Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Mart '11

 
Kategori
Siyaset
 

CHP'yi bekleyen büyük tehlike

CHP'yi bekleyen büyük tehlike
 

CHP tabanı


Referandum sürecinde bir kez daha gördük ki CHP’nin AKP karşısında bu kadar ezik duruma düşmesinin tek nedeni seçmen sayıları arasındaki fark ya da milletimizin sola oy vermeme tabusu değil. AKP’nin belki de en iyi yaptığı şey, modern çağın tüm imkân ve yöntemlerinden faydalanmasıdır. Periyodik şekilde yapılan ayrıntılı anketlerin yorumlanıp stratejilerin ona göre belirlenmesi, referandum sürecini 12 Eylül mağdurlarının mektupları gibi mantıken saçma ama duygusal etkisi fazla olan bir konuyla başlatıp, halkımızın mantığına değil hislerine hitap etmenin ve bu şekilde davranarak yanlış şeylerin de kabul ettirilebileceğinin farkında olduklarının gösterilmesi, meydanlardaki konuşmalar ve nerdeyse tüm ayrıntılarda, besbelli ki bir uzman eli var. Belki genel geçer doğruların değil ama bu kirlenmiş siyaset kurumu açısından bakınca, konularının uzmanları... 

Körün istediği bir göz, Allah verdi iki göz misali, iktidar böylesine mükemmeliyetçi bir yöntemle ilerlerken karşısında ise bir o kadar dağınık muhalefet partileri grubu var. Resmen al birini vur ötekine durumundalar. Hepsi birbirinden beter… Çok büyük iddialarla seçmeninden oy isteyen BDP mesela! Her ne kadar ağır aksak olsa da demokrasinin boğum noktasındaki enstrümanı olan seçim hakkını kullanacak olan seçmenlerini bu haklarını kullanmamaya yönlendirip, bilerek ya da bilmeden, referandumda evet cephesine gizli destek veren, polis şapkasını çalarak muhalefet yapan, Kürt halkının iddialı taleplerinin sözcüsü oluyor ve o halkın geleceğini elinde tutuyorsa eğer, Kürt halkı yanmış ki ne yanmış dedirten BDP… 

Ya da baraj sorununu hiç yaşatmayacak kadar güçlü bir tabanı olan MHP! Gülünç yöntemlerle oy hesabı yapan, hiçbir yeni açılım getirmeyen, kendini güncelleyemeyen, artık o çok güvendiği tabanından bile destek alamama tehdidiyle karşı karşıya kalmış bir MHP… 

Ve elbette biraz da seçim barajı kıyağı sayesinde, iktidarın karşısında durabilecek en büyük güç olarak görülen CHP! Böylesine bir potansiyele rağmen hiçbir varlık gösteremeyen Atatürk’ün partisi, tarihinin en büyük fırsatlarından birini tepmek üzere. Deniz Baykal’ın gitmesinin üzerine yeni dönemde eskiye dair hiçbir şey bırakmama aceleciliğiyle, uygulanan doğru politikalardan da vazgeçen Kılıçdaroğlu, ilk günlerinde yarattığı dürüst adam modelinin verdiği heyecanın üzerine tek bir tuğla koymamış gibi görünüyor. Genel af söylemi, Diyarbakır baro başkanının parti yönetimine alınması gibi politikalar şunu gösteriyor aslında; CHP kimden oy aldığının farkında değil. Hala sol görüşlülerden oy aldığı, sahil şeridinde oturan hali vakti yerinde seçmenlerinin de sosyalist ateşle yanıp kavrulduğu hayali içerisinde. Yazının başında belirttiğimiz AKP’nin yaptırdığı anket analizlerini hiç yaptırmadıkları için midir, yorumlayanın yanlış seçilmesinden midir bilinmez, CHP hala ulusalcı bir tabanının olduğunun farkına varmamış gibi görüyor. Neredeyse tüm sol söylemlerden vazgeçmiş bir tabanı oluşmuştur artık CHP’nin. Cemaat yapılanması ve Kürt sorunu konularında kendini tehdit altında hisseden ve sadece bu açıdan kendine sığınacak bir liman ararken CHP’nin kapısından girmiş olan, asla TKP ya da ÖDP gibi partilere oy vermeye ikna olmayacak kadar solun uçlarından uzak olan bir kitleden oy almaktadır CHP. Oysa Kürt sorununa ilişkin yapılan açıklamaların ne Kürtlerden oy almayı sağlayacağı, ne de var olan tabandan destek görmeyeceği aşikârken ısrarla sürdürülmeye çalışılan bu politika Baykal’ın her ne kadar çok eleştirilecek yanları olmuşsa da bu açıdan haklılığını gösteriyor. Nitekim aynı Baykal da benzer bir yanlış adım atarak, partisine kaydolan çarşaflıları seçim propagandasında kullanma çabasına girmişti. 

Psikolojik faktörlerin artık en büyük silahlardan biri olduğunun herkesçe idrak edildiği ve mücadele aracı olarak kullanıldığı bir dönemde, kendi hayır oyunun sadece bir oy niteliğinde olmadığının farkına varamayan ve oyunu kullanamayan bir genel başkanın, bu silahın öneminin de farkında olmadığını söylemek yanlış olmaz. 

Sanırım CHP, kazanamadığı ve üç günlük söylemlerle algılarını değiştirerek kazanamayacağı Kürt oylarından olduğu gibi, evdeki bulgurdan da olma tehlikesiyle karşı karşıya. Meclisteki tüm diğer muhalefet partilerin yaptığı gibi sadece iktidar düşmanlığına bağlanan oy ümitleriyle muhalefetin gemisi çok uzağa gitmeyecektir. Artık yeni açılımlar gerektiği gibi, tabanını iyi analiz edip, kimin ne için oy verdiğini ve karşılığında ne beklediğini yorumlamak gerekir. Yoksa CHP’nin, çaresizce birilerinin sözcülüğünü yaparken, bu söylemlere karşı en sert duranlardan oy isteme çelişkisi devam edip gidecektir. 

 
Toplam blog
: 63
: 793
Kayıt tarihi
: 28.08.10
 
 

Spor, edebiyat ve farkında olan bir vatandaş olmak için elbette ki gündem, ilgi alanlarım. ..