- Kategori
- Öykü
Daha 17...( I. bölüm) Küflü peynir yolu
Farkettim de... Kabulleniyorsun (hata)
Sebep,
Yıllar mı, yollar mı ?
Bana sorarsan ben de bulamadım...
Rüyalarda Yukarı Mumcu Caddesinde köşe başındaki evimiz
Kalbimde hala senin sesin
Şimdilerde İstanbul var...
İstanbul senin adın
Hani insan sevdi mi, seviyor işte
Biz de insanız.,Bizim de unutamadıklarımız olacak elbet,
Ben çirkin ördek yavrusu. O yakışıklı prens.
Herkes nasıl başladığını hatırlar aşklarının, bende hafıza sıfır.
Değersiz olduğundan mı, yooo.O hep vamış gibiydi de ondan.
Öyle özlemiştik ki küflü peyniri, almak için yola koyulduk kızlarla. Yukarı Mumcu Caddesinden aşağı doğru inerken.Gözlerini gördüm..Öyle bakışmışız ki.Arkadaşım dürttü.Ha BURA BAK, ne oliyi dedi, Karadeniz ağzı ile. Dudağımı sarkıttım, hiççç Güle oynaya gittik peynirimizi almaya
Sonra bir gün.
Erkek arkadaşımla kampüste gezerken.
Bana bir bayanı işaret etti.
Bak bu kız var ya .... nın sevgilisi
Olabilir ben de senin sevgilinim dedim...
Anlamamıştım ... kimdi? Ve ... nın sevgilisi olmak neden bu kadar önemli idi.?Her neyse.Aylar geçti,
Benden 6 dönem yukarıda ve mezun olan erkek arkadaşım askere gitti.Çok seviyordu ya, giderken bekleme dedi .Şimdi düşünüyorumda o yaşımda kırılmıştım kırılmasına da,oğlum bir kıza beni bekleme derse büyük kötek yer,haberi ola,
Acayip depresyondayım, erkekliğe lafta söyletmediğimden erkek akadaşımın gittiğini kızlara anlatamadım..(Hafta sonu)Kızlarla önce PTT sonra küflü peynir maceramız tekerrür etmekte. On küçük jeton aldım,ankesör kuyruğunda ön sırada ben varım.Kızlar kakara kikiri.Arada bir sarkık dudaklarıma bakıp ne oldu demek istiyorlarda.Az sonra öğrenecekler zaten.Sıra bende Annem alo der demez,Anne ben erkek arkadaşımdan ayrıldım dedim salya sümük ortalarda. Kızlar aaa falan, omuzuma dokunup teselli etmeler.Birisi de elimde ki jetonları konuşmamız kesilmesin diye ankesöre atmakla meşgul. Annem ise ahizenin diğer ucunda üzülme kızım, HER GENÇ KIZIN BAŞINA GELİR cümlesini şap diye kondurarak olaya son vermekte. Büyük fontlarla yazdığım cümleler annemin bana yolladığı ilk mektubunun da baş satırları olacaktı bir kaç ay sonra.
Ah nihayet açıldım, kızlarda öğrendi. Şimdi küflü peynir almaya gidebiliriz..
Sanki başka yol yok.Yukarı Mumcu caddesinin, aşağısı.Karlar üzerinde ayak seslerimizin kart kurt
nağmesinde yola koyulduk.Kızların en küçüğüyüm ya, arada sırada teselli mahiyetinde sarıyorlar, saçlarımı okşuyorlar.Ya ne kadar kutsal aslında şu üniversite arkadaşlıkları...Peyniri aldık, şimdi bir çay demler, sıcacık, sahanda yumurta ve peynir ile akşam yemeğimizin fantezisini kurmaktayız..Bu kez Yukarı Mumcu caddesini eve gitmek için sabırsızlıkla çıkmaktayız,.Ayak sesleri.kart kurt kart kurt ne hoş bir nağme.
Annem, kızlar ve küflü peynirli akşam yemeğimizin tesellisini unutup arada bir ağlamaktayım.Öyle soğuk ki hava göz yaşlarım ve burnumdan akan sümük buz tutmakta. Bu yol hiç bitmeyecek gibi.Eldivenlerimle burnumu silmek isterken kaşımda yine o gözler. Delici bir parfüm kokusu(Kenzo) Ve o gözlerin yanında geçmişte erkek arkadaşımın gösterdiği .... nın sevgilisi olan kız... Hımm .... bu olmalı. O sırada Karadenizli kız arkadaşım yine dürttü,
Ha ne oliyi bakayUm, haa buradan geçerçen yine aynı herife bakup durayisun, kizim utan ha yasinu tut biraz dedi.Şakayla karışık elbet...
Küflü peynir yolu aslında hayıtımın yeni başlangıcına uzanan minik bir daldı.
Ve ben daha 17 iken farkında olmadan yürüdüm o yolları
DEVAM EDECEK....