Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ekim '14

 
Kategori
Psikoloji
 

Çocuklarda problem davranışlar

Çocuklarda problem davranışlar
 

Aile ve öğretmenlerin çocukların büyüme dönemlerinde sıklıkla karşılaştıkları, çocuğun ve çevresinde bulunan insanların yaşamını negatif etkileyen, baş etmekte yetersiz kaldıkları ve çözülemediğinde bir uzman desteğini gerektiren problemli davranışların bütünüdür.

Davranış problemleri yaşayan çocuklar yoğun öfke nöbetleri, saldırganlık, arkadaş ilişkilerinde problemler gösterebilirler. Bu dönemde yaşanan problemleri çocuğun içinde bunduğu yaş dönemine, davranışın sıklığına, sürekliliğine ve yoğunluğuna göre değerlendirmek gerekir.

Problem davranışlar iki yönde ele alınabilir:

1. Çocuğun yaşamını olumsuz etkilemesi,

2. Diğer insanların yaşamını olumsuz etkilemesi.

Çocuğun yaşamını dört yönde olumsuz etkiler: (a) var olan becerilerini kullanmayı engeller, (b) yeni beceriler öğrenmesini engeller, (c) kendisine zarar verir, (d) çevresiyle olan uyumunu bozar.

a ) Var Olan Becerilerini Kullanmayı Engeller

Çocuk, problem davranışları nedeniyle birçok olumsuzlukla karşılaşır. Davranış repertuarında var olan bir kısım davranışı, problem davranışları yüzünden kullanamamaktadır. Örneğin, kaşık ve çatal kullanarak yemek yiyebilir; ancak kaşık ve çatal gibi nesnelerle bir yerlere vurarak ses çıkartma takıntısı olan çocuk, eline verilen çatal veya kaşıkla masaya vurduğu için yemeğini yiyemez. Kimi çocuk, yemek yerken seçici davranır; yalnızca bir iki çeşit yemek yiyebilmektedir. Taneli ve sert yiyecekleri yiyemez. Bunun sonucunda gerekli vitamin ve mineralleri alamaz.

b) Kendine Zarar Verir

Çocukların bir kısmı, çeşitli nedenlerden dolayı öfkelendiklerinde kendilerine zarar verici davranışlarda bulunurlar; kimi elini ısırır, kimi başını sert yerlere vurur, kimi de kendini tozun, çamurun içine atar.

c) Beceri Kazanmasını Engeller

Çocuk, olumsuz davranışlarından dolayı eğitimde gerekli sonucu alamaz. Örneğin, yerinde oturamayan çocuk, hem bireysel hem de grup eğitimine katılımda bulunamaz ve öğrenmesi gereken davranışları öğrenemez.

d) Çevresiyle Uyumunu Bozar

Çocuk, ikide bir çığlık atıyorsa veya elinde bulunan nesneyi bir yerlere vurarak sesler çıkartıyorsa, çevresinde bulunan insanlar, ya çocuğun olduğu ortamdan uzaklaşırlar ya da çocuğa olumsuz tepkide bulunurlar. Örneğin, çocuğa şiddet uygulayabilirler. Bu da çocuğun ruhsal yapısını negatif etkiler. Ayrıca çığlık atma, ağzından salya akma, burnundan sümük akma gibi durumlar, çocuğun diğer insanlar tarafından ilgi görmesini engeller ve sosyal ilişkisini bozar.

Diğer insanların yaşamını üç yönde olumsuz etkiler: (1) insanlara zarar verir, (2) insanları rahatsız eder, (3) ana baba için utanç verici bir durum halini alır.

1) İnsanlara Zarar Verir

Çocuk, birçok nedenden dolayı çevresine zarar verir. Bazen öfkelendiğinde, bazen de görünürde herhangi bir sebep olmadan çevresinde bulunan insanlara saldırır; kimi çocuk ısırır, kimi elindeki nesneyi fırlatır, kimi de yumruk atar. Bazı çocuklar ise eşyalara zarar verir.

