Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Mayıs '11

 
Kategori
Güncel
 

Çılgın Projem yok …

Çılgın Projem yok …
 

ONLARI DÜŞÜNEN BİR İKTİDAR VAR MI?(RESİM INTERNETTEN ALINMIŞTIR)


İstanbul, sevdiğim şehir. Beni kabul eden ve barındıran. 

Ben de İstanbul’a ait projeler üretirim çocukluğumdan bu güne. 

Derme çatma evlerde ve yoksulluk çekerek büyümek zorunda kalan çocuklar vardır hep aklımda. Onlara hak ettikleri hayatı sunmanın bir zorunluluk olduğunu düşünür ve bunu neden kimsenin yapmadığına kafa yorardım. 

Hani herkesin bir çılgın projesi vardır ya. Benim de var. 

Bana bir şans oyunundan büyük ikramiye çıkacak. Yahut Milli Piyango’da kuş kafama sıçacak ve ben çılgın projemi uygulamaya koyacağım. 

Hayal benim. Kim ne derse desin. Hani şu kelli felli amcalara, üstüne büyük ve yüksek binalar dikmeleri için verilen araziler de gözüm. Arazi devletten, para benden kurtaracağım bu çocukları. 

Aldığım arazinin üzerine, yapacağım lüks binalar, okullar, restorantlar ve işyeri. O, derme çatma evlerde oturanları da taşıyacağım bu lüks evlere ki çocuklar rahat etsin. Okulları yanı başlarında. Babalarının ve annelerinin çalışacakları iş yerleri de hazır. Mutlu çocuklarla mutlu yarınlar yaratacağım. 

Mutlu insanlardan mutluluk yayılacak. O lüks evlerde oturan çocuklar artık yüksünmeden, boyunlarını düşürmeden yaşamın keyfine varacak, derslerine çalışacak. Büyüyecek ve ülkenin yönetiminde söz sahibi olacaklar. 

Ben onların başarıları karşısında duyduğum mutlulukla çoğalacak ve daha da mutlu olacağım. 

Böyle abuk hayallerim ve büyük projelerim var benim. 

Hayal dememin sebebi bunları yapacak parayı şans oyunlarından bekliyor olmam değil. Daha korkunç bir gerçek varmış ve bunu duyunca kanım dondu. 

Lay lay bu hayali anlatıp duruyorum. Bir gün hayalimi anlattığım bir büyüğümden duyduklarım karşısında çöktüm. 

“Sen onlara nerede, ne yaparsan yap, gelmezler. Onlar, o pis, susuz, derme çatma gecekondularından asla vazgeçmezler. O rantı bırakıp da gelip senin gösterdiğin evlerde oturmazlar. Beklerler, oturdukları arazilere yapılanma gelir, onlar da satar senin vereceğin evden çoook daha fazlasını alırlar.” Dedi. 

Ama çocuklar, ben çocukları düşünüyordum. Onlar hak etmiyor böyle yaşamayı. Kimse çocuklarının kötü şartlarda büyümesini istemez. Onlar da anne ve baba değil mi? 

Cevap yine iç yakıcı “Onlar çocuklarının geleceğini düşünmezler. Düşünselerdi sokaklar da selpak satan çocuklar ve çöp toplayan, dilenen çocuk olmazdı. Zaten çocuk yapmalarının sebebi bu çocuklar üzerinden kazanç sağlayıp çalışmadan yaşamak. 

“Boş versen bu hayalleri. Ye bir güzel paranı, yorma kendini. Düzeltemezsin bu düzeni.” Dedi. 

Yıkılan hayalimin altından doğrulamıyordum. Kafama koca bir dünya çökmüş ve ben altında ezilmiştim. Çocuklar aç ve sefil. Yokluk içindeler. 

Onları kurtarmak için hayal kurmak da yasak. Ben kendi çocuklarım için düşündüklerimi hepsine mal etmek kaygısındayken, onların anne ve babalarının bir şey yapmıyor olmasına hala şaşkınım. 

Çocuklar, bu ülkenin ortak paydası. Onlar ışık, güven ve yaşamın gelecekte ki sahipleri. 

Nasıl reva görülür onlara büyümeden öğretmek esareti. 

İçim sıkkın, hatta kat kat. Beynim durmuş ve gözüm sabit. Yapılacaklar listem vardı hep günün birinde şans oyunlarından büyük ikramiye düşerse diye. 

Hayallerimin bitişi gibi ikramiye beklentimi de bitirdim. 

Artık oynamıyorum. Ben oyundan çekildim… 

 

Sağlıkla ve mutlu kalın. 

 

 
Toplam blog
: 247
: 709
Kayıt tarihi
: 11.03.09
 
 

Buradayım işte. Yaşamın tam içinde. Her anın benim olduğunu bilerek. Yaşamın sadece "Şimdi" olduğun..