Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Aralık '06

 
Kategori
İş Yaşamı - Kariyer
 

Dağılıyoruz be!

Dağılıyoruz be!
 

http://www.bucaesnafodasi.org.tr


Yıl 1997; askerden yeni gelmişim. Radyoda üç saat program yapıyorum. Bir taraftan da satış temsilcisiyim. Ehliyetim olmadığı için, şirket bana araba vermiyor, bende bölgeye motosikletle çıkıyorum. Yazları sorun yokta, kışları her babayiğidin harcı değil motor. Sürekli lodos var. Sürekli poyraz. Ah o ellerim nasıl üşür, burnum nasıl buz tutar. Köpekler de cabası! Ben bölgeye çıktığımda, mahalle aralarında ne kadar köpek varsa hepsi peşimde. Bu köpeklerin motor sesi ile ne alıp veremedikleri var?

<ı>(Geçenlerde bir arkadaşımın motorunu ödünç aldım, bacağın birini, tekme atar gibi sallıyormuşum nedenini sordu. Alışkanlık dedim)

Eski Kasaplar sokağının köşesinde bir müşterim var. Yusuf amca, (Allah rahmet eylesin, Nur içinde yatsın). Bembeyaz saçlar, bembeyaz bıyıklar. Engin adam, derin adam. Satışa gittiğimde mutlaka sorar,

—Boncuk, Karnın aç mı?

Yusuf amcaya pek yalan söylemeye gelmez. Kitabın ortasından, açsan “ açım ” diyeceksin, toksan “tokum”. Karnım doyduktan sonra, koşarak laz Hasan’a çayları söylerim. Bir taraftan ince belli bardaklardan demli çaylarımızı içeriz diğer taraftan piyasalardan konuşuruz.

—Ali nasıl işler?

—Nasıl olsun be baba durgun. Sezonu bekliyoruz.

—Sizin işler nasıl?

—Senin işler nasılsa, bizimki de öyle

—Bombok yani.

—Höst... Bereket versin de.

—Bereket versin Yusuf amca


O gün bu gün işler nasıl diye sorana bereket versin diyorum.. Bütün kasaplar sokağı esnafını Yusuf Amcanın dükkânına geliş gidişlerde tanıdım. Ehliyet aldım, müşteri ziyaretlerini araba ile yapmaya başladım. Forsumdan yanıma yaklaşılmıyor tank gibi Toros altımda, güneş gözlükleri gözümde, hey yavrum hey! Sonra her şey güllük gülistanlıkken, durup dururken Yusuf amcayı kaybettik!

Eski kasaplar sokağının girişindeki müşterim. Rahmetli Yusuf Amcanın oğlu Ali ağabey oldu. Onunda saçlar bembeyaz. Yusuf Amcayı hiç aratmadı. Köşedeki dükkânın adetleri, gelenekleri görenekleri devam etti. Karnımız açsa, yine yemek ısmarlandı. Yemek arkası çaylarla içilen sigaranın dumanı, kasaplar sokağına üflendi.

Yine bir gün, eski kasaplar sokağında; Ali Ağabeyin dükkânı kapatacağını, öğrendim... Üzüldüm yazacağım ama bu kelime hafif kalacak. Yıkıldım, dağıldım.

Ali ağabey be, sen bu dükkânı kapatırsan, kim yemek ısmarlayacak bize, nerde çay içeceğiz. Piyasaları nerde konuşup,

İşler nasıl diyenlere nasıl bereket versin diyeceğiz?

 
Toplam blog
: 1280
: 1114
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Deniz tutkunu.Amatör kıyı balıkçısı. Aynı Şarkı ve Ilık Havada Hoşça Kal adlı kitapların yazarı ..