Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Mayıs '16

 
Kategori
Güncel
 

Can Dündar ve Erdem Gül davası

Can Dündar ve Erdem Gül davası
 

CAN DÜNDAR VE ERDEM GÜL


Bugün, Can Dündar ve Erdem Gül’ün yargılandığı dava sürecinden söz etmek istiyorum. Zira tüm ülke, bu davanın ilerleyişini takip etmektedir. İlk duruşması ise geçtiğimiz günlerde yapılmıştır. İstanbul Adalet sarayındaki 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, tutuksuz sanıklar Can Dündar ve Erdem Gül ile taraf avukatları katılmıştır. Bunun yanında çeşitli meslek örgüleri ve gazeteciler de iki gazeteciyi bu zor günlerinde yalnız bırakmamışlardır.

Yaşanılan süreci kısaca anımsarsak eğer, Can Dündar, gazeteci Erdem Gül ile birlikte 29 Mayıs 2015 tarihli Cumhuriyet gazetesinde, Suriye'ye gönderilen MİT tırları ile ilgili özel bir haber yapmıştır. Ve çok kısa bir sürede yapılan habere istinaden yayın yasağı getirilmiş, Can Dündar ile Erdem Gül’e ‘'devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme, siyasî ve askerî casusluk, gizli kalması gereken bilgileri açıklama, terör örgütünün propagandasını yapma’' suçlarından, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatılmıştır. Ve Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde İstanbul Cumhuriyet Başsavcı vekili İrfan Fidan’a ifade vermişlerdir. Savcıya 2 saat boyunca ifade veren Can Dündar, gazetecilere, kendisine haber kaynağının kim olduğuna ve neden yayımladığına ilişkin sorular sorulduğunu belirtmiştir. Gazeteci olarak haber kaynağını açıklamama hakkı olduğunu söylediğini, neden yayınladıklarına ilişkin soruya da “kamuoyunu bilgilendirme amacıyla” cevabı verdiğini anlatan Dündar, sorgusunda, ulusal güvenlik ve ifade özgürlüğünün çıkar çatışması yaşadığı Watergate, Wikileaks gibi uluslararası olaylardan örnekler verdiğini anlatmıştır.

Sonrasında kararını açıklayan Baş savcı vekili İrfan Fidan, gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül’ü “Silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım etmek”, “Devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal ve askeri casusluk maksadıyla temin etmek” ve “Devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklamak” suçlarından tutuklanmaları talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk etmiştir. Ve nöbetçi mahkeme iki saatlik süreç sonunda sorgulamalarını tamamlanmış, kararını açıklamak üzere duruşmaya ara vermiştir. Mahkeme, 1,5 saatlik aranın ardından ise kararını açıklamıştır. Ve iki gazeteciyi tutuklayarak Silivri Cezaevi’ne göndermiştir. Ayrıca sorgulama sırasında, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün basın danışmanı Ahmet Sever’in de aralarında bulunduğu pek çok gazeteci adliye koridorlarında merak içinde sonucu beklemişlerdir.

Tarihler 6 Aralık 2015'i gösterdiğinde ise Dündar ve Gül, Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunarak tutuklu yargılanırken haklarının ihlâl edildiğini ifade etmişlerdir. Bu başvurunun ardından 25 Şubat 2016'da da İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin “Siyasi casusluk yaptıklarına ilişkin somut bilgi yoktur” şeklindeki gerekçeli karar ile tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edilmişlerdir. Ve hukuksal süreç bu şekilde devam etmiştir.

Tarihler 6 Mayıs 2016'yı gösterdiğinde ise mahkeme heyetinin karar vermesi beklendiği sırada Can Dündar’a silahlı saldırı gerçekleştirilmiştir. İki el ateş açılan saldırıda Can Dündar yara almazken NTV  muhabiri  Yağız Şenkal bacağından yaralanmıştır. Olaydan sonra konuşan Can Dündar “Gayet iyiyim. Türkiye burası. Saldırganın kim olduğunu bilmiyoruz. Sadece kimlerin bizi hedef haline getirdiğini biliyoruz” demiştir.

Akabinde gerçekleştirilen duruşmada ise beklendiği gibi mahkeme heyeti kararını açıklamıştır. Ve sanıklar Can Dündar ve Erdem Gül’ün “Örgütle organik ilişkilerinin varlığının iddia edilmediğini, cebir ve şiddet kullanmadıklarının açık olduğunu, TIR’ları durduran ve yargılanmakta olan sanıklarla önceye dayalı veya eylem sırasında herhangi bir irtibat ve ilişkilerinin bulunmadığı” gerekçeleriyle “Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek” suçundan beraat ettikleri ifade edilmiştir. Heyet, “Devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etmek ve açıklamak” suçuna ilişkin kararında ise “Sanıkların başka bir devletle veya terör örgütüyle anlaşma olgusunun dosya kapsamı itibariyle hukuka uygun şekilde elde edilmiş delillerle ispat edilemediği” ifadelerini kullanmıştır. Mahkeme, “Eyleminin oluş ve kabule göre bir bütün halinde devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibariyle gizli kalması gereken bilgileri temin etmek ve açıklamak” suçları kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir.  Bu nedenle “Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibariyle gizli kalması gereken bilgileri açıklamak” suçundan sanık Can Dündar, “Haberi, ulusal çapta yayın yapan genel yayın yönetmenliği yaptığı gazetede manşet haber olarak yayınlanması, görüntülerin sayısı ve niteliği karşısında suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesinde kullanılan araç, suçun işlendiği zaman ve yer, meydana gelen tehlikenin ağırlığı, suç konusunun önem ve değeri, sanığın kasta dayalı kusurunun ağırlığı ve yoğunluğu” gerekçe gösterilerek önce 7 yıl hapis cezasına çarptırmış; geçmişi, sabıkasız oluşu ile cezanın geleceği üzerindeki etkileri dikkate alarak 5 yıl 10 ay hapis cezasına indirmiştir. Erdem Gül'ü ise aynı suçtan ve aynı gerekçelerle önce 6 yıl hapis cezasına çarptırmış ve yine sabıkasız oluşu nedeniyle 5 yıl hapis cezasına indirmiştir. Heyet, açıklanan hükümle birlikte her iki sanık hakkındaki yurtdışına çıkış yasağını da kaldırmıştır.

Velhasıl Can Dündar ve Erdem Gül, mesleklerini yaptıkları, haber yaptıkları, kamuoyunu aydınlattıkları, aldıkları eğitimin hakkını verdikleri için ceza almıştır. Bu duruma söylenecek çok söz vardır aslında ama, susarak ifade edileni en erdemli olanı olacaktır.

 
Toplam blog
: 34
: 198
Kayıt tarihi
: 11.08.15
 
 

Bolu'luyum. 24.09.1984 doğumluyum. Özel bir şirkette muhasebe satış memuru olarak çalışıyorum. Ya..