Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Nisan '07

 
Kategori
Güncel
 

Demokrasi ayaklar altında

Dün saat 15.00 itibariyle demokrasi adına ne kadar utanç sahnesi varsa yaşandı. Önce CHP, DYP ve ANAP TBMM'de yerlerini almadılar. TBMM, halkın temsil edildiği yerdir. Eğer iktidar partisine karşı bir cephe almışsanız bunu halkın temsil edildiği yerde gösterirsiniz. TBMM'ye girmemek halkı tanımamak anlamı taşır. Demek ki bu ülkede siyasi görüşler halkın temsilinden daha ağır basıyor. Şimdi gelelim utanç sahnelerine;

1- TBMM Genel Kurulu'nda Cumhurbaşkanlığı seçimine gidilmesi için ilk turda 367 oy gerekiyordu. Bu kadar milletvekili mecliste yoktu. Ancak Sayın Arınç yine de oylamaya başladı. Bu yapılan yanlışlardan ilkiydi. Salondaki CHP'lileri de yoklamaya dahil etmeye çalışmaları ise oldu bittiye getirme arayışından başka birşey değildi.

2- ANAP, DYP ve CHP demokratik haklarını kullandıklarına inandıkları bir yöntemle meclis salonuna girmediler. Oysa meclis halkın temsil edildiği bir yerdir ve eğer halktan oy almışsanız bu salona girmeniz gerekir. Demokratik hakkınızı da bu salonda oy kullanarak gösterirsiniz. Bir aday belirler ve o adaya oyunuzu verirsiniz. AKP, milletten aldığı oy desteğiyle 354 milletvekili çıkarmış. Demokrasi adına da bu 354 milletvekiline normal seçimlerin süresi olan 5 yıl boyunca katlanmak gerekir. Oysa söz konusu AKP'nin Cumhurbaşkanı adayı olduğunda ülkede bir işbirliği havası hakim. Muhalefet partileri 5 yılı doldurmadan "bu meclis ömrünü doldurmuştur" söylemi peşine takılmış gidiyorlar. Peki ben şimdi soruyorum. İktadar'da aynı şartlarla AKP değil de CHP veya ANAP olsaydı ve bu partilerin belirlediği adaya AKP karşı çıksaydı, üstelik de "Bu meclis ömrünü doldurmuştur" diye bir söylemin arkasından gitseydi siz yine aynı tepkiyi mi verecektiniz? Söyleyeceğiniz şey şuydu: "Bu meclis 5 yıllığına seçilmiştir ve bu süre dolmadan seçimler yapılamaz. Bu meclis bugünkü şartlarda Cumhurbaşkanını seçme yetkisine sahiptir ve seçecektir." Yani çifte standart uygulaması alenen ortada. Görülüyor ki ülkemizde ne yazık ki demokrasi ilkeleri iktidardaki partinin düşünceleri doğrultusunda ayaklar altına alınabiliyor. Bunun arkasına sığınılan gerekçe de "ülkede laiklik tehlikede" tavrı.

3- CHP anayasal hakkı olan "Mecliste 367 milletvekili olmaması" gerekçesiyle Anayasa Mahkemesine başvurdu. Şimdi Anayasa Mahkemesi'nin alacağı karar da önem taşıyor ama mevcut durumda ben erken genel seçimlerin geldiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Her neyse... CHP Başkan Yardımcısı, Anayasa Mahkemesine başvururken bir açıklama yapıyor. Diyor ki; "Biz anayasal hakkımızı kullanıyoruz. 1981 Anayasası sonrası Özal ve Demirel'in seçildiği Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de bu yol izlendi. Evet doğrudur ama o dönemde yapılan hataları bu dönemde de tekrar edeceğiz diye bir kural yok." Bu açıklama son derece net ve doğru bir açıklama. "O dönemde yapılan hata" sözünün altını çiziyorum. Ve soruyorum: "Peki CHP o dönemde yok muydu? CHP yeni bir parti mi? O dönemlerde madem anayasaya aykırı bir davranış vardı, neden bugün izlediğiniz yöntemi izlemediniz? Düpedüz anayasa ayaklar altına alınırken siz görmezden gelmişsiniz. Şimdi görmezden gelmemenizin sebebi AKP'nin sahip olduğu zihniyet olmasın!!!"

