Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Eylül '11

 
Kategori
Deneme
 

Değerli yazarım

Değerli yazarım
 

Mektupları mail okur gibi okuyabilir miyiz? (Sabahattin Gencal)


Uzun zamandır size mektup yazmayı düşünüyordum; ama ancak şimdi yazabiliyorum.  

Sizi size anlatmak istiyordum. Bir türlü bunu başaramadım. Gecikmemin sebebi bundan. Artık olurdu olmazdı kaygılarını bir kenara bıraktığım için yazmaya cesaret ettim.  

‘Sizi size anlatmak’ kavramını yanlış kullandım belki. Yazdıklarınızı değerlendirmeye çalışacağımı belirtmek daha uygun düşebilir. Eğer yazdıklarınızda siz varsanız dolaylı biçimde sizi size anlatmış olur muyum?  

 

Bazıları eserlere yapıt diyor. Bu yapıt sözcüğü, bayağı yapı kelimesini çağrıştırıyor bana. Siz yapı kurmayı hiç düşünmemiş olsanız da, değişik kategorilerde, farklı konularda bölüm bölüm yazmış olsanız da yazdıklarınız bir yapı oluşturuyor gibime geliyor. Evet, yazılarınızı bir yapıya, bir köşke benzetiyorum.  

 

Köşkünüz öyle perili köşk değil, yeşil lâmbalı da değil. Köşkünüz havuzlu falan da değil. Köşkünüz, çok kişinin göremediği, uzak köşede pencereleri, kapıları kapalı, bacası tütmeyen tarihi bir köşk gibi. Çevre düzenlemesi de olmayan bu köşkünüzü yazılarınızın arkasından görmeye çalışıyorum. Gördüklerimi, duygu ve düşüncelerimi nasıl belirtsem bilmem ki?  

 

Tarihi köşkünüzün zemini, anladığım kadarıyla çok sağlam. Yazılarınız uzun yıllar güncelliklerini koruyacak gibi. Köşkün kapladığı alan da geniş. Açık deyişle eğitimdi, hukuktu, yönetimdi, denemeydi, siyasetti; şuydu buydu derken bir çok alanda yazıyorsunuz.  

 

Söylediklerim nasıl bir övgü değilse, söyleyeceklerim de bir yergi değil. Evet, bu zemini sağlam koskoca alanda gökdelenler yapılmaz mı? Gökdelenlerin sadece gökleri değil zevkleri de deldiğinin farkındayım; ama bu gidişi, sağlıksız gidişi değiştiremezsiniz.  

 

Bahçesini otlar bürümüş, patika yolları bile görülmeyen köşkünüzün kapısını hiç açık görmedik. Çok nadir olarak pencereleri açtığınız oluyor. Balkon niçin var bilmiyorum. İnsan balkona çıkmaz mı?  

 

Mektubumun başında, yazılarınızı değerlendireceğimi belitmiş olmasam, bu köşk möşk benzetmesi hiç anlaşılmazdı. Şimdi de belki herkes tarafından anlaşılmaz; ama hiç kimse anlamasa da sizin anlayacağınızdan eminim. Çünkü size sizin anlatımınızla yazmaya çalıştım. Yani ben de kapalı yazdım.  

 

Kapalı bir üslûpla yazmanızı kınıyor değilim. Toplumumuz da kapalı. İnsanlarımız da kapalı kutu gibi. Her konu sır kutularında sanki. Askeriyemizden, adliyemize, üniversitelerimizden spor kulüplerine kadar her kurum kapalı gibi. Gibi kelimesi fazla mı değil mi? Kurumlarımız şeffaf mı değil mi?  

Yazılardan kurumlara geçmem iyi olmadı. Kurumlara değil de köşkünüze girebilsem. Yazı dünyanızda düşüncelere dalabilsem. Bu düşüncelere dalabilmek deyişini zoraki kullandım. Hayallere dalabilsem, mavi göklerde uçabilsem …vb. deyişleri tercih ederdim. Ama siz hemen hemen her yazınızda düşündürmeye çalışıyorsunuz. Okuyucuların Sokratvari düşünemediklerinin, sıkıldıklarının farkında mısınız?  

 

Herkese açık yazdığım bu mektubu okuyup okuyamayacağını bilmiyorum. Okuduğunuzu farz edelim. Bu mektubun size yazıldığının farkında olup olmayacağını da bilmiyorum. Ben, köşkünüzün kapı ve pencerelerini açıncaya kadar, bahçe düzenlemenizi yapıncaya kadar size zevkle yazmaya devam edeceğim.  

 

Size yazmakla sizin gibilere yazmış gibi hissediyorum kendimi; zevkle yazacağımı belirtmem bundan.  

Selâmsız sabahsız mektupların tatı tuzu olmuyor. “Böyle eleştiri gibi mektuplar da olmaz olsun.”diyesi geliyor insanın; ama mektup devrinin kapandığı bu dönemde, bu yazdıklarıma da katlanabileceğinizi umuyorum. Hiç değilse köşkünüzün bir penceresini açarsanız mektubumun yabana atılmadığını, çöpe atılmadığını düşünebilirim. Sizin yazılarınızı da düşünebilirim.  

 

Açık günler, güneşli günler umuduyla.  

 

Sabahattin Gencal, Başiskele – Kocaeli, 06. 09. 2011  

 
Toplam blog
: 181
: 635
Kayıt tarihi
: 29.03.11
 
 

1943'te Trabzonda doğdu. Erzurum Yavuz Selim İlköğretmen okulunu bitirdikten sonra girdiği Bursa Eğ..