Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Aralık '08

 
Kategori
Yılbaşı
 

Çocukların, istedikleri hediyeleri alabilecekleri bir yıl olsun...

Çocukların, istedikleri hediyeleri alabilecekleri bir yıl olsun...
 

BENİM YILBAŞI AĞICIM


Bir yılın daha sonuna yaklaşıyoruz ve sadece an sonra – yeni bir yılın başlangıcı.

Yılbaşlarını çok seviyorum. Doğum günlerim ile birlikte, çocukluğumda, geçirdiğim en güzel günlerdi. Ve bu benim için böyle olmaya devam etmektedir.

Yılbaşı hazırlıkları, hediyeler, yılbaşı ağacın süslenmesi, sürprizler, maytaplar, süslü sofralar, şampanyalar…. çok özel anlar.

Yılbaşları her ne kadar eğlenceyi çağrıştırsa da, aynı zamanda eski yılın bilançosunu çıkartmak için en uygun zamandır. Tıpkı finans yılını kapatmak gibi bir şey – yapılanlar için hesap verme zamanı ve gelecekte isteklerimizin planlanması.

Başlangıç ve son, veya daha doğrusu son ve başlangıç.

Bitirmek ve Yeniden başlamak. Kainatın sonsuz döngüsünden bir parça.

Kalp atışlarımız gibi, kan dolaşımımız gibi, nefes alıp verişimiz gibi.

Hep aynı tekrar, ama aynı zamanda yine de farklı. Takvim, önümüzdeki 2009 yılında tekrar edecek, aynı ay isimleriyle, aynı mevsimlerle ve gece- gündüz yine 24 saat olacak.

Bizler yine meşgul olacağız, bir yere yetişmek için acele edeceğiz, kendimizi hafif yorgun hissedeceğiz, zamanla yarışımızda nefes nefese kalacağız. Bu koşuşturmanın izlerini kapatmak için kimyasal ve fiziksel araçlara baş vuracağız. Reklamlarda görmüş olduğumuz yeni kremler satın alacağız, yeni bir diyet arayışına gireceğiz, yine hayret edeceğiz ne kadar çabuk küçülmüş çocuklarımızın giysileri, yeniden yıllık iznimizin planını tasarlayacağız, aylık bütçemiz ile başa çıkmanın yollarını arayacağız, yine telaşla akşam yemeğini hazırlamaya koyulacağız, sürekli sıkıntılarımız ve gerginliklerimiz…yeniden …ve yeniden…

Bu tekrarların fonunda, değişiklik ve yeni bir şey yaratma kabiliyetini bulabilecek miyiz?

İçimizin kıpırdamasını uyandıran ve yaşama arzumuzu tetikleyen bir şey . Belki de kendimizden ve sadece kendimize bir hediye yapabilecek miyiz?


Einstein, benzer nedenlerin benzer koşullarda aynı sonucu vereceğini savunuyor.Eğer önümüzdeki sene de bu sene davrandığımız gibi davranırsak, değişiklik sadece - doğum günü pastamızda mumların artmış sayısı olacaktır. Bunda tabii ki kötü bir şey yok.

Hayatımızda elde ettiğimiz şeyleri koruyabilmek harika: mükemmel aile bağlarımız, başarılı kariyerimiz, sıcak yuvamız, arkadaşlarımız, iş arkadaşlarımız, sağlam mali durumumuz, taze dış görünümümüz…

Her birimizde macera ruhu ve ekstrem anlar yaşayabilme arzusu olmayabilir.

Fakat bildiğimiz üzere, olaylar hiçbir zaman yüzde yüz aynı şekilde tekrar etmiyor. Döngü bir spiral şeklindedir, bir daire içinde değil. Dolaysıyla yeni yılda her ne kadar aynı davransak da, şartlar farklı olacağı için, istesek de istemesek de sonuçlar farklı olacaktır.

Mesela, yaz tatilini masallardaki gibi, güzel bir adada geçirmiş isek ve yaşadıklarımızı tekrar etmesi istiyor isek - aynı dönemde, aynı rezervasyonlar, aynı insanlarla, aynı odalarda, aynı yemekler ve içecekleri sipariş etsek dahi, yine de aynı olmayan bir şeyler olacaktır. İlk anda kendimiz bile tam olarak anlayamayacağız tam olarak ne. Bu kadar çaba sarf etmişsiniz tekrar için! Bir şey mi atlamışız diye düşüneceğiz. Evet ! Değişen şey – kendi içimizdedir – hücrelerimiz, bilincimiz, bakış açımız, düşünme şeklimiz… Biz canlı organizmalarız ve sürekli değişmeye tabii tutulmuşuz - evrim süreci bir gerçek Bu bizim yaradılışımızda vardır. Bu gerçeği kabul edip ayak uydurmak ve kendi aleyhimize çevirmek kendi elimizdedir.

