Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Aralık '13

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Dağa kaçtım ~~ Özbekistan notları - 2d

Dağa kaçtım ~~ Özbekistan notları - 2d
 

Ayaskale


Hiva-Eski Şehir

Taş Kapı’dan Eski Şehir’e ulaşan tozlu yolların iki yanında geniş avlulara açılan koca kapılar ve hemen yanında yükselen kerpiç duvarların ardındaki Hivalı yaşamı saklayan o evler… Çöl sıcağının gün boyu kavurduğu kerpiç duvarlar, içeriye sızdırmıyor sarı sıcak havayı; içerde serin bir hayat ve avlunun etrafına yerleştirilmiş mekânlar… Kapıdan uzanan meraklı bakışlar, geçişimizi izliyor usulca. Bir açık hava müzesini andıran ve neredeyse birbirinin içine girmiş gibi hemen dip dibe konumlanmış birbirinden benzersiz mimari yapılar; medreseler, camiler, saraylar ve türbelerle süslü kentin daracık sokaklarına doğru ilerliyoruz ağır ağır. 

 

 Hiva; İslam Hoca Külliyesi ve minare; akşama doğru Hiva sokaklarında ışıkla gölgenin oyunu

 

 Hiva'da akşama doğru Cuma Mescidi'nin dev minaresinin önündeyiz

Turkuaz rengi kubbeler, 50 metreden fazla yüksekliklere tırmanan göğe uzanmış dev minareleri, kerpiçten yapılmış yüksek duvarlar arkasında saklı eski ve yeni sarayların gizemli mahremiyeti ve kentin koruyucusu kabul edilen Pehlivan Mahmut’un dilek pınarına dönmüş türbesi… Genişleyen, bazen birkaç basamakla yükselen ve bazen aniden daralıp sonra küçücük meydanlara açılan o sürprizlerle dolu sokaklar, kubbelerin ve minarelerin ışıkla biteviye sürüp giden oyunları ve binaların gölgelerine sığınmış Özbek satıcılar; hepsi Hiva’da; Eski Şehir’in İçhankala’sında; yani İç Kale’de…

 

 Hiva, İçhankale yni İç Kale'nin yerleşim planı; Ata Kapı girişinde bir duvar seramiği

El Harezmi’nin Kenti Hiva

Batı yönünde Ata Kapı’dan geniş bir meydana açılan şehrin ana aksı üzerinde kentin önemli mimari yapıları yer alıyor. Surların dışında; kentin unutulmaz siması, cebrin babalarından El Harezmi’nin heykeli her akşam ıssız Karakum Çölü’nün üstünde batan güneşin kızıllığında yalnızlığını yaşıyor. 9.yy.da Harezm coğrafyasında yaşamış; ikinci dereceden polinomların köklerinin hesaplanmasında günümüzde kullandığımız “?-delta” denklemini geometrik olarak bulan ve ispatlayan çağın büyük matematikçisi El Harezmi de Ortaçağ’ın bu parlayan kentinin çocuğuydu. O ve ondan sonra gelenler; El Biruni, İbni Sina, Nişapurlu Ömer Hayyam ve diğerleri bu toprakların tanıdığı en aydınlık yüzler, “güneşin” doğudan yükseldiğinin delili gibiydiler.

 

 Hivalı ünlü matematikçi El Harezmi'nin Ata Kapı yakınında, sur dışındaki heykeli

 

Ortaçağın "mücevher" şehri Hiva, Eski Saray'ın terasından kentin bugünkü görünümü; soldaki büyük minare Cuma Mescidi'ne, sağdaki büyük minare ise İslam Hoca Mescidi'ne ait; hemen yanında turkuaz kubbeli büyük bina kentin manevi koruyucusu Pehlivan Mahmut'un Türbesi

 

 

 

 Hiva; Doğu-Batı aksında yer alan Ortaçağ'ın benzersiz yapıları; sağda Divan Beyi Medresesi'nin yarım kalan dev minaresi; arkada Cuma Mescidi'nin 52 metrelik minaresi; soldaki sur gibi duvarlar Eski Saray'a ait.

Hiva surları, dayanımını güçlendiren belli bir eğimle zemine doğru alçalırken, 5-6 metreden 10 metreye kadar değişen bir aralıktaki kalınlıklarıyla yüzyıllar ötesinden bugüne ulaşabilmeyi başarmışlar. Eski şehrin çevresini saran kilden duvarların uzunluğu neredeyse 10 km.yi buluyor. Sovyetler döneminde; bir ara kenti korumak adına kentin sakinleri, surların dışına çıkarılmış ve Eski Şehir sessizliğe bürünmüş. Ama bu sakinlik, tam tersine tarihi kentin daha çok yıpranmasına ve ölü bir şehre dönüşmesine yol açmış. Daha sonra gözden geçirilen bu karardan dönülerek, yeniden surlar içinde sivil halkın yerleşimine izin verilmiş. Bugün sürüp giden restorasyon faaliyetleriyle kentin marka değeri ve UNESCO’nun 1990 yılında verdiği unvanı korunmaya çalışılıyor. Ancak; daha önceki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi hem birçok yapının restorasyonunda izlenen “yıkıp baştan yapma” diye özetleyebileceğimiz yöntem ve bu yapıların müze ya da kendi işlevleri dışında bir alışveriş mekânı olarak kullanılması yapıları ruhsuzlaştırmış. Bu anlamda örneğin dini nitelikli bir mimari yapının içine girdiğinizde binanın kutsal köşelerinin (camide mihrap, türbede kabir önü v.b.) resmi görevliler tarafından bile bir alışveriş mekânına dönüştürülmesi, kendisini “mustakillik” sonrası İslam kimliği ile öne çıkaran (devlet başkanının ismi bile İslam; daha ne demeli) bir ülkede biraz ironik oluyor. 

 

 Hiva; Batı yönünde uzanan İç Kale'nin duvarları

DEVAM EDECEK

Yazan ve fotoğraflayan: İbrahim Fidanoğlu

Düzenleyen: M.YC

 
 
 
Toplam blog
: 140
: 882
Kayıt tarihi
: 02.09.12
 
 

  Ben ve iki eski dostum; bilgi dağarcığımızı doldurabilmek ve şehrin keşmekeşinden uzaklaşab..