Celal Şengör Hoca'nın Kişisel Kütüphanesi

Evet 50.000 adetten fazla kitap barındıran eşsiz eserlere vitrin olan bir kütüphane. Bilim insanı olabilmek ve ucundan kıyısından da olsa, ben de entelektüel sayılırım diyen insanlar arasındaki farkı, apaçık gözler önüne seriyor.

İlk olarak Tv’de izlediğimde, İşte bu dedim. Gerçekten gezilip  görülmesi gezilmesi gerekli bir bilgi hazinesi . Zamana ve mekana ait tüm boyutları ve zenginlikleri adeta tabiatın rengarenk desenleri ile bezenmiş bir gül bahçesi gibi  üzerinde toplamayı başarmış pırıl pırıl bir kütüphane. Zenginlik böyle değerler üreterek insanlığın hizmetine sunulduğunda ne kadar da kült bir saygınlık uyandırıyor, insanda. Daha sonra çekimi yapılan haber videosunu sosyal medya da, dikkatli gözlerle izlediğimde, Prof. Dr. Celal Şengör hocayı anlatan yani bu kendisini aşmış adamın öz yaşamı ve kaleme alarak yazdıkları ile biriktirdiklerini, aydınlık yarınlar için insanlığa armağan edeceği eserlerinin konuşulacağı uzun soluklu bir tanıtım filmi izleyeceğim diye düşünmüştüm. Fakat tam tersi oldu ve Şengör hocanın kuruluşu için ömrünü vakfettiği, hülasa tam cümlesiyle insanlık tarihi boyunca binbir emekle ilmik ilmik dokunarak yazılmış binlerce eserin bir araya getirilerek toplandığı şahaser bir kütüphanenin, içinde buldum bir anda kendimi.

Bazılarınız şöyle düşünebilir! Bir Ali Ağaoğlu’na bakın, bir de bu devasa büyüklükteki bilgi ağacı kütüphanenin önünde durarak devleşen bilgin insana. Doğru söylüyorsunuz, haklısınız da; Evrende hiç bir şey kolay olmuyor. Ona gerçeklikler veya sahtelikler üzerinden biçim vererek, insanlığın hizmetine sunuyoruz  yada yok hayır yazık ediyor, mağfına neden oluyoruz. Sonuçta onun bir yaratıcısı olsa da. Bu kadar açıklamadan sonra şunu da, söylemeliyim ki; Türkiye’de adet olarak en fazla sayıda kitaba sahip bulunmayan fakat en kalitelileridir diye tabir edebileceğim değerli eserlere ve metinlere ev sahipliği yapıyor Şengör hocanın kişisel kütüphanesi.  

En çok sayıda kitabı bünyesinde barındıran kişisel kişisel kitap kütüphanesi yazar ve romancı Zafer Toprak’a ait. 120 binden fazla kitabı barındırır içerisinde. Peki hani bazı aklı evvel olanların “şişirilmiş” diye bahsettiği şu değerli bilim insanının kütüphanesi mi? Hani üstada kendince laf sokmayı marifet sayan kof ergenlerin etraflarında görerek okuduklarını sandıkları kitaplardan çok daha fazlasını biraraya getirerek, alın size bir insanlık hazinesi diyen profesörün örnek kütüphanesi mi? 

Bir  güzel deyimle söylersek, akıl varsa başta! Kim ne dermiş okuyup yazana misali.. Hani gene kendini nimetten sayarak, ticaret olsun birazda söz olsun diyerek, Şengör hocayı kendisine dedikodu malzemesi yapan lümpenlerin  topunun ağırlığının altında kalarak sülük gibi ezildiği, insanı kendisine hayran bırakan bir inci kütüphane.  Üstelik Türkiye’nin en değerli bilim insanlarından biri olan İstanbul Teknik Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Profesörü  Celal Şengör, çalışmalarıyla da, dünya çapında ülkemizi temsil ediyor, ödüller kazanıyor. Örneğin Avrupa ve Amerika Bilimler Akademisi’nin ilk türk üyesi olma onuruna sahip ve “aptalı tanımak” adlı kitabıyla, yaşadığımız ülkenin toplumsal hayatının röntgenini çeken, önemli bir bilim insanı.

Türkiye’deki bilimsel yaşamı tanımlarken kullandığı “Türkiye’de kurumsal anlamda bir bilim anlayışı gelişmiş değil. Aksine bilim kişiler vasıtasıyla yapılıyor ve maalesef bilimi kurumsallaştıramamışız. Bilim geleneğimiz, üniversite geleneğimiz yok” sözleriyle de, çok şeyi anlatıyor. Yine ülkemizde en kalitesiz insan grubunun siyasiler olduğunu belirterek, benim de aynı görüşü paylaştığım Türkiye’de insan kalitesi Afganistan kadardır, diyor. Ve en son olarak, medeni olmanın bir ölçüsü vardır diyen Şengör hoca, Türkiye’de yaşanan en temel sıkıntılardan birisininde, ülkemizde yaşayan insanların gerçek değerlerini tanımamasından kaynaklandığını, ifade ediyor.