2) İnsanları Rahatsız Eder

Çocukların bazı davranışları çevresinde bulunan insanları rahatsız eder. Sürekli çığlık atması, sümük ve salyasının akması, burnunu karıştırması ve cinsel isteklerde bulunması insanları rahatsız eden davranışlara örnek gösterilebilir.

3) Ana Baba İçin Utanç Verici Olur

Kimi ana baba çocuklarının bazı davranışlarından utanç duyar, bu yüzden çocuğuyla bir yerlere gidememektedir. Bir anne konuyla ilgili şöyle demişti: “Çocuğumla bir yerlere gitmeye utanıyorum ve bu yüzden de vicdan azabı çekiyorum. Çocuğum sürekli burnunu karıştırır ve burnundan çıkardıklarını yer. Bizi tanımayan ortamlarda çocuğun otistik olduğunu kimse fark edemez; çünkü görünüşü ve diğer davranışları normal görünür. Bu nedenle diğer insanların çocuğa terbiye vermediğimi düşündüklerini hissediyorum.”

Kısa süren ve sıklıkla tekrar etmeyen çocukluktaki davranışlar bir davranım bozukluğunu göstermez. Sürekli ve tekrarlayan bir şekilde devam eden yalan söyleme, öfke kontrol edememe, evden kaçma, çalma, cinsel taciz, fiziksel ya da sözel bir saldırganlık davranışları davranış bozukluğunu gösterebilir. Çocukluk döneminde başlayan yalan söyleme, arkadaşına vurma ya da arkadaşının oyuncağını çalma davranışı ilerleyen yaşlarda takip edilmelidir. Bu davranış süreklilik gösterdiğinde ve davranışın şiddeti arttığında bir davranış bozukluğu olarak değerlendirilebilir. Dürtü kontrolü azalabilir. Kendisini güçlü hissetme ve toplumsal kurallara sürekli karşı gelme davranışları artabilir. Başkalarının duygularını önemsememe, güvenliklerini tehlikeye atma, isteklerine cevap vermeme görülebilir. Bu tip davranışlar erkeklerde kızlara oranla daha fazla görülür. Okulda arkadaşları ile ilişkilerinde ve aile içerisindeki ilişkilerde problem yaşarlar. Akademik başarıları düşebilir. Sıklıkla kavga çıkarabilirler bu nedenle disiplin sorunu yaşarlar. İntihar eğilimi, madde kullanımı ve erken cinsel davranışlar gösterebilirler. Sorunların temelinde kendilerini değil başkalarının olduğunu ifade ederek sürekli başkalarını suçlama davranışı içerisindedirler. Kendi davranışları için hep mantıklı bir açıklama yapma çabası gözlemlenir.

Bu tip davranışlar gösteren çocuk ve gençlerde kurulan iletişimin sağlıklı olması çok önemlidir. Kızmak, bağırmak, şiddet göstermek bu sorunları asla azaltmayacak ve çözmeyecektir. Aksine bu sorunların şiddetini daha da arttırarak çocuğun sizden daha fazla uzaklaşmasına, kendisi ve çevresi için daha tehlikeli sonuçlar yaratmasına neden olacaktır. Olumlu davranışları üzerinde daha fazla durularak güven ve sevgi çerçevesi içine bir ilişki kurulması sağlanmalıdır. Eğer bu ilişki tüm çabalara rağmen okul - aile - çocuk arasında kurulamıyorsa bir uzman desteği almak çok daha sağlıklı olacaktır.

Çocuğunuzda değiştirmek istediğiniz bir davranış bulunuyorsa eğer, öncelikle yapmanız gereken şey bu değişikliğin nasıl olacağı. Yani davranış değişikliği sonunda ulaşmak istediğiniz şey “nedir”. Bu nokta çok önemlidir. Bu nedenle yapmanız gereken en önemli şey davranış değiştirmede hedeflediğiniz amacı kesin bir dille ortaya koymanızdır. Amacı belirlerken iki özelliği olmasına dikkat edin:

1.Olumlu bir amaç saptayın: çocuğunuzun yapmakta olduğu davranışa alternatif olacak ve sizin yeni bir şey öğrenmenize katkıda bulunacak özelikte bir amaç saptayın.

