Çocuk parkı nasıl olmalı?

Malum havalar güzelleşti. Biz de hafta sonunu fırsat bildik. Kızımı sırtıma, -çünkü biraz yorulsun hemen öneme geçip bacaklarını açıyor- eşimi yanıma aldım. Eskişehir'de dolaşmaya çıktık.

Şöyle bir çarşı turundan sonra, adalar tarafına suyun kenarına... Nasıl cıvıl cıvıl her yer, ağaçlar, çiçekler, kuşlar kediler, köpekler... Kızım önümüzden koşturuyor. Eşimle biz de elele yürümenin tadını çıkarıyoruz.

Sonra şehrin en uğrak yeri, bir parktaki çocuk oyun alanına geldik. Kızım hemen koştu. Önce düz kaydırak, sonra dönen kaydırağa gidiyordu ki, aradaki düz bölümlerden biri eksikti ve ayağı koşarken direk oraya girdi.

Allah'tan sonuna kadar gitmedi ayağı ve bir sakatlık çıkmadı. Neyse bizim yüreğimiz ağzımıza geldi ama devam. Sonra kaydı ve indi. Diğer taraftaki tahta merdivenden çıkıyordu ki, oradaki tahtalardan biri de eksik ve yine düşüyordu az kaldı.

O parkta değişik yaşlardan 1-12 yaş arası yaklaşık 30-40 çocuk vardı.

Salıncakların arka ve önünde bir koruma yok. Hatta kaydıraktan kayan çocuk yanlışlıkla sağa değil sola dönse salıncakta sallanan çocuğun ayağı ağzında. Yürüme yerlerinin bir kısmında korkuluk yok. Allah korusun bir şekilde iki çocuk çarpışsa, biri aşağıda.

Bu park Eskişehir'in göbeğinde. Çok fazla kalamadık orada. Kızımı da dondurmayla avuttuk.

Böyle mi olmalı parklar?