Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Hakan Karaduman (Akdenizli)

http://blog.milliyet.com.tr/akdenizli

03 Kasım '07

 
Kategori
Blog
 

Çerez

Çerez
 

Ben aslında uzun zamandır yazmıyorum. Bu yazdıklarımın ne olduğunu sorarsanız gündeme dair blognotlardır derim.

Aslında MB modüllerden oluşuyor. Öyle ilginç ki, bu modüllerin içinde -bir anlamda kendi dinamiği içinde- insanlar birbirini tanıyor. Tanıdığı kişileri okuyor; yorumlar veya mesajlar yazıyorlar birbirlerine. İşin daha garip tarafı modüller birbirini tanımıyor. Örneğin bir kategori içinde toplanmış bir grup oluşuyor. Ama zamanla kendi içlerinde bir dünya oluşturuyorlar. Veya birbirlerini okuyanlar vb.

Geçenlerde sevgili dostum Levent’le –yeşilsoğan- sohbet ederken MB haftalık bültene bakmıştık. Bir haftada 1200’ün üzerinde blog yazılmış. Mümkün mü okumak? Seçip okuyayım deseniz ayırmak için onca zaman gerekli. Yazılar çoğaldıkça modüllere hapsolan blog yazarları zamanla kendileri hakkında objektif olamıyorlar. Sanıyor ki birey (son derece insani bir tavırdır bu arada) ileride mutlaka büyük bir yazar olacak. Haksız da sayılmazlar. Bakıyorsunuz gazetelerin köşe yazarlarına tam bir feodal ilişki zinciri kurmuşlar kendi aralarında. Yaratıcılık desen eski temcit pilavlarına dönerlerse iyi, yeniye dair vasat-kötü.

Eee, ne yapacakda sesini duyuracak? Parlak bir yazar başka bir yazarın sarhoşluğundan söz ediyor. Öz özeldir nereye gitti?

İnternette yazdığını söyleyen yine büyük bir yazara Hülya Hanım soruyor;

“nasıl böyle gündemi bu denli isabetli yakalayabiliyorsunuz?”

Yanıt;

“ben sürekli okurum, araştırırım”. (Bu arada ne kadar köşe yazarı varsa burun kıvırarak isimlerini sayıyor ve okuduğunu söylüyor. Şimdilerde internette de yazıyormuş ya, sanıyorsunuz ki MB da okurum diyecek; nerdeee?:)

Hülya,

“ekonomik durum nasıl? (Paran kadar konuş muhabbeti)

Yanıt,

“çocuğumun okul masrafını ödeyebiliyorum şükür; şimdilik”. not: bizim buralarda çocuklara bir YTL harçlık yetiyor.

Hülya,

“eskiden iyi kazanıyormuşsun?”

Yanıt,

“Doğan grubu sağolsunlar, çok iyi bakarlardı bana. Çok paralar kazandım, yedim içtim”

Hülya,

“hımmm”

MB okumuyorlar, rahatız; hatta bilen de yok aralarında.

Ama nasıl oluyorsa 3000 tane insan MB buluyor, okuyor ve üstelik üye oluyor. Amma velakin onlar nedense bilmiyorlar bulamıyorlar. Bak sen… (karizmayı çizdirmek istememeleri de gayet doğal bu arada).

***

Düşünün, adam büyük yazar ve şöyle söylüyor BBC ‘de; -tabi incilizce da-

“artık Dostyevsky çıkamaz dünyada. Bu konuda inatlaşmayı bırakmalı, kimse geçemez onu”

Yapma yaaaa…. Kendi adınıza konuşunur musunuz lütfen bayım? Bakın burada rahatsız olanlar var. Ayıp ayıp.

***

Terör konusunda kelime pehlivanları sınırları aşarak konuşma-yorumlarını sürdürüyorlar. Bakıyorum da seferberlik başlamış. Kendi ilçemde ve köyümde, üstelik tarihinde terör olmamışken tüm devlet güçleri adım başı arabaları durdurup bagaj kontrolü yapıyorlar. Ne için biliyor musunuz? Arabanızda gaz mı yoksa benzin mi kullandığınızı öğrenmek istiyorlar. Bu arada sayın güvenlik görevlisi elindeki lambayla amerikano polisliği oynamaya başlamış bile. Çocukların suratına ışığı tutmakla, arabanızın orasını burasını karıştımakla hangi yasaları çiğnediklerini soruyorum?

Tabiî ki gaz kullanacağız. Hem çevreye daha az zararlı hem de ekonomik. Ama devlet buradaki rantı bildiğinden, normalde Avrupa’da gazlı araçlardan vergi dahi alınmazken biz de ek vergiler ödeniyor. Vatandaş ne yapsın, bu saçma sapan vergiyi ödemek istemiyor.

***

Allah yoklukla terbiye etmesin!

Tüm belalar yokluktan türer, gelişir.

Büyük Birader birinci körfez savaşındaki bize ödeyeceğini söylediği borcunu verecektir sanırım: 200 milyar USD.

***

MB vefat etmek üzeridir. Yakalandığı sıradanlık ve havadan sudan kelime tüketme alışkanlığı yüzünden obezliğe bağlı tehlikeli hastalıklara yakalanmıştır. Altı ay kadar önce başlayan şişmanlık, şimdilerde kalp damar sağlığını bozarak şeker ve ardından yüksek kolesterole yol açmıştır. Bütün gün blog yazacağım diye hareketsizleştiğinden kolesterol ve kan şekeri –tabi yüksek tansiyon: üçlü saç ayağı-seviyesi inanılmaz boyutlara ulaşmış ve şu an tedaviyi de kabul etmeyecek noktaya gelmiş bulunmaktadır.

***

Sayın İnönü bugün toprağa verilecek. Ah, işte yine mantığım, beynim, aklım beni uyarır, sor bir bakalım ne diyecekler der. Ben de tamam diyorum ve soruyorum:

Sayın İnönü, 2 Temmuz 1993 günü saat 12 ile saat 19 arasında neredeydi? O sırada hangi görevde ve hangi yetkilere sahipti?

***

Havadaki blog toplantısının çok güzel geçmesi beni çok mutlu etti. Sayın Bölükbaşı Atatürkçü ve dinamik kişiliğiyle kimsenin yapamadığını yaptı. Tebrik ediyorum kendilerini. Umarım gelecekteki toplantılara ışık olur Eskişehir.

Sağlıcakla kalın.

not: ne güzlemiş yahu çerezlik yazmak. bu arada 200. blogumu yazmışım. eskiden daha önemliydi sanki sayılar. herneyse.

 
Toplam blog
: 470
: 551
Kayıt tarihi
: 28.08.06
 
 

Ateşten denizleri mumdan gemilerle geçmeye" benzer hayatımız. Mutlaka mavi gökyüzü görünecektir. Gid..