Cezmi Ersöz ile röportaj: Dil akademisi kurulmalı

Yazar CEZMİ ERSÖZ' ile okurları, eğitimdeki eksiklikler ve günümüz yazarları üzerine bir roportaj yaptık. Sayın Ersöz'ün eğitim üzerine aşağıdaki veryansınlarına ortak olduk.

"Acilen TÜRKİYE DİL AKADEMİSİ 'nin kurulmasından yanayım.
Acilen "EĞİTİM REFORMU" yapılmasından yanayım.
Çok güçlü, radikal bie eğitim reformu şart.
Bakın okullarda müzik seçmeli, felsefe seçmeli.
Bu dersler zorunlu olacak.Sanat derslerine ağırlık verilecek.
Felsefesiz bir eğitim olabilir mi?
Bu insanlar nasıl hukukçu olacaklar, nasıl düşünce adamı olacaklar felsefe bilmeden?
Bu konuda ciddi sıkıntılarım var.
Dediğim gibi çok acil olarak EĞİTİM REFORMUNU öneriyorum."

TÜRKİYE İNTERNETTE : Günümüz okuyucularını nasıl yorumluyorsunuz ve bilinçli bir okuyucu kitleniz var mı? Yoksa popülarite peşinde olan bir okuyucu kitlesi ile mi karşı karşıyasınız?

CEZMİ ERSÖZ : Genel olarak baktığımızda ben okurlarımla yüzyüze konuşma imkanına sahip bir yazarım. Çünkü çok fazla etkinlik yapıyorum. Duyarlı bir okurum var benim. Devamlı takip ederler. "Son kitabını okudum, beğendim" diyen çok azdır. Hep takip ederler. Bir yazarın peşinden koşan, bir okura sahibim. Hatta bazı şiirlerimi ezbere bilen okurlarım var. Dolayısıyla bu anlamda eleştiren, sorgulayan bir okurum var. Memnunum.

TÜRKİYE İNTERNETTE : Bir roportajınızda okumuştum .. Şu andaki yazarlar hakkındaki görüşlerinizi... "SABUN KÖPÜĞÜ" olarak değerlendirmiştiniz. Hala aynı düşüncede misiniz?

CEZMİ ERSÖZ : Hormonlu yazar diyorum ben bunlara. Piyasa yazarları.. Belli lobiler tarafından şişirilen, abartılan bir yazar tipiyle karşı karşıyayız. Özellikle son 5-6 yıldır. Piyasaya dönük "ÜRÜNLER" veren. Dikkat edin "YAPIT" demiyorum. Kalıcı olmayacak, sabun köpüğü gibi geçip gidecek kitaplar yaratılıyor, çıkartılıyor ortaya. Sektör çok bilinçli ve bu sektör sürekli yeni isimler çıkartıyor, pop kültüründe olduğu gibi... Her ay pop yıldızı çıkar biliyorsunuz. Bir görünür, bir kaybolurlar. Ama bir OĞUZ ATAY, bir AHMET HAMDİ TANPINAR, bir BİLGE KARASU olmayacağını düşünüyorum.

Bu Türkiye'nin tüketim psikolojisi ile ilgili. Artık yazarda yakışıklılık, güzellik aranıyor. Biz manken miyiz, edebiyatçı mı? Anlamadım gitti.

TÜRKİYE İNTERNETTE : Yazılarınızda, kitaplarınızda iç dünyaya yolculuk ediyorsunuz. İnsanları çok iyi tanıyorsunuz. Bununla ilgili bir eğitim aldınız mı?

CEZMİ ERSÖZ : Öncelikle yapım böyle. Kendimi çok derinden gözlemleyen bir insanım. Bunun dışında tabi felsefe eğitimi gördüm, psikoloji eğitimi gördüm. Dahası kendi kendimi yetiştirdim. Bir çok klinil ve psikolojik kitaplar okudum. Bir psikoloji üniversitesinde ders verebiecek noktaya getirdim kendimi. Kendimi anlamak için yola çıktım, sonra kitap kahramanlarım için bu yola girdim.

İnsanoğlu herşeyi çözmüş, uzayı keşfetmiş ama, bir türlü kendini anlamayamış, çözememiş. Hakikaten insanoğlu anlaşılması çok güç bir varlık...ve bu karanlık kışkırtıyor beni, bir o kadar da korkutuyor. Hem de daha çok okumamı sağlıyor.

TÜRKİYE İNTERNETTE : Felsefe eğitimi aldınız, kendinizi geliştirdiniz. Bu konuda adeta mükemmellik derecesindesiniz. Peki "I'M OK, YOU ARE OK" adlı kitabı duydunuz mu? Amerikalı yazar, Thomas Harris'in? Psikoloji konusunda çok önemli bir BEST SELLER Amerika'da .. Belki 30 yıl öncesinden ...

CEZMİ ERSÖZ : Gözümden kaçmış. En yakın zamanda bulup okuyacağım

TÜRKİYE İNTERNETTE : Son bir soru. Türkiye'deki konuşma dilini biliyorsunuz. Günlük 50-60 kelime ile belki daha da az kelime ile cümleler kuruluyor. İfade güçlüğü çekiliyor. Bunun nedeni eğitimdeki eksiklik olabilir mi? Okuma alışkanlığının edinilmemesi olabilir mi? Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

CEZMİ ERSÖZ : Bu konuda çok canım yanıyor. Maalesef dediğiniz gibi hepsi. Öncelikle "teste dayalı, beş şıktan birini seç" anlayışından kaynaklanıyor. Ben üniversitelerde konferans yaptığımda bir kaç cümlelik soruyu, kağıttan okuyan öğrenciler gördüm. Üzgünüm ama dublaj türkçesi ile konuşuyorlar. Okuma alışkanlığının azalması internetin, bilgisayarın yaygınlaşması ile beraber, o sanal alemdeki hitap biçimleri, konuşma tarzı...

Atiila İlhan'ın bir sözü vardır: "Yüzelli sene sonra Türkçe yok olacak" diye.. Ben bu sözü hiç unutmadım. Türkçe böyle giderse, kaybolup gidebilir, melez bir dil olabilir.

TÜRKİYE İNTERNETTE : Türk Dil Kurumu birşey ifade etmiyor mu bu konuda?

CEZMİ ERSÖZ : MAALESEF. Türk Dil Kurumu'nun işlevi yok.. Şu anda atıl durumda. Çok acil, Türk Dil Akademisi'nin kurulması ve çalışmaya başlaması gerekiyor.

"Dil, yemek içmek gibi. Dilinizi kaybederseniz, aşıkınızı kaybedersiniz, varlığımızı kaybederiz. Biliyorsunuz işgaller topla tüfekle olmuyor.Bu şekilde oluyor. Önce dilini yokedersiniz. Yavaş yavaş yozlaştırırsınız. Alın size işgal."

TÜRKİYE İNTERNETTE : Bu mini röportaj için çok teşekkür ederiz.. Eminim ki bu görüşlerinizden yararlananlar olacaktır.

CEZMİ ERSÖZ : Ben teşekkür ederim .. Bilhassa bu özel sorularınız için ...

TİN

http://www.turkiyeinternette.com/haber/4358-roportaj-cezmi-ersoz-le-roportaj-dil-akademisi-kurulmali-.html