Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Mayıs '11

 
Kategori
Güncel
 

Cansızlar rahat yaşarlar…

Cansızlar rahat yaşarlar…
 

Quo Vadis? Nereye gidilirse kurtulunur zalim elinden? Resim internetten alıntı


Mübarek Ramazan ayı gelmeden; bu işi noktalamak gerekirdi; çünkü bir kısım kullar bu aylarda bir başka hassas olurlar. Yaratıcılarına kendilerini daha yakın hissederler. Sanki onlardan beklenen sadece…

Cihadın cazibesine bir başka türlü kapılırlar.

Geri kalan on bir ay boyunca unuttuklarını hatırlayarak, telafi çabaları ön planda yer alır.

Tabii ki bir de kraliyet düğünün gerçekleşmesini beklemek; Londra: Milyonların akınına uğrayacak olan İngiltere… O kadar kuru kalabalığın güvenliğini sağlayabilmek hem kolay olmayacaktı hem de ülkeye girecek dövizin İngiltere hayrını göremeyecekti. İşte tüm bunlar; kim ne derse desin Bin Ladin’in yok edilme projesinde önceden ince ince hesaplandı.

Şappadak oluverdi sandığımız olaylar öyle olmuyor işte; kitabına uygun bir şekilde yazılan senaryolar beyinlerde işlendikten sonra uygulamasına geçiliyor.

USA esasında Bin Ladin’in emekliye ayrılmasına izin verdi. Hastaydı ve tekaüt olmaya hak kazanmıştı. The End : Happy End olamazdı. Ne kadar dramatik o kadar etkili… Bin Ladin son olarak sahneye çıkışından sonra ancak huzura kavuşacaktı; aynı şekilde Ami Ülkesi de…

Bu veda partisinde hayatını kaybeden figüranlar oldu. Kurbanlıklar…

Derin sulara atılan zaten hep derinlerde yaşamıştı. Canını kaybeden iyi kötü son rolünü oynadıktan sonra hasta ve yorgun bedeninin tedavisine en güzel hastanelerde( yepyeni kimliğinle) başlayabilirdi.

Biraz erken emekliye ayrıldı, lâkin program akışına göre tabii birde Arap Baharı adlı eserin sahneye konulmasının zamanı gelmişti.

Vesselam; yakın tarihte USA sempatik lideri Kennedy’nin katliamı ile ilgili gerçekleri bünyesinde barındıran dosyaların, sır gibi saklananların ifşa edilmesine daha çok zaman var. Olan biten: Nesiller sonrası bir tarihte açıklığa kavuşacak. Öyle söz verdiler.

Bin Ladin dosyasının da bir gün sırası gelecek. Torunlarımızın torunları belki de onun ne kahraman bir Amerikalı; ya da ne olup olmadığını öğrenecekler.

Şimdiler de harıl harıl hafiyeliğe soyunmak bir işe yarar mı bilinmez.

Bilinen tek şey; insanoğlunun ayakta uyutulması için harcanan çabaların maliyetini ve faturalarını; ödeyenin her yönden hiç de varlıklı olmayışı.

Dünyayı yeşillendirmek yerine çöle çevirenler tatmin olsunlar diye…

Elden geleni ardına koymayan çoğunluk: Elbet bir gün düşünecek.

Düşünmekle kalmayıp… Allah’ın izniyle…

Ne yapacaklar? Gerçekten çok merak uyandırıyor.

4 Mayıs 2011 Çarşamba

Alev Meisel/ İzmir

 
Toplam blog
: 584
: 853
Kayıt tarihi
: 01.03.07
 
 

Dinleyenin olmadığı yerde anlatmanın önemi! Nasıl YAZAN oldum. 'Yalnız doğar, yalnız göçer' eskile..