Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Haziran '17

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Çin Yönetiminin Hedefi "5000 yıllık Çin'i Yeniden Kalkındırmak" (4)

Çin Yönetiminin Hedefi "5000 yıllık Çin'i Yeniden Kalkındırmak" (4)
 

Çin Rüyası, Barış İçinde yıllık onbin $ gelir..(ABD'nin beşte biri gelir, beş katı nüfus. Para herşey değildir.).


Çin milleti barışı sever. (28 Ocak 2013): Barış içinde gelişme yolunda ilerlemek Çin milletinin kültürü ve geleneklerinin devamı olduğu gibi yaşanılan trajedilerden çıkardığı bir sonuçtur. Çin halkı barışa yönelik arayışlarını sürdürmekte ve barış içinde huzurlu yaşamı önemsemektedir. Çin halkı kargaşadan nefret etmekte ve istikrarı aramaktadır. Barış içinde gelişme özellikle reform ve dışa açılma uygulamaları başladıktan sonra partimizce kararlaştırılmıştır. Bağımsız, barışçı bir dış politikamız var. Hegemonyacı ve yayılmacı değiliz. Dünya'da barışa odaklı, kararlı bir güç olacağız. Dünya tarihine baktığımızda silahlı saldırgan ve yayılmacılık yapanların sonuçta yenildiğini görüyoruz.

Barış içinde yaşamak isteğimiz, meşru hak ve çıkarlarımızı feda edeceğiz anlamında değildir. Hiç bir yabancı ülke temel çıkarlarımızı pazarlık konusu yapmamızı ve egemenlik, güvenlik ve gelişme çıkarlarımızın zarar görmesinin acı meyvesini yutmamızı beklemesin.

Çin, Birleşmiş Milletler(BM) daimi üyesi olarak, O'nun görev ve sorumluluklarına, Dünya'daki rolüne önem vermektedir (19 Mayıs 2014). Uluslararası toplum, Dünya barışını pekiştirmek için ortak çaba harcamalıdır. Her şeyden önce çatışmaların siyasi çözümünde israr edilmelidir. Ayrıca, BM, ülkelerin özellikle yoksul ülkelerin, ortak gelişimi için eşgüdüm sağlamalıdır. BM'in uluslararası ilişkilerdeki yönlendirici rolüne israr edilmelidir. Terörle mücadelede BM etkin davranmalıdır ve doğruyu yanlıştan ayıran net ölçütler oluşturulmalıdır.  BM internet konusunda kuraldan, egemenlikten ve şeffaflıktan yana tutum sergileyerek, ülkelerin bilgi güvenliği konusundaki kaygılarına saygı göstererek, internet üzerinde ortak yönetimi gerçekleştirmelidir. Çin, BM'e destek vermeye devam edecektir.

Nükleer Güvenlik,NG, (24 Mart 2014): Nükleer güvenliği pekiştirecek önlemleri görüşmek üzere Lahey'deyiz. Bu üçüncü zirveyi düzenleyen Hollanda hükümetine teşekkür ederim. Nükleer enerji, insanlığın gelişmesine güç katmış ve Dünya'yı algılayıp yeniden şekillendirme kabiliyetimizi artırmıştır. Nükleer enerji aynı zamanda nükleer güvenlik konusundaki risk ve tehditleri önümüze getirmiştir. Bu tehditleri gidererek, nükleer malzeme ve tesislerin güvenliğini sağlamak zorundayız.

Nükleer güvenliğin pekiştirilmesi sonu olmayan, daimi bir süreçtir. Nükleer enerji ve güvenlik geliştirme çabaları daima yan yanadır ve aynı önemdedir. Nükleer güvenlik sürecini, sağlıklı ve devamlı bir gelişme rotasına oturtmalıyız. Zirvelerin bu işbirliklerimizi derinleştirmesini umuyorum. Nükleer enerji çalışmaları geliştirilirken tüm Dünya ülkeleri "Önce  güvenlik" ilkesine bağlı kalmalıdır. Güvenliği feda ederek nükleer enerjiyi geliştirmek sürdürülebilir değildir. Nükleer tesis güvenliği, malzeme güvenliği ve işletme güvenliği sağlanamazsa felaketlerle karşılaşabiliriz. Riskleri ancak somut ve uygulanabilir önlemlerle kontrol edebiliriz.

