Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Mayıs '11

 
Kategori
Kent Tarihi
 

Çocukluğumdaki Adana

Çocukluğumdaki Adana
 

Havası gibi sıcak insanları barındıran güzel Adana'm


Dünyaya gözlerimi açtığım şehirdir Adana. Eski vilayete yakındı evimiz, Türkocağı mahallesi 362 sok. no 28. Benim için 17 sene ailem için 60 yıllık bir barınak olmuştu bu adres.  

Herkesin birbirini tanıdığı, şimdilerde alışık olmadığımız komşuluk ilişkileri vardı. Sokaklarda at arabası üzerinde yazlık sinemalarda oynayan filmlerin tanıtımını yapan, :  

“Türkan Şoray Ediz Hun oynuyor, Güllü filmi bu akşam lale sinemasındaaaaaaaaaa” diye bağıran megafonlu çığırtkanlar dolaşırdı.Üç yazlık sinema vardı çevremizde Aile, Lale ve Arzu sinemaları. Ağaçların gövdelerine, bu sinemalarda oynayan filmlerin haftalık afişleri yapıştırılır, hangi film hangi sinemada oynuyorsa haberdar etme görevide bana verilirdi.Afişleri okur ablalarıma bildirir, onların isteği üzerine diğer komşularada tek tek söylemeye giderdim.  

-Fatoş abla, Ayhan Işık ve Belgin Doruk oynuyormuş, ablamlar gidecek sizede bilet alınsınmı;  

diyerek ulaklık vazifemi yerine getirir, toplanan bilet paraları ile akşamın hazırlığına şahit olurdum.  

Kapı önlerinde Ayşe kadın fasulye, baldırcan, banadura diye bağıran çoğunluğu arap sebzeciler dolaşırdı, annem ve komşu teyzelerimiz sebze almak için, cüzdanları ile kapı önüne çıkarlardı.O esnada çokçokçu (macun), dondurma, horozlu şeker, bici bici yada Eskimocu gelmişse anneme şirinlikler yapar beş yada on kuruş alıp kapı önü keyfi yapardım.  

Babam kahvaltıda tahin ve pekmezi karıştırarak yemeyi çok severdi, çok yakın değildi ama beni tahin ve pide ekmek almak için, Kazancılar çarşısına kuzenimle birlikte gönderirlerdi. Dönüşte Ulucami tarafından çıkar, Büyük Saat’e doğru yürüyerek yolu uzatırdık.  

Her yarım saat ve saat başlarında çalan Büyük saatin, güçlü gong sesini duymak için bekler, gong sesi bitene kadar hazırol vaziyetinde bekler, yerden 35 metre yüksekte olan bu saati izlerdim.  

“1882 yılında, Adana valisi Abidin Paşa, Belediye reisi Yunus ağa ‘nın büyük saat kulesi yapımında emeği geçmiş, 1925 yılında Almanya’dan gelen saat kuleye yerleştirilmiştir. 

Set kenarı diye adlandırdığımız, tarihi Taşköprü’nün de göründüğü civarlarda dolaşmak ayrı bir keyifti. Köyümüze ve yazın kampa gittiğimiz Karataş sahiline gitmek için bu köprüden muhakkak geçerdik. Köprünün ayaklarını her seferinde saymak çok hoşuma gidiyordu. 

M.S.117-138 YILLARI ARASINDA Roma imparatoru Hadrianus tarafından yapılmış, Bizans İmparatoru Iustinianos tarafından yenilenmiş, Osmanlı Padişahı Abdulmecit döneminde değişiklikler yapılmıştır. 4, 5 metre olan genişliği, 8 metreye çıkarılmış, köprünün ikinci kemerine Osmanlı T uğrası yapılmıştır. İlk yapıldığı dönemlerde 21 gözü bulunan köprünün, Seyhan nehrinin ıslahı sonrası 14 gözü kullanılmaktadır.  

Seyhan ilçesini Yüreğir ilçesine bağlayan bu köprüden sonraki ilk durağımız, şimdilerde Doğan kent olarak anılan, benim çocukluğumda Mihmandar olarak bilinen belde idi. Buradan kesinlikle pide ekmek, kokusunu hiç unutamadığım domatesler ve karpuzlar alınırdı.İri çekirdekleri olan kocaman karpuzlardı bunlar. Eski karpuzların çekirdekleri, tuzlu suda haşlanır keyifle yenirdi. O karpuzlar yok oldu, çekirdeksiz karpuzlar çıktı. Bir çok şeyin genetiği ile oynandı.  

Ben çocuk olduğum içinmi bu kadar güzeldi bu şehir, tahtaları fırçalanan, tahta boyaları ile boyanan, yaşanmışlıklara şahitlik eden evimizde yok şimdi. 27 Haziran 1998 yılında 145 kişinin yaşamını kaybettiği Adana depremiyle birlikte evimiz yıkılmış, anılarımda enkaza birlikte gömülmüştü.  

 
Toplam blog
: 31
: 1109
Kayıt tarihi
: 12.03.11
 
 

Merhaba,ismim Ayşegül Adıbelli Çetin. 3 çocuğa ve onların muhteşem hediyeleri olan 6 toruna sahib..