2. Gerçekçi bir amaç saptayın: çocuğunuzun ve ailenizin özelliklerine uygun, sahip olduğunuz koşullar çerçevesinde gerçekleştirilebilecek bir amaç saptayın.

Amaçları Gerçekleştirmeyi Öğretmek: -Amacınızı belirleyin.

- Çevrenizdeki herkesin bu amaçtan haberdar olmasını ve bu macı gerçekleştirmek için katılımcı olmasını sağlayın
- Çocuğunuz sorunlu davranışı yaptığında ona nasıl tepki vereceğinizi belirleyin

- Tepkinin caydırıcı nitelikte olmasına özen gösterin
- Caydırıcı tepkiyi istenmeyen davranıştan sonra hemen gösterin
- Tutarlı olun
- Sorunlu davranışın önce daha da kötüleşip sonra iyeleşevceğini bekleyin, çünkü çocuk yeni tavrınızı sınayacak ve sonra tutarlı olduğunuzu görüp iyileşme gösterecektir.
- Çocuğunuzun olumlu davranışlarını ödüllendirin.

Görmezden Gelme: Görmezden gelme metodu, problem davranış ortaya çıktığında çocukla ve davranışla ilgilenmemedir. Bunu yaparken bir risk faktörü var. Görmezden gelme, davranış söndürme metodudur, ancak tam olarak uygulanmazsa davranışın daha da kalıplaşmasına ve şiddetinin artmasına sebep olabilir. Bu metodu uyguladığınızda gerçekten görmezden gelebilecek misiniz iyi düşünün. Görmezden gelme metodunu uygulamaya başladıktan sonra davranış sönene kadar sabırla uygulamanız gerekmektedir. Sabırla diyorum çünkü görmezden gelmeyi uygularken davranışın sıklığı ve şiddeti geçici bir süre artış gösterecektir. Hele hele çocuk davranış problemini ilgi çekmek için yapıyorsa büsbütün davranışın sıklığı ve şiddeti artar. Çocuk, “daha önce yapıyordum ve dikkati üstüme çekiyordum ama ne oldu - niye ilgilenmiyorlar? O halde biraz daha fazla ve sık yapmam gerekiyor demek ki” diye düşünmez ama aynen böyle davranır. Dolayısıyla görmezden gelme davranışı mutlaka ama mutlaka davranış sönene kadar devam edilmesi gereken bir metottur. Aksi halde davranışı büsbütün yerleştirirsiniz. Bu nedenle bu yöntemi uygulamadan çocuğunuzun okulunda bulunan rehberlik servisinden ya da konuyla ilgili herhangi bir uzamandan yardım almanızı size tavsiye ederiz.

Alternatif Sunma: Çocuğunuz uygun olmayan bir davranış girişiminde bulunurken, uygun bir davranış önerisiyle karşısına çıkarsanız eğer, diğerinden vazgeçebilir. Örneğin, kumaş bebeğini yıkamaya çalışan bir çocuğa plastik bebeği yıkaması önerilebilir.

Kesin bir “hayır”: Eğer sert ve kararlı bir şekilde hayır derseniz ve çocuğunuz yapmakta olduğu davranışa ara verirse hemen onun başka bir şeyle ilgilenmesini sağlayın. Hayır kelimesini tekrarlamaktan kaçının, çünkü bu durum bir süre sonra duyarsızlığa neden olabilir.

Tartışmaktan Kaçınma: Kurallarla ilgili tartışmaktan, vazgeçmekten, fikrinizi değiştirmekten kısasa-kısastan kaçının. Çünkü bunlar sorunu arttırıcı rol oynayacaktır.

 
Toplam blog
: 25
: 2655
Kayıt tarihi
: 10.12.10
 
 

Uzman Psikolog Sabahat Erler, İstanbul Ticaret Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nden mezun olmuştur...