Çağdaş Aile

Bir toplumsal kurum olarak ailenin, insanlık tarihinin belirli bir döneminde ortaya çıktığını, yüzyılları bulan uzun evrimi boyunca bir çok dönüşüm geçirerek biçimden biçime girdiğini ve aile yapısıyla birlikte akrabalık ilişkilerinin, evlilik anlayışının ve genel olarak cinsel ilişki ve davranış kalıplarının da değiştiğini biliyoruz.


Ailenin ilk çağlardan beri günümüze kadar evriminde şöyle bir kalın çizginin izlenmiş olduğu gözleniyor... Kabile, aşiret, klan gibi iç içe geçmiş çok sayıda aileyi içeren görece büyük topluluklardan, anne-baba, çocuklar, büyükanne ve büyükbabalar ile evlenmemiş amca, hala, teyze gibi akrabaları içerisine alan geniş aileye ve geniş aileden de sadece anne-baba ve çocuklardan oluşan günümüzün çekirdek ailesine...


Çin'de aile ilişkileri ve özellikle kadının toplum içerisindeki yeri ve rolünün sosyalizm öncesi döneme oranla oldukça gelişme gösterdiği görülebilmektedir, lâkin kadın erkek ilişkilerinin ve cinselliğin hâlâ feodal gelenek ve göreneklerin büyük ölçüde etkisi altında olduğu ve bu açılardan batının gelişmiş kapitalist ülkelerinin gerisinde kaldığı da bir gerçektir.


Daha sınırlı olmakla birlikte buna benzer bir durum bugünkü Rus ülkeleri için de geçerlidir. Kadın erkek ilişkileri ve cinselliğin ele alınışı, İkinci Dünya Savaşı öncesinde batılı kapitalist ülkelerde geçerli olan bir anlayışın etkisindedir. Şaşırtıcı olan ise, 1917 Ekim Devrimi ile birlikte başlayan ve 1920 yıllarına dek süren bir "Kültür Devrimi" dönemi yaşanmış ve bu zaman içerisinde birtakım köklü atılımlar, yenilikler aile yapısında, kadın haklarında, cinsellik ve ahlâk anlayışında kendini göstermiştir. Ne var ki, 1930'dan sonra tutucu anlayış üstün gelmiş ve geriye dönüşler devrimin ilk yıllarındaki ilerlemeyi silip süpürmüştür.


Diğer yandan Japonya'da ekonomik bakımdan son derece ileri bir ülke olmasına rağmen aile yapısı, cinsellik ve ahlâk anlayışı ile kadın erkek ilişkileri konularında eski gelenek ve göreneklerinin etkisi altındadır.


Bu örneklerden de anlaşılacağı üzere "çağdaş aile" deyince, kadın erkek ilişkilerinin, cinsellik anlayışının vardığı en ileri aşama olarak, öncelikle batılı gelişmiş toplumları anlamak gerekecektir. Bu, bahsi geçen toplumlarda bugünkü aile düzeninin yahut insan ilişkilerinin mükemmel olduğu veya örnek alınması gerektiği anlamına gelmez elbette. Bu ancak, geçmişte uzun süre yaygın kalmış bir düzen ve anlayıştan esas olarak bu toplumlarda bir kopmanın olduğu, beğenilsin ya da beğenilmesin yeni bir aile düzeninin ve cinsellik anlayışının biçimlendiği anlamına gelebilir.