NG alanında kural olmadan başarıya ulaşılamaz. NG alanında uluslararası hukuki çerçeveyi oluşturmalı, ülkeler buradaki yükümlülüklerini özüne uyarak yerine getirmelidir. Uluslararası güvenlik çabaları için kurumsal güvence sağlanmalı ve küresel boyutta izlenecek yön verici ilkeler belirlenmelidir. Ülkelerin nükleer alandaki koşulları ve mevcut çalışmaları farklı aşamalardadır. Dolayısıyla karşılaştıkları risk ve tehlikeler farklıdır. Uluslararası yükümlülükler yerine getirilirken ülkelerin nükleer aşamalarına göre uygun güvenlik politika ve önlem  tercihlerine ve hassas bilgiyi koruma haklarına saygı gösterilmelidir.

NG öncelikle ulusal bir konudur ve sorumlusu hükümetlerdir. Ülke hükümetleri kendi insanlarına olduğu gibi Dünya'ya karşı da sorumludur. Evrensel nükleer güvenliği sağlamak ortak bir amaç olmalıdır. Evrensel boyutta NG'in sağlanması için ülkelerin el ele vererek çalışması gerekmektedir. Bir ülkedeki nükleer malzeme kaybı tüm ülkeleri tehdit edebilir. NG risk analizi ve nedenlerini kaldırmaya yönelik olarak sürdürülmelidir. Teröristlere  fırsat verilmemelidir.  NG ile ilgili siyasi önlemlerin sağlıklı hale getirilmesi, modern, az riskli teknolojilerin geliştirilmesi, nükleer silah ihracat kısıtlamalarının artırılması, nükleer malzeme arz talep dengesinin kurulması, nükleer terörizm önlenmesi için uluslararası işbirliği konuları risk ve tehlikeleri azaltan çalışma alanlarıdır.

Barışa odaklı ve istikrarlı bir uluslararası ortam tesisi, ülkeler arası dostane ilişkiler, medeniyetler arası iletişim olursa nükleer silah yayılması ve nükleer terörizm tehlikeleri  ülkelerarası işbirlikleri ile önlenebilecektir. Uluslararası sürece çok sayıda ülke katılımının  olması önemlidir. Bu durumda nükleer enerji alanında kalıcı güvenlik ve gelişme gerçekleştirilebilir. 

Elli (50) yılı aşkın bir süredir nükleer güvenlik alanında Çin'in iyi bir sicili vardır. Güvenliği sağlayan teknoloji seviyemizi ve acil müdahale kabiliyetimizi geliştiriyoruz. Nükleer tesislerimizde kapsamlı güvenlik ve malzeme denetlemeleri yapıyoruz. Nükleer tesis işletirken yapılan hatalar, öngörülemeyen riskler ve olaylar nükleer  felaketlere yol açabilmektedir.Geçmişteki trajedilerin önlenmesi ve tekrar olmaması için elimizden geleni yapmalıyız. Zenginleştirilmiş uranyumu daha az kullanma çabasındayız. Nükleer güvenlik kültürünün ve uygulamalarının insan kaynaklarımızda gelişmesini önemsiyoruz ve bilgi paylaşımı için diğer ülkelerle işbirliklerine hazırız.

Uluslararası Atom Enerji Ajansı'nın nükleer güvenlik konusunda gelişmekte olan ülkelere yön verici bir rol oynamasını destekliyoruz. Nükleer güvenliği pekiştirmek hepimizin sorumluluğudur.

Medeniyet (27 Mart 2014): Bir ülke ve milletin medeniyeti, o ülke ve milletin kollektif hatıralarıdır. İnsanoğlu, uzun tarih boyunca farklı medeniyetler yaratıp geliştirmiştir. Medeniyetler çok renklidir ve bu çok renklilik medeniyetler arası iletişim ve karşılıklı öğrenmeyi anlamlı kılar. Medeniyetler arası iletişim ve karşılıklı öğrenme belirli bir medeniyeti üstün sayma veya  aşağılama temeline dayanmamalıdır. 

Medeniyetler değer açısından eşittir. Her birinin saygın özellikleri ve eksikleri vardır. Bir medeniyetin özünü anlamak için eşitlikçi ve alçak gönüllü bir tutum izlemeliyiz. Medeniyetlerin diğerlerinden farklı olan özelliklerini ve özgünlüklerini öğrenmek, bu medeniyetleri yaşatan insanların Dünya, yaşam ve değer anlayışlarını tanımak zevklidir.

