Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Erdoğan Özgenç DOST MECLİSİ

http://blog.milliyet.com.tr/erdoganozgenc

07 Şubat '13

 
Kategori
Deneme
 

Çatlak kova (hepimiz önemliyiz)

Çatlak kova (hepimiz önemliyiz)
 

Geçen günlerde bir büyük bankanın personeli için verdiğim konferansta “İşini ve kendini önemse” başlığında anlattığım bir öyküyü paylaşacağım sizlerle.

Lafa “kendimizi hafife almayalım, hepimiz önemli hepimiz kıymetliyiz”  sözleriyle başlamış görevin büyüğü küçüğü olmaz birinin mutlaka o işi yapması lazım, diyerek anlatmıştım.

“Hindistan da bir sucu boynuna astığı uzun sopanın uçlarına taktığı iki kovayla çiftliğe su taşırmış. Bizim çocukluğumuzda da sütler böyle satılırdı hatırlayanınız mutlaka vardır.

Kovalardan bir tanesi “çatlakmış” Sağlam olan kova her seferinde ırmaktan çiftliğe kadar uzanan yolu dolu olarak tamamlarken çatlak kovanın içindeki su gelene kadar döküldüğünden yarısına kadarını ancak eve ulaştırabilirmiş. Bu durum birkaç yıl böyle devam etmiş. Sucu da çiftliğe suyun sadece yarısını taşıyabiliyormuş.

Sağlam dolayı bu durumdan dolayı çok mutlu oluyor gururlanıyormuş, çatlak kova ise kendi durumundan dolayı suçluluk duygusuna kapılıyor işe yaramadığını düşünüyormuş…

Bir gün “çatlak kova” dayanamamış sucuya seslenmiş “Kendimden utanıyorum ve senden özür dilemek istiyorum”

“Neden” diye sormuş sucu “Utanacak ne var ki?”

Çünkü demiş “çatlak kova” kaç yıldır çatlağımdan su sızdığı için ancak yarısını getirebiliyorsun. Benim bu kusurumdan dolayı sende zor durumda kalıyor bu yüzden de emeğinin tam karşılığını alamıyorsun…

Sucu; Çiftliğe giderken yolun kenarlarındaki çiçekleri ve onların güzelliğini hiç fark ettin mi? Deyince aklına gelmiş. Gerçek çiftliğe gelirken güneşin ısıttığı o çiçekler kendinin de dikkatini çekiyor ve çok beğeniyormuş. Ama yine de sucudan özür dilemiş.

Bu kez sucu “çatlak kovaya” sormuş.

“Yolun sadece senin tarafındaki çiçeklerin yeşerdiğini diğer taraftaki çiçeklerin tamamının kuruduğunu fark etmedin mi?

Bunun sebebi senin kusurun mu bilmiyorum ama benim bundan yararlanmamdır. Senin tarafına çiçek tohumları ektim ve her gün ırmaktan dönerken sen onları suladın çiçekler böylece açtılar. Bende kaç yıldır bu çiçeklerden toplayıp patronumun sofrasını süslemesine yardımcı oldum. Ben o sofraları senin sayende yetişen çiçeklerle süslemeseydim o evde bu güzellikler yaşanmayacaktı. Belki de benim buradan aldığım ücretin artışında bunun çok büyük payı vardır…”

Öykü bu kadar, onlara dedim ki; aslında hepimiz birer “çatlak kovayız” hepimizin de kusurları vardır. Önemli olan kusurlarımızla birlikte yaşamayı öğrenmek ve yaşam içerisinde de bu kusurlarımızdan kurtularak hepimizin bir öneminin değerinin ve görevinin olduğunu görmektir…

Dostlarım dünyanın en büyük senfoni orkestralarını hiç izlediniz mi?

Orada onlarca müzik aletinin içinde üçgen parlak bir demir vardır, onu elinde tutan müzisyeni hiç fark ettiniz mi?

Orkestra eseri icra ederken bir yer gelir o üçgen demirin sesine ihtiyaç duyulur müzisyen ona elindeki sopayla şöyle bir vurur ve tüm seyirci o sesi dinler zevkle beğeniyle izler.

O an o kadar önemli onun vuruş biçimi zamanı öylesine büyük anlam ifade eder ki son derece basit görünen o üçgen demiri önemsemezlik edemezsiniz.

Yani herkesin sizin benim bizim hepimizin mutlaka bir önemi değeri görevi vardır. Yeter ki kendimizi ve işimizi varlığımızı küçümsemeyelim…

 

İyi akşamlar…

 

Erdoğan Özgenç

 
Toplam blog
: 846
: 425
Kayıt tarihi
: 26.06.12
 
 

Emekli banka müdürüyüm ama kart vizitimde "insan" yazıyor. Adana'da ikamet ediyorum. Herk..