Denizli'de bir gün!

“Denizli Belediyesi tarafından 110 milyon avro harcanarak 14 ayda yaptırılacak, kentin içme suyu, yağmur suyu ve kanalizasyon şebekesinde ilk kazma düzenlenen törenle vuruldu.” Deniyor T.C. Denizli Valiliğinin resmî internet sitesinde. 2008 yılının ekim ayında yazılan bu yazının hemen her yerinde alt yapı çalışmasının 14 ayda tamamlanacağına vurgu yapılıyor.

Dün Kanal D’nin haberlerinde görmüşsünüzdür. ‘Denizli “DENİZ”li oldu’ başlığını. Bizler bu 100 Yılın Dev Alt Yapı Çalışması adı altında 100 yılın rezilliğini ve işkencesini çekiyoruz. Ve yaklaşık iki yıl olmasına rağmen tamamlanan, tamamlanacak olan çalışmanın ne olduğunu hâlâ anlamış değiliz.

Denizli’de trafiğe çıkmak büyük bir problem haline geldi bu çalışmalar yüzünden. Yarım saat önce kullandığınız yolu bir daha kullanmanız imkânsız. Üstüne üstlük yollarda trafiğin hangi yönden işlediğine dair bir uyarı levhasına rastlayamıyorsunuz. Bir dakika, şimdi haksızlık etmek istemem, her çalışma alanında karşılaştığımız bir levha var: “Alt yapı SABIR ister!” Tamam, sabır sabır da… Allah korusun aniden rahatsızlandınız veya doğum sancılarınız tuttu, çocuk ha doğdu ha doğacak. Merak edilecek bir şey yok. Denizli Belediyesinin önerisine uyarak önce sabır çekin sonra Başbakanımızın deyimiyle “kader” deyin başınıza gelenlere. O tarafa gidiyorsunuz çalıma yüzünden yol kapalı, hadi şansımı şuradan deneyeyim diyorsunuz yine kapalı, dön babam dön, sonunda başladığın noktada bul kendini.

Şimdi de mahallemize göz atalım. Bir-iki gün önce oturduğunuz sokakta çalışma için kazı yapılıyor. Ertesi gün uyandığınızda sokağın dört bir tarafı daha kazılmış. Hadi bakalım çıkarın aracınızı bulunduğu yerden. Tamam, zorunlu olarak aracınızı kullanmaktan vazgeçtiniz. Hem yürüyüş sağlıklı olanıdır deyip düştünüz yollara. Üstünüzde takım elbise varken bütün akrobasi hareketlerinin inceliklerini öğreniyorsunuz bu dev çalıma sayesinde. Ciğerlerinize yuttuğunuz toz da cabası! Bir de bunun yağışlı günleri var ama değil mi? Kış boyu çekilenleri unutup şu geçirdiğimiz son bir haftayı ele alayım. Köprülü kavşakların tamamı sular içindeydi. Ortam biraz daha müsait olsa oralardan geçerken safari yaptığınızı düşüneceksiniz. “Denizli’nin altında deniz var.” derlerdi de inanmazdım, meğerse haklılarmış. Yağmurla birlikte yerden gökten su fışkırıyor. Meğer ne sulak bir yermiş bizim memleket!

Lafı daha fazla uzatmadan yapılan teknik çalışmaların ışığı altında Allah hepimize sabır versin ve hepimizin yardımcısı olsun. Ve son olarak 100 Yılın Dev Alt Yapı Çalışmasının azizliğine uğrayıp daha önce sel nedir bilmeyen ancak iki gün önce evlerini ve iş yerlerini su basan vatandaşlarımıza geçmiş olsun…