Kibir ve önyargı medeniyetler arası iletişim ve karşılıklı öğrenmenin en büyük engelidir. Medeniyetler hoşgörülüdür. İnsan emeğinin ve zekasının birer ürünüdür. Her medeniyet özgündür. Hoşgörümüz oldukça medeniyetler çatışmasına meydan vermeksizin medeniyetler arası uyumu gerçeğe dönüştürebiliriz.

Çin medeniyeti, Çin topraklarında yaratılan aynı zamanda başka medeniyetlerle sürekli iletişim ve karşılıklı öğrenmelerin sonucunda oluşan bir medeniyettir.

MÖ yüz (100) yıl dolaylarında batıya ipek yolu açılmış oralardan üzüm, yonca, nar, keten ve susam getirilmiştir. Hindistan'a ulaşılarak ipek karşılığında sırlı cam ve inci gibi ürünler alınmıştır. Çin'in dört büyük buluşu kağıt, barut, matbaacılık ve pusula Avrupa'daki Rönesans akımına güç katmıştır. Çin'den Batı'ya geçen felsefe, edebiyat, tıp ve eczacılık, ipek, porselen ve çay Batılıların günlük yaşamıyla bütünleşmiştir.  17. yüzyılda Avrupa'nın astronomi, tıp, matematik, geometri ve coğrafya bilgilerinin Çin'e tanıtılması, Çinlilerin ufkunu genişletmiştir.

Fransa cumhurbaşkanı Chirac "Bir insan, piramitleri görmeden Mısır'a gitmiş sayılmaz. Terrakotta (Yeraltı Heykel Ordusu) heykellerini görmeden ise Çin'e gitmiş sayılmaz" demiştir. Çinliler 2000 yıl önce "Nesnelerin birbirinden farklı olmasının doğanın icabı" olduğunu anlamıştır. Budizm Hindistan'dan Çine gelmiş, Çin'e özgü özellikler taşıyan Budizm'e dönüşmüş ve daha sonra Japonya, Kore ve Güneydoğu Asya ülkelerine yayılmıştır. Günümüz Dünya'sında insanoğlu farklı kültürler, ırklar, ten renkleri, dinler ve toplumsal sistemlerden oluşan bir Dünya'da yaşamaktadır. Dünya'da 200'den fazla ülke ve bölge 2500'den fazla etnik grup ve çok sayıda din vardır.

Farklı medeniyetlerin birbirine saygı göstererek varlıklarını uyum içinde sürdürmelerini sağlamalı, medeniyetler arası iletişim ve karşılıklı öğrenmeyi Dünya halkları arasında dostluğu pekiştiren bir bağ haline getirmeliyiz. İnsanlara manevi ve psikolojik destek için farklı medeniyetlerden esinlenebilir ve sorunları çözmek için el ele verebiliriz. Farklı medeniyetlere yaklaşırken, ortaya çıkan eserler kadar yaratılan kültürel değerleri ve gizlenen kültürel ruhu anlamaya çalışmalıyız.

Barışa dayalı gelişme yolu ((28 Mart 2014): Karşılıklı tanıma ve anlama, ülkeler arasındaki ilişkilerin gelişmesinin temelidir.Ülkeler birbirini ne kadar fazla tanıyıp anlarlarsa, aralarındaki iletişim ve işbirliği de o kadar sağlam ve geniş kapsamlı olur.  İnsanlık tarihini incelediğimizde insanları birbirinden ayıranın karşılıklı anlama eksikliğinden kaynaklandığını görebiliriz. Aşılması en zor olan önyargıdır. Çin barışa dayalı gelişme yolunu izleyeceğini tüm Dünya'ya taahhüt etmiştir.

Çin barışseverdir. Çin medeniyeti barışı daima üstün tutmuştur. Barışın önemini anlatan çok sayıda  sözlerimiz vardır. "Ülke barışa kavuşursa halk da huzurda yaşar", "Kalkan ve mızrak yerine yeşim ve ipek hediye edin", "Komşularla kardeş, komşu ülkelerle dost olun".  Barış içinde gelişme yolunu kararlılıkla izlemekle Çin milletinin binlerce yıldan beri süregelen barış severlik kültürünü devam ettirmiş oluruz.

