Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ekim '09

 
Kategori
Siyaset
 

Demokrasimiz tehlike altında

Demokrasimiz tehlike altında
 

Başbakan’ın parti kongrelerinde Doğan Medya Grubunu ( DMG) hedef alan saldırgan konuşmalarını ve bu gruba ait gazete ve televizyonları boykot çağrılarını Maliye tarafından DMG’ye peşi sıra kesilen astronomik vergi cezalarının takip etmesi bir tesadüf mü !?

Tabi ki değil.

Başbakan’ın ve diğer hükümet sözcülerinin bu cezaların siyasi olmadığı yönündeki sözlerine yatakta çıplak olarak bir kadınla yakalanan adamın “durun sandığınız gibi değil” kabilinden sözlerine ne kadar itibar ediyorsak o kadar itibar etmeliyiz. Hükümet kamuda yeterince kadrolaşıp köşeleri tuttuktan sonra nispeten muhalif yayınlar yapan özgür medyayı ortadan kaldıracak kadar kendini güçlü hissetmeye başlamış ve bu yönde harekete geçmiştir.

Konu tam olarak demokrasinin vazgeçilmez unsurlarından biri olan basın özgürlüğüyle alakalıdır ve bu bağlamda tüm vatandaşları ilgilendirmelidir. Bu ülkede yaşayan aydın insanlarımız istedikleri gazeteleri alma, istedikleri yazarları okuma, istedikleri programları izleme özgürlüklerine sahip çıkmalıdırlar. Eğer AKP bu işi kotarır DMG’yi ortadan kaldırırsa orada durmayacak ve sırasıyla demokrasinin diğer kurumlarını da ortadan kaldırıp ülkeyi populist bir tek parti diktatörlüğe götürecektir.

Olayların böyle gelişeceğini nereden mi biliyorum?

Bunu bilmek için kahin olmaya gerek yok. Türkiye’nin Avrupa Birliği sürecine de zarar vereceğini bilerek hoşlanmadığı haberler yayınlanmasın, hoşlanmadığı kalemler yazmasın diye kutsal olan vergi kurumunu bir silah olarak kullanacak kadar bayağılaşan kadrolardan başka ne beklenir ki?

Hepinizin bildiği gibi 1950'de serbest seçimler yapılmış ve iktidar el değiştirmiştir. Aslında bu hadise kelimenin tam anlamıyla tarihi bir olaydır. Çünkü binlerce yıllık Türk devlet pratiğinde ilk defa iktidar seçim yoluyla devredilmiştir. Ancak başta Celal Bayar ve Adnan Menderes olmak üzere o zamanki DP kadroları tarihi olayı doğru okuyamamış ele geçirdikleri iktidar imkanlarını kendi partilerinin ülkedeki her şeye egemen olmaları yönünde kullanmışlardır. Onların temel motivasyonları şuydu “CHP on yıllarca bu ülkede tek parti yönetimi uyguladı kimse ses çıkarmadı, şimdi kimse ses çıkarmasın da biraz da biz tek parti yönetimi olalım.” Sonuçta Adnan Menderes ve arkadaşları ülkeye de kendilerine de yazık ettiler.

Bence şu soruyu kendi kendilerine sormaları gerekirdi: İktidarı seçim yoluyla devredenler “Biz tek parti diktatörlüğünü yeterince uyguladık biraz da başkaları uygulasın” diye mi devrettiler yoksa demokrasiye geçelim halkımız yöneticilerini özgürce seçsin, her alanda özgürlüklerin standartları yükselsin, Türkiye özgür dünyanın bir parçası haline gelsin diye mi devrettiler.

Ve bu soruyu iş işten geçmeden AKP yöneticileri de kendi kendilerine sorsun.

 
Toplam blog
: 34
: 704
Kayıt tarihi
: 17.02.09
 
 

İstanbul'da yaşıyorum. Yakın siyasi tarihimizle ve genel politik konularla ilgilenmeyi severim. F..