Bütün bu yaşananlar ortaya koyuyor ki ülkemizde demokrasi zihniyete göre işliyor. Bu da beni ve benim gibi düşünen milyonları kahrediyor. Peki bütün bu yaşananlar ışığında erken genel seçime doğru gidilirken kim kazandı, kim kaybetti? Benim çevremde konuştuğum sayısız insana ve bana göre;

1- AKP mecliste yanlış bir tutum izledi ve işi oldu bittiye getirmeye çalıştı. AKP buradan eksi bir not aldı.

2- Buna rağmen AKP iktidarı demokrasi gereği hakkı olanı alamadı ve mağdur durumda. Bizim insanımız daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi ezilenlerin yanında yer almıştır. Bunu ilk erken genel seçimlerde hep birlikte göreceğiz. AKP yanlısı olmayan ancak Türkiye'de siyasi parti ve iktidarlara hiçbir şekilde güvenmeyen yüzde 10 civarındaki bir kesim, yaşanan bu demokrasi ayıplarından sonra AKP'yi benimsemese dahi oylarını bu partiye verecekler. Bu çok açık. Bana göre AKP'nin mevcut yüzde 26-28'lik oy oranı yüzde 38'lere çıkacaktır.

3- ANAP ve DYP eski siyasilerin ve baskı gruplarının etkisinde kalarak demokrasinin işleyişine büyük zarar verdiler. ANAP bana göre Özal'ın ölümünden sonra Mesut Yılmaz ile kaybettiği prestejini yeniden kazanacaktı. Bunda da Erkan Mumcu'nun payı büyüktü. Erkan Mumcu da Türk insanının ileride görmek istediği türden bir politikacıydı. Ancak Erkan Mumcu, daha şimdiden kamuoyunun baskısını kaldıramadığını ve ezildiğini gösterdi. Kendi söyleminde bile demokrasi gereği Meclise girmeleri gerektiğini ifade etmişti. Ancak suçu AKP'ye atmayı tercih etti. Bana göre çok büyük bir yanlış yaptı. Bir lider, eğer siyasi baskıları daha şimdiden kaldıramayacağını gösteriyorsa o lider uzun vadede başarılı olamaz. Doğru bildiği yolda ilerlemeliydi Mumcu ama yapamadı. Bunu taraflı tarafsız herkes görüyor ve emin olabilirsiniz ki sandıkta bu durum ANAP'ın geleceğini etkileyecektir. DYP'ye gelince; son derece pasif bir parti ve her geçen gün Mehmet Ağar ile kan kaybetmeye devam ediyor. Ben ANAP'ın barajı geçmek için DYP'ye ihtiyacı olmadığını düşünenlerdenim.

4- CHP ise sol görüşlü insanların bile inanmadığı bir parti haline geldi. Bunda da bana göre en büyük pay Deniz Baykal'ın yanlış politikaları. Bunu ben değil sol görüşlü insanlar söylüyor. CHP'nin alternatifi ortalama üzerinde bir sol parti olsaydı CHP genel seçimlerde barajı aşamazdı.

5- ANAP ve DYP'nin tavrı nedeniyle bu partilerin kaybettiği kandan MHP kazanç sağlayacaktır. Bana göre MHP fazladan yüzde 4-5 oy alacaktır.

Sonuç olarak yaşananlar demokrasi ayıpları çerçevesinde AKP ve MHP kazançlı, DYP ve ANAP kayıplardadır. CHP'ye gelince. Onlar daha önce söylediğim gibi doğru dürüst muhalefet yapamıyorlar ki. İstikrarlı bir şekilde her geçen gün kötüye gidiyorlar. Dua etsinler ki solda Bülent Ecevit gibi bir siyasetçi yok.

Saygılarımla

 
Toplam blog
: 74
: 2756
Kayıt tarihi
: 09.04.07
 
 

On yıldan fazla süredir reklam ve halkla ilişkiler sektörü ile internet ortamında medya sektöründe h..