Darbenizi ne renk alırsınız?

Darbe kelimesi size ne çağrıştırıyor? diye bir yabancıya sorsanız. Kimi ‘’darbeli matkap’’ diyecektir kimisi ‘’ayağıma darbe aldım’’ diyecektir de diyecektir. Ama bize bu ülkenin çocuklarına aynı soruyu sorsalar aklımıza tek bir şey gelir ‘’askeri darbeler’’

Sanmayın ki sadece gencecik Cumhuriyetimize ait bir olgudur darbe. Abdülhamit’in tahttan indirilmesi de darbedir, Abdülaziz’in indirilip bileklerinin kesilip öldürülmesi de darbedir say say bitmez , yedi yüz yıllık devirde . Cumhuriyetimiz kurulduktan sonra ki kısacık sürede 27 Mayıs’ı 12 Mart’ı 12 Eylül’ü 28 Şubat’ı farklı farklı adlarla yaşayan gene bu ülkenin insanlarıydı.

Şimdi gelinen noktada devir değişti. Darbe olacağı kesin olanlara bakınca da kahve tipi gibi nasıl? olacağı ve tadı, rengi belli değil.

Kimilerine göre bu olan biten ‘’yeşil darbe’’ Ak partiyi kimler kurdurup iktidara getirip bu kadar güçlendirdiyse bundan sonra da olanı biteni yaptıracak olan onlardır deniyor. Bunun adı ‘’yeşil darbe’’ postalsız, tanksız , tüfeksiz ama şiddeti belli belirsiz belki de daha da kötü.

İkinci seçenek malum olan Ordu darbesi. Olana bitene tahammül edemeyen Ordu bu sefer gene bir mantıkla darbe yapacak ya da işi oraya getirecek. Bunu en son Ahmet Altan dillendirdi ve ‘’ bekleyin de görüne’’ getiriyor lafı. Yani bildiği , duyduğu, kulağına fısıldana bir şeyler var.

Üçüncüsü ise ‘’turuncu darbe’’ Ukrayna’da , Gürcüstan’da, Ermenistan’da arkasında Soros gibi küresel para babaları olan Amerikan tezgahlı güçler neler yaptıysa , Türkiye’yi de aynı şekilde gerip kıvama getirecek deniyor. Turuncu güzel bir renk olsa da bu seçeneğinde ne tadı ne rengi güzel gözükmüyor.

Gecenin bir vakti sokakta yolu kesilmiş mahallenin efendi çocuğu gibiyiz. Kimseye zararımız yok, hatta bize kızana gülücükler atıyoruz ama yetmiyor. Soruyorlar , ‘’ nerene darbe istersin?’’ diye. Biz efendi efendi alttan alıp ‘’yok canım olur mu?’’ dedikçe oramıza buramıza vuruyorlar. Bazen Güneydoğumuz ağrıyor bazen Ankara’mız bazen Kıbrıs’ımız.

Şimdi Amerika’nın şahin adamı Cheney gelecek. Eli yumruk olmuş, yumruğu cebinde. Bizim ayın on dördü gibi parlak ve kuyumcu çırağı gibi yüzü sürekli gülen dışişleri bakanımız babacana soracak’’ darbeyi nerenize istersiniz?’’ diye.

O da ne desin? Gevrek gevrek gülecek , İngilizce bilmeyen simitçiler gibi…