Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ağustos '20

 
Kategori
Deneme
 

CAHİLLİK MUTLULUK MUDUR ?

CAHİLLİK MUTLULUK MUDUR ?
Düz bir yolda işimiz olmadığı halde saatte yüz kilometre üzeri hız yaptık. Üstüne aracımızın direksiyonunu sağa sola çevirip büyük driftlerle sağ ayağımızı harekete geçirerek ne de sert bastık frene. Biraz sendeledik. Kaza yapacağımız hesapta yoktu. Belki hem kendimize hem de başkalarına zarar vermeyi aklımıza dahi getiremedik. Bilerek ya da bilmeden kim bilir kaç yaşında, dimağında ne hayaller barındıran bir gencin hayallerini çaldık. Üstüne üstlük dağın zirvesine çıkacakken ayağına çelme takıp balta girmemiş ormanların arasında açlığa mahkum ettik. Serzenişte bulunmasına dahi fırsat vermeden o genci kendi düşüncelerinin karanlık çukuruna ittik. Etrafı ormanlarla kaplı, güneş dahi görmeyen bir çukurun zindan gibi olan karanlığı tüm ümitleri yerle yeksân etmişti. Dağ başında bulunan ormanlık alandaki bu çukur sadece suç potansiyeli olanların bildiği bir çukurdu. Bu zindanın çukurunda hiçbir şeyi göremedik ve o genci ölüme mahkûm ettik.
Peki orada ölmek ne demekti biliyor musunuz?İnsanlığın ölmesi gibi bir şeydi. Çünkü kimse bir şey bilmeyecekti. Her taraf aransa da o çukur bir türlü bulunamayacaktı. Faili meçhul cinayetler serisine bir yenisi daha eklenmiş olacaktı. Hayata el sallayıp sessizce giden bir insan olarak olaya bakılsa da aslında olgunlaşmamış bir ağacın gövdesine balta vurulmuş, ardından köküne bir kibrit çakılmıştı. Ağacın dalları kamyona yüklenmiş, oduncuda satılmaya ve sobalarda yakılmaya başlanmıştı bile. Biz de hepimize lazım olan ve bize ortak yaşam alanı olarak verilen Rabbimin doğa mucizesine zarar vermiş, maddi menfaat te'min etmiştik. Bu cesaretimiz bizi mutlu etmiş, aklımızca her şeye hükmetmiştik.
Sonra ne oldu biliyor musunuz?
Kaybettik. Cesaret mutluluk gibi görünse de bildiğimiz gerçekler maalesef bizi mutsuzluğa sevk etmişti. Bilmenin mutluluktan arınmak olduğunu o zaman anlamıştık. Acılara gark olduğumuz gün köküne kibrit çaktığımız ağaç, yeniden yeşermeye başladı. Çünkü bir umut vardı. Gökyüzü o durum karşısında dayanamamış ve tüylerimizi ürperten bir hiddetle içinde ne var ne yok boşaltıvermiş, toprak anaya can vermişti.
Hiçbir şey bilmeyen, her şeyi bildiğini sanıp tüm nesnelere tepeden bakan ve zarar veren cühelâlar... Soruyorum size, cahilliğinizle mutlu musunuz?
Sizlere de selam olsun. Mutlu olmak için yaptığınız şeyler karşısında bir nebze olsun vicdan yapıp kendinizi infâz etseniz de kâfîdir. Vicdanınız infaz etti ya sizi. İşte o zaman belki de hayatın anlamlı yanını görüp tebessüm eden insanlarla dolu bir yer keşfeder ve yüzümüzde bir an olsun gülümseme beliriverir. Daha sonra af yasası çıkıp beraat alsanız ne çıkar.
 
Toplam blog
: 7
: 232
Kayıt tarihi
: 11.08.20
 
 

Polis Memuru, aynı zamanda Araştırmacı Yazardır. Gaziantep Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı me..