Bunu nasıl yapmalıyız?

Kendimizi sürekli geliştirerek, sürekli yeni şeyler öğrenerek ve ilerlemek.

Bu günlerde, spiralin bir sonraki çemberine girmek üzereyken, yeni bir son- başlangıç veya başlangıç –son, biraz durup düşünmeliyiz- yıl içindeki yaptıklarımızı. Belki memnuniyetle gülümsemeliyiz ve kendimizi hayallere bırakmalıyız. Bu gezegende diğer tüm canlılardan bizi ayrı tutan tek şey – hayal edebilmektir. Unutmamalıyız ki insan elinden üretilen her şey ilk önce hayal olarak doğmuştur. Ve bir önemli nokta daha, bence hayal olarak gördüğümüz her şey gerçekleşebilir. Gözlerimizi kapatıp gördüğümüz her şey gerçek olabilir – önce düş, sonra o düşün sözcüklerle tercümesi, sonra yazıya dökülmesi, sonra çizgiler, resimler ve sonunda somut bir nesne. Eğer çaba gösterebilir isek, bir süre sonra elimizle dokunabiliriz, hayal ettiğimiz şeye ve düşüncelerimizin somut bir nesneye dönüştüğünü görebiliriz.

Büyük ve küçük hayaller yoktur. Önemli ve önemsiz hayaller de yoktur. Yakın ve uzak hayaller de yoktur. Sadece insan hayalleri vardır. İnsanlığı ileri götüren hayaller.

Önemli olan harekete geçmektir ve çok çalışmaktır. Bu satırlarımın esin kaynağı Tevfik Fikret’in FERDA isimli şiiri oldu. 1911 yılında yazılmış olan şiirden çok etkilendim, adeta günümüz için de geçerlidir. Şiirin son satırlarını paylaşıyorum:

"Bir yükseliş ufku açılır, yükselir yaşamak;

Yükselmeyen düşer: ya ilerlemek, ya yıkılmak!

Yükselmeli, dokunmalı alnın göklere;

Doymaz insan denilen kuş yükselmelere...

Uğraş, didin, düşün, ara, bul, koş, atıl, bağır;

Durmak zamanı geçti, çalışmak zamanıdır! "

Hayal edeleim önce kendimiz için, ailemiz için, işimiz için, ülkemiz için ve daha yaşanabilir bir Dünya için...

***

Çocukluğum Bulgaristan’da geçmişti. Oranın geleneklerinden ve kültüründen etkilenmemek imkansızdı. O dönemde, ateist devlet rejimi, Noel kelimesini kullanılmasını dahi yasaklamıştı. O zamanlar, Noel Baba yoktu, ama hediyeler getiren, Buz Dede vardı, ben Buz Dedeyi çok sevmiştim ve onun varlığına çocuk kalbimle inanmıştım. Bugün de onun varlığına inanmak istiyorum, buna ihtiyacım var. Bana bir hediye getirmesini istiyorum. Bir mektup yazsam, ona ulaşır mı acaba?
Nasıl bir hediye istediğimi bilmiyorum. Fakat, onu gördüğümde sevinç çığlığı attıran bir şey olsun istiyorum, sihirli ve eşsiz…

2009 yılı nasıl bir yıl olur bilemiyorum, zor bir yıl olacağını düşünsem de yine de temennilerde bulunmak istiyorum.

Terörsüz bir yıl olsun!Atamızın bize emanet ettiği Cumhuriyeti, onun görmek istediği gibi bir Cumhuriyet olsun! Çocukların istedikleri hediyeleri alabilecekleri bir yıl olsun! Çünkü ancak, çocukları mutlu olan bir ülkenin, diğer fertleri de mutlu olabileceklerdir.

 
Toplam blog
: 144
: 1854
Kayıt tarihi
: 13.03.08
 
 

Doğduğum ve büyüdüğüm şehir Kırcali, Bulgaristan. Yıl 1964. Makina Mühendisiyim. Evli ve iki çocu..