- Kategori
- Deneme
Çelişkiler içindeki güven zayi olur...
Güven, bugnlerde sözlüklerde kalmış bir kelime, zamanımızda aranıp da bulunamayan, bulanların da şanslı oldukları bir kavram, para ile satın alınamayan değer...
Dilin söylediğini beden ve görünümü tasdik etmeli. Aksi durum görenlerde ve dinleyenlerde karmaşık duygular oluşturur.
Bir diyetisyen tevizyonlarda nasıl beslenip egzersizlerle nasıl kilo verileceğini anlatırken, aşırı kilolu görünümü karşısında izleyici demez mi "önce kendin zayıfla"...
Terziye kumaş götürüyorsunuz bedeninize uygun ölçülerde ve beğendiğiniz modelde bir giysi arzu etmektesiniz. Terzi falanca ünlüye, filan başkanın eşine giysiler diktiğinden övünçle bahsetmedir. Dinlerken inanmak üzereyken bir de bakıyorsunuz söylemek istiyorsunuz ama iç sesiniz ve nezaketiniz izin vermiyor içinizden: "terzi hanım sen hele kendi söküğünü dik önce"...
Berber, kuaför...
Saç-baş dağınık, karma karışık...Bakımsızlık, en üst düzeyde...Bu mu benim bakımımı yapacak, saçım-başımı...Bu vatandaş mı şekillendirecek? Geç anam-babam, sen önce kendine bak sonra da aynaya...
Bir yakınınız yuvalarında karı-koca anlaşmazlıklar içinde kalmışlar, boşanmayı da düşünmüyorlar. Özel uyum ve aile terapistine birlikte baş vuruyorlar. Bir kaç günlük seanslara başlıyorlar.
Arkadaşları arasında konusu geçiyor terapi ile terapistin. "Allahıma Allahıma, çok mu aradınız o kişiyi...O ki üç kez evlenmiş, üçünden de boşanmış...O mu size faydalı olacak?
Genç emekli eşiniz kuracağı iş için kendine bir yol gösteren arıyor. Sermayesi var ama tecrübeden yoksun, serbest piyasada bilgi birikimi de henüz yok. Gazete ilanında görüyor bir danışman ilanını, iş yeri kendilerine de yakın ve görüşme başlıyor...
Sözüm ona yol gösteriyor, tavsiyelerde bulunuyor. Çay-kahve ile sohbete dönüşüyor ve biraz da derinlere iniyor muhabbet. Bu işi yeni kurduğundan bahsediyor danışman, "önceleri talihsizlikler peşimi bırakmadı, farklı konulardaki dört ayrı iş yerimi iflasla kapattım, siz bana bakmayın, biri mülk sahibinin insafsızlığından, diğeri ortağımdan biri de muhasebecimin kalem oynatmasından son iş yerimi de çek-senet mafyasına kaptırdım" diye anlatır adeta içini döker...
Eve gidince adamcağız eşine anlatır kendisine yol gösterenin başına gelenleri...Eşi cingöz bir kadındır ve: "ben isterdim ki yeni işinde sen, başarılı olmuş bir kişiden olumlu tavsiyeler alasın, o mu sana faydalı olacak, yapma ya Murat!"...
Bir kişinin söyledikleri yaptıklarıyla örtüşmeli, çelişki olmamalı aksi halde güven zayi olur...
Yaptığı dini toplantılarda ana-baba hakkından bahseden birisi, hiç ana-baba rızasını almaksızın ve tam da tanıma durumu oluşmadan ailesine uygun olmayan birisi ile gizlice evlenir...
Söylediği tavsiyeler başka, yaptığı başka...Dinleyenler "hocanın dediğini yap ama gittiği yoldan gitme" derler biraz da istihza ile...
İşte böyle,
Dilin başka, yaptığın başka ve sen bambaşka olmamalısın,
Selam ve sevgilerle,
Yurdagül Alkan.
Not: yukarıda kullandığım görsel net.ten alınmıştır.