Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Haziran '18

 
Kategori
Deneme
 

Çılgın Hücreli Kız

Çılgın Hücreli Kız
 

             Uzun zaman önce yazılmayı bekleyen,  saman renginden deri kaplı defterime kalemimle dokunarak yazmaya başlıyorum. Klavyenin soğuk bulduğum tuşlarına değmeden sahici duygularla, cümlelerle, aşkla…  Anlatılmayan, dile dökülmeyen, korku duyulan bütün duyguları size yazmak istiyorum.

             İnsan neden kendinden korkar? İnsan neden benliğinin esiri olur? İnsan neden hırslarının kurbanıdır? İnsan neden insanlığın en büyük korku sebebi ve anlaşılmazıdır? İnsan neden bu denli yalnızdır?  Bu evrende insan neden iyi bir oyuncu olmak  zorundadır? İnsanoğlunun varoluşsal yalnızlık duygusuna gerçekçi ve sağlıklı çözümler bulunabilir mi bilemiyorum. Tek bildiğim amansız yalnızlık duygusunun insanları hasta ettiği.

            Bu hikaye bana ait değil, yazılması hayal edilmiş, bittiği düşünülmüş ve adı konmuş hayali bir kitabın gerçek kahramanına ithafen yazdığım kısa bir özet. Çılgın hücreli kızın hikayesi…

            Bir kadın düşünün, kaygıların en derini olan ölümle mücadele ediyor. Hastalığının amansız gücünün farkında fakat hastalığıyla alay  ediyor. O kadın bir gün bana ‘’ Bir kitabım olacak ve adı hazır, çılgın hücreli kız olacak’’ dedi. Kanser hastası bir kadının kendi gerçekliğiyle derin ve trajik çatışmasının komediye dönüştürme çabasından başka bir şey değildi. O an çılgın hücreli kızı takdir ettim, onu çok sevdim, saygı duydum ve mücadelesini izledim.

           Acıların, kırgınlıkların hasta ettiği bedenine yenik düşmüştü sonrasında. Şiddetli ağrıların harap ettiği o beden; o gözleri gülen güzel kadın; o nazlı bir çiçek gibi soluyordu. Derin bir yüzleşme, hakikatli, tekamülün kavrandığı acı fakat gerçekçi anlar. Düşündüm de o nazlı kadının bir hayali vardı; adı çılgın hücreli kız olan bir kitap. O halde ben de çılgın hücreli kızın hikayesini sizlere özetleyebilirdim. Onun duygularının dili olamam çünkü suskun artık; yaşadıklarının arka perdesini bilemem; ne kadar anlatmaya çalışsam da eksik kalır. Anlatılmayan ne varsa hikayemizin baş kahramanına özel kalsın ne dersiniz; saygıyla, sevgiyle…

          Suskunlukların, söylenmemiş sevgilerin kalır geride. Bir yıldız kayar aniden hayat böyledir. Ruh hastası bir dünyada insanlar yalnız ve hasta. Yaşayamamanın derin çaresizliği var şu yüzyılda. Çılgın hücreli kıza beyaz kuğum derdim. O şu an ölümün kıyısında, suskun, acılar içinde bedeni bitkin, yorgun ölümü karşılıyor. Ellerini tuttum soğuk, son kez öptüm alnından sevgiyle uğurlamak istedim.

         Bir yaşam daha son bulurken; hasta olan o bedene sevgiyle dokunamayan insanlar vardı. O güzel insanlar küserek ayrılırlar bu dünyadan. Kötülük başardım sanır fakat kaybeden insanlıktır…

         Kanser iyi kalpli insanların hayata küsmesidir. Çocukça bir yalnızlık kadar masum ve dönüşümsüz. Küstürmeyin, üzmeyin insanları… Karanlığa mahkum bir kader olmamalı insanlığın geleceği. Sevgiyle, merhametle yaşayın. Her hikaye bir yerde başlar ve bir yerde yarım kalır unutmayın.  Beyaz kuğuma, daha dorusu o çılgın hücreli kıza sevgilerimle…

      

 
Toplam blog
: 42
: 263
Kayıt tarihi
: 29.09.14
 
 

Eczacılık mesleğimin yanında Edebiyatın da olmasını istedim çünkü çok sevdim. Yazma eylemi; hayalle..