Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Temmuz '17

 
Kategori
Deneme
 

Cevher

Cevher
 

Wassily Kandinsky


Birinin cevher olduğunu düşünmek yanılgısından daha kötüsü, kendindeki cevherin farkına varmayıp, onu tuzla buz edecek maceralara atılmak olsa gerek... Farkına varış sürecinde elinde kalanlara baktığında, parçaların büyüklüğü, bölünmüşlüğüyle sayının çoğalması iyi bir şey değil ki; gerçek çokluk bir'de kalmak, bir'e ulaşmak...
 
İnşasını tamamlamış, bütün donanımlara sahip ve derinliğiyle de göz kamaştıran biri, an gelir direndiği yapıdan vazgeçip onu "O" yapan bütünü dağıtır. Duvarlar yer değiştirir... İçeriye açılan pencere bütün gizemini teslim eder yabancı bir sokağa. Bildik kapılar tuğlalarla örülür. Yeni kapılar, yeni renkler yerini alır. Eskiden bir-iki gölgenin selamlaştığı duvarlardaki siyah leke yabancı siluetlerin çoğalmasıyla büyür...
 
Yeni başlangıçta caziptir, heyecan vericidir... Yenilenmek, yıkıp yeniden inşa etmek sayıklamalarının arttığı bir dönemde, aslında bir zamanlar karşı çıktığın düşüncelere hizmet etmeye başlarsın...
 
Takas başlamıştır... Eskiyi ver yeniyi al! Plastik renkli mandallar ahşap masanın en çok aşınmış yüzeyinde, yan yana dizilirken, anısına günlerce sarılıp yattığın mavi bir elbisenin üstündeki koku silinip gider...
 
. . .
 
Tükenişin farkına varmak ne kadar zaman alır bilmiyorum...
 
Oysa ki yer değiştiren her parçanın yanındakiyle bağ dokusu ve çekimi vardır. Ve er ya da geç, kendi cevherinin farkına vardığında hepsi yeniyi yıkıp eski haline dönecektir... Yeni ile beliren siluetlerin gözlerindeki yabancı bakışlara tahammül etmenin tek amacı duvarda selamlaşan, tanıdık bir-iki gölgenin hålå orada olup olmadığını anlamaktır...
Mavi elbisedeki kokuyu unut...
.
.
Özlem Özkaya
 
Toplam blog
: 39
: 229
Kayıt tarihi
: 04.03.11
 
 

Gerçekler düşleri sevmiyor... ..