Cihangir'den masallar 2

Gün:2

Kocası uzun yol kamyon şoförüydü. Doğumdan sonra birkaç saat kalıp, karısını ve bebeğini öpüp koklayıp, Allaha emanet edip, istemeye istemeye yola çıkmıştı.  Yola çıkalı iki ay olmuştu. Taşıma  firması bu defa O’nu yurt dışına göndermiş, dönüşte iki hafta yük beklemiş ve bugün İzmir’e dönmüştü. İçeri girer girmez elindekileri karısına vererek odaya girmek istedi. Çocuğunu çok özlemişti. Gidip kucaklayacak ve oynayacaktı. Yol boyunca, doğum sonrası cep telefonundan çektiği fotoğrafını aracı dikiz aynasına sıkıştırmıştı. Kadın “hayır banyo yapmadan olmaz” diye uyardı. Adamcağız sabır çekerek banyoya girdi. Haklıydı karısı. küçük bebek mikrop kapabilir, hasta olabilirdi.  Yıkanıp temizlendi, yol kıyafetlerini çıkarıp, temiz kıyafetler giydi. 

İçeri girer girmez divana oturmuş çocuk, atlayıp adama doğru koştu, bacaklarına sarılarak  “Babacığım bana ne getirdin?” diye bağırdı. Adam şaşkın bir ifadeyle “sen de kimsin?. Bebek nerede? diye söylendi. "Baba benim, oğlun Ahmet tanımadın mı?" dedi. Adam sinirlenerek hala mutfakta olan kadına bağırdı.” Kim bu çocuk? Oğlumuz nerede? Kimin çocuğu bu? Kimden peydahladın? Diyerek bağırmayı sürdürdü. Kadın olanları bilmeyen kocasının yanına koşarak geldi. Periyi ve getirdiği makarayı, Ahmet'in geleceğinin makaraya sarılı ipe bağlı olduğunu anlattıysa da adam ikna olmadı.”Getir bakalım şu makarayı" dedi. Kadın, korkudan titreyerek gitti ve makarayı getirerek kocasına verdi. Adam makaranın ipini bularak kuvvetlice çekti…

Cihangir Ekmekçi

Arkası yarın