Çin geleceğe yönelik gelişme hedeflerini belirlemiş bulunmaktadır.2020 yılına gelindiğinde kişisel yıllık  gelirimizi ve yurt içi hasılamızı 2010 yılına göre (nominal 4500 $,

6 trilyon $)) iki katına çıkaracağız (9000 $, Her yıl ekonomi ortalama 72/10=7.2, %7.2 büyüyecek, 12-13 trilyon $)). Böylece orta gelirli refah toplumunu kapsamlı bir biçimde tamamlamak, 2050'lere geldiğimizde müreffeh, güçlü, demokratik, medeni ve uyumlu sosyalist çağdaş bir ülke haline gelmek istiyoruz. Biz bu hedefleri Çin milletinin büyük yeniden kalkınışını öngören Çin rüyası olarak özetledik. Uyumlu, istikrarlı bir ulusal ortam ve barış içinde,huzurlu bir uluslararası ortam kalkınmaya odaklanmamızın iki temel şartıdır.

Tarih en iyi öğretmendir. 1840-1949 dönemindeki savaşlar Çin'i harap etti. İç kargaşa ve yabancı saldırılar acılar oluşturdu. Japon militarizmi 35 milyon Çinli'nin yok olmasına sebep oldu. Bu felaketler halkımıza silinmez acılar ve savaş karşıtlığı bıraktı. Çin'in barışa ihtiyacı vardır.

Biz Çinliler günümüz Dünya'sının genel akımını "Barış, gelişme işbirliği ve ortak kazanç" olarak düşünüyoruz. Ayrıca, "Güçlenen ülke hegemonyacılık peşinde koşar" görüşünü kabul etmiyoruz ve karşıyız. Başka ülkelerin iç işlerine karışmayacak, hegemonyacılık ve yayılmacılık peşinde koşmayacağız. Tabii ki Çin'in egemenliğini, güvenliğini ve gelişme çıkarlarını kararlılıkla savunacağız.

Çin'in barış içinde gelişme yolunu izlemesi kısa vadeli taktik veya diplomatik bir laf değildir. Özgüvenimiz ve uygulamadaki irademizin birleşimidir. Barış içinde gelişme yolu Çin'in ve Dünya'nın yararınadır. Geçerliliği uygulamalarla kanıtlanmış bu yolda israrcıyız.

Çin ve Rusya (23 Mart 2013): Rusya, Çin'in dost komşusudur. Cumhurbaşkanı olarak ilk yurtdışı ziyaretim Rusya'yadır. Moskova Uluslararası İlişkiler Enstitüsü öğretim görevlileri ve öğrencilerinin Uluslararası toplumdaki gelişme ve değişmeleri yakından takip ettiğini biliyorum.

Değişen, yenilenen bir Dünya ile karşı karşıyayız. Dünya'da artık barış, gelişme, işbirliği ve ortak kazanç çağımızın esas akımı olmuştur düşüncesindeyim. Eski sömürgecilik düzeni parçalanmış, soğuk savaş dönemindeki cepheleşme tarihe karışmıştır. Hiçbir ülke veya ülkeler bloku tek başına Dünya işlerine hakim değildir. Milyarlarca insan modernleşme yolunda ilerlemekte, çok sayıda gelişme merkezleri muhtelif yer ve bölgelerde oluşmaktadır. Uluslararası güç dengesi barış ve gelişmeden yana değişmeye devam etmektedir.

Uluslararası 2008 finans krizi etkilerini derinden hissettirmekte, çeşit çeşit korumacılık tırmanmakta, bölgesel çatışmalar olmakta, hegemonyacılık, kuvvet siyaseti ve yeni müdahalecilik baş göstermektedir. Silahlanma yarışı, terörizm ve internet güvenliği tehditleri olmaktadır. Barışı korumak zor bir görev olarak devam etmektedir.

Çin olarak küçük, büyük zengin, fakir tüm ülkelerin ve halkların aynı saygınlığı görmelerinden yanayız. Ülkelerin gelişme yollarını kendilerinin seçmesine saygı gösterilmeli, ülkelerin iç işlerine müdahale edilmemeli, uluslararası adalet ve haklılık korunmalıdır. Bir grup ülkenin giderek zenginleşmesi, diğer bir grubun uzun yıllar fakir ve geri kalmış olması devam edemez. Kendi sıkıntını, krizini başkalarına aktarma ve dayatma, çıkarı için başkasına zarar verme davranışları ahlaksızlıktır ve kalıcı olamaz. Ülkeler bu tür tehditlerle mücadele için işbirliği yapmalıdır. Çok kutupluluk, ekonomik küreselleşme ve bilişim çağı barış ve gelişme için yeni olanaklar sunmaktadır. Çözüm işbirliği ve ortak kazançtır. Dünya'nın kaderi halkların elinde olmalıdır. Egemenlik konusunda ülke halkı ve hükümeti söz sahibi olmalıdır.Evrensel konularda hükümetlerin istişaresi yoluyla çözümler üretilmelidir. Uluslararası işlerdeki bu demokrasi ilkesine tüm uluslararası toplum bağlı kalmalıdır. 

