Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Mayıs '21

 
Kategori
Güncel
 

DEMOKRASİ SOFRASI

 

Demokrasi en ideal yönetim düzenlerinden birini inşa ederken aslında herkesin aynı ve eşit olmamasından ötürü insanların hemen hepsini eşit olarak kabul edip, her kelleyi bir oy kabul etmesi kişisel farklılıkları dikkate almaması herkesi eşit görmesi handikap olsa da mevcut sistemler arasında en ideali galiba.

Galiba diyorum çünkü öyle kerli ferli koskoca adama benzeyen adamlar demokratik ortamların her an her bölgesinde dün söylediklerinin tersini söylemekte mahzur görmüyorlar. Ya dün başkaydılar, ya bugün başkalar ve başkalaşmaya da her an hazır ve nazırlar. O yüzden bir şeye kesin ve doğru demek doğruluğuna hele de bir başkasının demesine de bakarak zor ve imkânsız. Sözü söylenen sözünü değiştiriyor arkasından gelenler duymuyor. Önde başka nakarat, arkada başka nakarat olabiliyor. Burada esas önemli olan şey taşı tanımladığımız netlikte, basitlikte, tarafsızlıkta insanın hiçbir tanıma uymamasından kaynaklanan problemler dizisidir. Yani sistem değildir hatalı olan, yani onu yürüten düzendir.

Sistem iyileştirilebilir ancak insanın sürdürdüğü her düzen, araç gibi bu da tamamen insana bağlıdır.

Biri çıkar; “benim oyum çobanın oyuyla bir mi?” der. Kendince haklıdır. Sembol olarak seçtiği şey; bir meslek dalı, aynı zamanda bir üretim faaliyetinde bulunan, topluma pozitif katkıda bir sınıfı temsil ettiği için eleştiriye açıktır. Bir karşı taraf oluşturması eğitimsiz, az eğitimli az dinli, çok dinli Allah’a çok inanan, Allah’a az inanan, Allah’a inanıyormuş gibi yapan, Allah’a inanmayan… Herkes birbirini öteki şekilde düşünebilir.

Malum Fransa’da halan Müslümanların birinci sınıf vatandaş olamaması, Afrikalıların halen Fransa vatandaşlığında ikinci sınıf olması dünyaya Fransa’dan yayılmış düşünce akımı halen doğduğu topraklarda dahi kendini tam ve olması gerektiği gibi gerçekleştirebilmiş değil.

Allah’ın kulları ile ilgilendiğinden yüzlerce kat ve daha fazlası insanların Allah’ın kulları ile uğraşması ne acıdır. Kimi bunu din uğruna yapar, kimi demokrasi uğruna yapar, modernlik, kısacası neden bitmez. Bir türlü nedenler bitmek bilmez.

Aslıdan insan o kadar karmaşık bir yapıya sahip de değil. Doğuyor büyüyor ölüyor. Büyük bir kısmı hayatı kurallara uygun olarak yaşıyor. İşe gidiyor, çalışıyor ve dünyada yiyeceğini mevcut şartlarda arıyor. Başka bir kısım çalışmıyor, çalıyor. Çalışandan daha rahat yaşıyor. Çalana yardım edenler payını alıyor. Çalanı savunanlar payını alıyor.

Çalmayı basit anlamda adi hırsızlık olarak söylemiyorum tabi ki. Çalmak çok kapsamlı bir eylem olarak çalışmayan, çalışmadan daha fazla kazanmayı hedefleyen, uyanıklığı maharet sayan insan üretene yardımcı olmak bir yana engel olanlar.

Bir sofra kurulmuş; sofrada herkes var. Krallar, askerler, siyasetçiler, sanatçılar, tamirciler, çiftçiler, köyüler, terziler, öğretmenler, imamalar, doktorlar, hemşireler…tüm meslek erbapları hayal bu ya aynı sofradalar ve Ramazanın son iftar sofrasındadırlar ve yarın bayram…

Bu sofraya herkes yiyecek getirmek zorunda ve bu kendi emeği olmalı. Herkes bir yanındakine yemeğini verse, herkes bu sofradan kimin aç kalkacağını bilir ama herhalde yanında “çoban ve çiftçi” olan o masadan tok ayrılır.

 

Kavganın sebebi nedir? Az çalışalım, hatta hiç çalışmayalım, karnımız tok, sırtımız pek olsun. En lüks hayat benim olsun. Oy verirken benim oyum sayılsın, diğerinin oyu sayılmasın.

 

 
Toplam blog
: 2271
: 163
Kayıt tarihi
: 15.10.14
 
 

Bugünün doğrusu yarının eğrisi, dost görünenler düşman ve herşey aslında zıddı olabilir. Büyük ih..