Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Mart '11

 
Kategori
Siyaset
 

Muhsin Yazıcıoğlu- İsmail Güneş

Helikopter kazası sonucu BBP genel başkası Muhsin Yazıcıoğlu ve İha haber ajansı muhabiri İsmail Güneş ve yanındaki üç arkadaşı ölmüş oldular. 

Neden ölmüş oldular? 

Hatırlayalım kaza anını. 

25 martta helikopter kazası olduğu zaman, İha muhabiri İsmail Güneş' in acılar içinde yardım istemesine Türkiye şahit oldu. 

Hatırlayalım. 

"İsmail Güneş: Ben İHA Muhabiri İsmail Güneş, helikopter ile düştük. 

112 : Nerede? Neredesiniz? 

İsmail Güneş : Bilmiyorum nerede olduğumuzu. BBP Genel Başkanı Yazıcıoğlu ile birlikte.112 : Neredesiniz? 

İsmail Güneş : Hatırlamıyorum. 

112 : Etrafınıza bakın, ne görüyorsunuz? 

İsmail Güneş : Her taraf kar, sis. Her taraf sis. 

112 : Helikopteri nereden kiraladınız? 

İsmail Güneş: Bacağım kırık olduğu için konuşamıyorum. Erhan ağabey nereden çıkış yapmıştık. Çağlayancerit orada bir yerde düştük. Hangi yere düştüğümüzü hatırlamıyoruz, her taraf sis, göremiyorum. ... 35 00 benim numaram. 

112 görevlisi: Telefonu kapatmayalım, yerinizi tespit etmeye çalışıyoruz. 

İsmail Güneş : Kahramanmaraş'ın dağlarından, her taraf sis. göremiyorum. 

112 görevlisi: Parti merkezinden kiminle görüşebiliriz, sizinle ilgili? 

İsmail Güneş : Bilmiyorum, şarjım bitmek üzere. Alo. Biz nereye gidiyorduk? Yozgat tarafında bir yere gidiyorduk hanımefendi. 

112 görevlisi: Kapatmayın yerinizi tespit etmeye çalışıyorlar. 

İsmail Güneş : Erhan ağabey, nereden geldik, nereye gidiyoruz. Şu an Çağlayancerit'ten gelip, nereye gidiyoruz. Yozgat-Yerköy mü? Çağlayancerit'ten, Yozgat-Yerköy'e gidiyoruz. Burası çok soğuk. Alo. Yer tespit edemiyor musunuz? 

112 görevlisi: Siz kapatmayın beyefendi telefonu. 

İsmail Güneş : Hanımefendi şarjım bitecek. 

112 görevlisi : Alo, Alo. İyi misiniz? 

İsmail Güneş : Kötüyüm, ayağım kırık. 

112 görevlisi: Şu anda siz helikopteri görebiliyor musun? 

İsmail Güneş : Şu anda helikopterin içindeyim. 

112 görevlisi: Alo. diğer beş kişi yanınızda değil mi şu anda? Size cevap verebiliyorlar mı? 

İsmail Güneş : Diğerlerinden ses yok. Erhan ağabey, Erhan ağabey de ıhlayarak cevap veriyor. Alo, hanımefendi, yerimizi tespit edemediniz mi? 

112 görevlisi: Şu anda emniyet bulmaya çalışıyor, sakin olun. 

İsmail Güneş: Erhan ağabey, ıhlıyor sadece. Ben de üşümeye başladım. Ben sakin olmaya çalışıyorum. 

112 görevlisi: Sakin olmaya çalışın, tespit etmeye gayret ediyorlar. 

İsmail Güneş: Muhsin Bey'i göremiyorum. 

112 görevlisi: Aynı helikopter ile mi havalandınız? 

İsmail Güneş: Evet. Ayağım çok kötü kırıldı. Ölen de var herhalde. Bu arkadaş kim ya. 

112 görevlisi: Ayağı kırık, yerinden kımıldayamıyorum. Emniyetle görüşüyorum. 

İsmail Güneş: Alo, hanımefendi. 

112 görevlisi: Açık kalsın telefon. 

İsmail Güneş: Şarjım bitmek üzere. Benim numaramı görebiliyor musun? 

112 görevlisi: Kapatmayalım, ulaşıyorlar, kapatmayalım numarayı. Sizin nereye gittiğinizi anladık. Yozgat-Yerköy'e gidiyoruz dediniz. 