Çin-Rusya ilişkisi Dünya'daki en önemli ikili ilişkilerden biridir.Büyük ülkeler arasındaki en iyi ilişkilerden olan Rusya-Çin ilişkisi, uluslararası stratejik denge ile Dünya barışı ve istikrarın korunmasının önemli bir güvencesidir. Yirmi (20) yıllık çaba sonucu aramızda imzalanmış "İyi komşuluk, Dostluk ve İşbirliği Antlaşması" sağlam bir zemindir. İki ülke birbirini öncelikli iş ortağı olarak gördükleri için aşağıdaki hususlarda daha fazla çaba harcamamız gerektiğini düşünüyorum.  

İyi komşu, iyi dost ve iyi ortak olalım. Birbirimizin temel çıkarlarını korumasına, gelişme ve kalkınmasına, kendi şartlarımıza uygun gelişme yolu izlemesine, işlerimizi en iyi şekilde yapmasına somut, kararlı destek verelim.                                                                                               İlişkilerimizi geleceğe dönük olarak kararlılıkla geliştirelim. İşbirliği ve ortak kazancı esas alalım. Geçen yıl (2012) aramızdaki ticaret 88 milyar$'ı aştı. Birbirimizi ziyaret eden insan sayısı 3.3 milyon oldu. 17. yüzyıldaki on (10) bin km'lik "Çay Yolu"nu çoktandır "Petrol ve doğal gaz boru  hatları" almış durumdadır.

Ülkeler arası ilişkilerin anahtarı halklar arası dostluktur,bunu daha fazla geliştirelim.  Çin ve Rusya uzun tarihe ve parlak kültüre sahip ülkelerdir. Konfüçyüs ve Lao Zi Rusya'da bilinirken benim neslim Dostoyevski. Tolstoy ve Çehov gibi Rus edebiyatı üstatlarının eserlerini okumuştur. 

Gençler ülkelerinin ve Rusya-Çin dostluğunun geleceğidir.Gençler Arası Dostluk ve Değişim Programlarını yapıyoruz. Rus üniversite öğrencileri heyetini Çin'e davet ediyoruz. Arzum daha fazla gencin halklarımız arası dostluğa kendini adamasıdır. "Büyük gemi uzaklara gider" Rus atasözündeki gibi "İlişkilerimizi daha ilerilere taşıyalım". Ortak çabalarımızla ilişkilerimizin halklarımızın refah ve mutluluğunu artıracağına ve Dünya barışına güç katacağına inanıyorum. Teşekkür ederim.

Çin-ABD (7 Haziran 2013) Çin ve ABD arasında iki tarafı da ilgilendiren uluslararası ve bölgesel konular hakkında görüş alışverişinde bulunduk. Başkan Obama'ya Çin'in barışa dayalı gelişme yoluna devam edeceğini, dışa açılmayı artıracağını, Çin milletinin yeniden kalkınışını öngören Çin rüyasını gerçekleştirmeye çalıştığını söyledim. Çin rüyası Çin'i müreffeh ve güçlü yapmayı, halkımıza mutluluk getirmeyi amaçlayan barış, gelişme, işbirliği ve ortak kazanca dayanan bir rüyadır. Çin rüyası, Amerikan rüyasıyla benzerliklere sahiptir.

Ekonomik küreselleşmenin hız kazanmasındanve bütün ülkelerin birbirine muhtaç olmasından kaynaklanan ihtiyaçlar karşısında Çin ve ABD halkları arasında karşılıklı saygı, işbirliği ve ortak kazanca dayalı ilişki kurmak için, ortak çaba harcayarak  iki ülke halkları ile Dünya halkları mutluluğuna hizmet etmek konusunda, iki taraf mutabık kaldı. İki ülke arasındaki sağlıklı işbirliği küresel istikrarın çıpası ve Dünya barışının hareket motoru olabilecektir. İki taraf bütün kademelerdeki diyalog ve iletişimi yoğunlaştırarak karşılıklı anlayış ve güveni artırmak konusunda mutabık kaldı. Başkan Obama'yı Çin'e davet ettim. Çin Dışişleri ve Savunma Bakanları davet üzerine ABD'yi ziyaret edecekler. 

