık göstermektedir. Batı nın sorunlu ülkeleride halkın haklı taleplerin bütçe açığının genişletilmesi yönünde değil, ekonomilerini düzenleyici yönünde kullandıkları taktirde, hem kendileri için, hem de Dünya ekonomileri için, daha hayırlı iş yapmış olacaklardır.