- Kategori
- Deneme
Denizin insan halleri
Kabaran denizin dalgaları kıyıya vuruyor...
Yağmur mevsimi açılışını yaptı sonunda. Onca güneşin ardından, su yüzü gördü toprak. Yazın oluşturduğu toz tabakasının alınması lazımdı elbet. Doğa Ana, bahar temizliğine başladı nihayet.
Bulutlar, güneşle aramıza koyu bir set çekti. Deniz, maviden griye döndü. Gittikçe kabaran dalgalar, kıyıya hücum etmeye başladı. Doğanın olağan değişimini izlerken, insanın doğayla benzerliğini de gözlemledim.
Denizi ele alalım. Hava koşulları sertleşmeye başlayınca, deniz de hareketlendi. Her bir dalga, diğerinden daha coşkun. Köpürdükçe, köpürüyor. Vurdukça, vuruyor sahile. Deniz mevsimini henüz bitirmesek bile sona yaklaşıyoruz. Serinleyen havayla birlikte, yüzmeye bir sonraki sıcaklara kadar ara vereceğiz.
Çünkü, böylesi karanlık, kabaran, azan, köpüren bir denize girmek istemiyoruz. Kim sakin, masmavi, açık, ayna gibi bir deniz varken, tehlikeli sulara dalmak ister? Tıpkı insanlar gibi. Kim öfkesinden kuduran, ağzından bal yerine, köpükler saçan birinin yanında durmak ister? O şiddetin içine kim atar kendini?Sakin bir çift gözün içinde kaybolmak varken, kim gözü dönene gider?
“Dingin olan çeker, kuduran iter” dedi, bugün temizliğe başlayan Doğa Ana. Dinlemek, denizin insan hallerini görüp, artık, kendimize bir çeki düzen vermek gerek.
Çimen Erengezgin