İki taraf ekonomi ve ticaret, enerji, çevre. kültür ve yerel yönetimler arası iletişim  gibi alanlardaki işbirliğini  yoğunlaştırarak ortak çıkarlarımızı artırmayı kararlaştırdı. Ordularımız arasındaki ilişkileri düzeltip geliştireceğiz. Makro ekonomik politikalarımız arasındaki eşgüdümü güçlendirerek işbirliğimizi  ekonomik büyüme süreçlerinde genişleteceğiz. Asya-Pasifik Bölgesi ve Dünya ekonomisinin güçlü, sürdürülebilir ve dengeli büyümesine katkı yapacağız.

İrade olursa yol bulunur.Kırk (40) yılı aşkın sürede elde ettiğimiz birikimler ikili iş birliğimize sağlam bir zemin hazırladı. İki taraf arasındaki doksandan (90) fazla diyalog ve iletişim mekanizması ülkelerimiz arası ilişkinin kurulmasına kurumsal güvence sağlamaktadır. Bugüne kadar 220'şer eyalet ve şehir kardeşlik ilişkisi kurmuştur. ABD'de 190 bine yakın Çinli, Çin'de 20 binden fazla ABD'li öğrenci öğrenim görmektedir. İki tarafın ilişkilerini sürekli geliştirerek istenen hedefe ulaşacağımıza inanıyorum. 

Çin siber saldırıların mağdurudur. Çin İnternet güvenliğinin savunucusudur. Çin ve ABD internet güvenliği konusunda aynı kaygıları paylaşmaktadır. İki taraf İnternet işlerinden sorumlu ortak bir çalışma grubu kurarak birbirine olan şüpheleri giderip, işbirliğine başlayacak ve internet güvenliği konusunu ortak çözecektir.

Çin-Avrupa Birliği   (1 Nisan 2014) Barış ve istikrarın köprüsünü kurarak Çin ve Avrupa'nın güçlerini birbirleriyle bağlamamız gerek. Savaş yerine barış, tek taraflılık yerine çok taraflılık ve zıtlaşma yerine diyalog iki tarafın ortak görüşleridir. AB ile Dünya'nın barış ve istikrarına katkı yapabiliriz. Medeniyet ve kültür olduğu gibi barış ve gelişme de yaygınlaştırılabilir.

Çin, AB ile tüm insanlığın barış, gelişme, işbirliği ve ortak kazanç yolunda ilerlemesine güç katmaya hazırdır. Çin ve Avrupa pazarlarını birbirine bağlayabiliriz. Pazarlarımızı birbirimize açalım. Yatırım anlaşmasına ilişkin müzakere sürecini hızlandıralım. Aramızda serbest ticaret bölgesi kurulması arayışlarını sürdürelim. İkili ticaret hacmini 2020 yılında bir (1) trilyon ABD $'ı seviyesine getirmek için ortak çaba harcayalım (2017 yaklaşık 600 milyar $). Çin AB işbirliği ile  İpek Yolu Ekonomik Kuşağı projesi arasında bütünlük sağlamak için arayışlarda bulunalım.

Büyük Asya-Avrupa  pazarını oluşturma hedefi doğrultusunda iki kıtanın sahip olduğu insan, işletme, sermaye ve teknolojileri harekete geçirip, işbirliğimizi geliştirerek Çin ve  AB'ni küresel ekonomik büyümenin ikiz lokomotifi yapalım. 

Çin, AB'nin uluslararası işlerde daha büyük rol oynamasını destekleyecektir. Ortaklaşa hazırladığımız planda Çin AB işbirliği için yüze (100) yakın alanda bir dizi iddialı hedef belirlenmişti. Bunu gerçekleştirmek için çalışalım.

Kaynak: Xi Jinping "Çin'in Yönetimi The governance of China" Nisan 2017 

 
Toplam blog
: 182
: 1556
Kayıt tarihi
: 14.10.12
 
 

Elektronik Y.Mühendisiyim. Teknik alan dışında Tasarruf ve tutumlu yaşam, Kişisel Finans Yönetimi..