İsmail Güneş: Alo. Sakin olalım da şu anda donuyoruz burada, ayağım da kırık. 

112 görevlisi: Kapatmayın, bir saniye. 

İsmail Güneş: Alo. Erhan ağabey, Erhan ağabey. Sen kalkabiliyor musun yerinden? Hanımefendi. 

112 görevlisi: Şarjınız bitinceye kadar açık kalsın, aramaya devam ediyorlar çünkü. Kapatmayın alo. 

İsmail Güneş: Alo. Ayağım kırıldı. 

112 görevlisi: Başka yerinizde kanama var mı? 

İsmail Güneş: Gözükmüyor. 

112 görevlisi: Kravatınız var mı? İp gibi kravat gibi bir şeye elinizi uzatabilir misiniz? 

İsmail Güneş: Kravat yok. Şu anda gözükmüyor. 

112 görevlisi: Polis ekipleri yerinizi bulmaya çalışıyor. Siz moralinizi yüksek tutun. Zaten sizin yerinizi tespit edecekler. Edemediler daha. Tespit etmeye devam ediyor. 

İsmail Güneş: Herkes öldü herhalde. 

112 görevlisi: Kanamadan dolayı sessiz kalmış olabilirler, endişe etmeyin, sizi kurtaracaklar. 

İsmail Güneş: Erhan ağabey, Erhan ağabey. Kırık ayağımın altında, kaval kemiğinde. Kanama değil, kırıldı ya. 

112 görevlisi: Alo, beyefendi. Şu anda bacağınızın durumu nasıl? 

İsmail Güneş: Ağrıyor. Alo. Yeri tespit edemediniz mi? Donmaya başladım, üşümeye başladım. Üşüyorum. Tipi var. Helikopterin içine girdim. (İnleme sesleri) Buradakiler öldü herhalde ya. Erhan ağabey, Erhan ağabey. Yok. Kimseden ses gelmiyor, gelmiyor. Eyvah çok kötü. 

112 görevlisi: Ayağınız sıkıştı mı? 

İsmail Güneş: Evet. Tespit edemediler mi ya. Ayağımı oynatamıyorum. 

112 görevlisi: Emniyet yerinizi tespit etmeye çalışıyor. 

İsmail Güneş: Erhan ağabey. Ağabey bir kendine gelmeye çalış. Bak ben kendime gelmeye çalışıyorum. Yatıyor ıhlıyor. 

112 görevlisi: Başka kimseden ses gelmiyor mu? 

İsmail Güneş: Yok, yok. Çok kötü ayağım kırıldı. Hanımefendi hala bulamadınız mı yerimizi? Burada donacağız, diğer insanlar öldü herhalde. Ayağımı oynatamıyorum. Çok pis kırıldı ayağım. Yerimizi ne zaman tespit edeceksiniz hanımefendi. " 

Bütün aramalara rağmen helikopterin yeri tesbit edilemedi. Sonucu malum olduğu gibi helikoptere ulaşıldı. Cenazeler buruk bir şekilde defnedildi. 

Türkiye bütün kesimleriyle üzüldü. 

Hala olay belirli bir netice ile sonuçlandırılmış değil. 

Kaza nasıl oldu? 

Helikopter nasıl düştü? 

Yeri niçin tesbit edilemedi? 

Görevlilerin ihmali var var mıydı? 

Suikast mıydı? 

Soruları çoğaltmak mümkün.İnancımız şu: Çalışmalar mutlaka yapılıyor. Lakin onca zaman oldu sonuç duyamıyoruz.. 

Kayseride kaçırılan üç çocuğun cesedi bulundu. Şiddetle kınıyor, katilinden de iğreniyoruz. 

Ancak polisin olayı çözmesi önemli. Altı ay evvel sayın cumhurbaşkanımızın olayla bizzat ilgilenmesinin olayın çözülmesinde önemli rol oynadığı muhakkak. 

Anlamak istediğim,  

Aynı devlet, bu topraklarda canlı yayında seyredilen beş vatan evladı için aynı hassasiyeti gösteremiyor mu? 

Şüpheleri gidermekte yarar var. 

 
Toplam blog
: 202
: 306
Kayıt tarihi
: 10.03.11
 
 

BİR DUAMIZ BİR DUYANIMIZ OLSUN YETER ..