Dersane bahane Hakan Fidan şahane

Yıllardır süren Ak Parti Cemaat arasındaki dayanışma AB normlarının Eğitim alanında uygulanma çabaları sonucunda Dersanlerin kaldırılması sebebiyle bitmiş gibi görünmekte.

Peki gerçekte böyle mi?

Hayır...

Aslında asıl çatışma Hakan Fidan ve İstihbarat yapılanması üzerinde başladı ve yaşandı.

Hakan Fidan'ın görevde olmasını istemeyen kesimlerin başında cemaat gelmekte. Bu açık ve net dille getirilmese de asıl ayrışmanın yaşandığı yer burada. 

Çünkü Hakan Fidan'ın, ülke istikrarını bozan dört başlı Türk İstihbaratını tek çatı altında toplaması Cemaat'in Emniyet yapılanmasına büyük bir darbe anlamına gelmekteydi.

Hizmet hareketinin esnaf kanadın ise AK parti ve Tayyip Erdoğan'a duyulan sevgi hala çok büyük.

Bu sevgi ve desteğin sonlanması Hakan Fidan üzerinden asla olamadı. Ancak dersane olayı bu desteğin gelişmesine ve darbe vurulması adına büyük bir fırsat oldu.

Oysa Hükümet Dersanelerin okula dönüşmesine destek vereceğini söylemesine rağmen hizmet hareketi buna kulak tıkadı.

( Bu arada Hükümet, tartışmalara son noktayı koyacak olan ve bir çocuğun 12 yllık eğitim performansıa göre Üniversitede sebileceği okul ve branşları belirlemesi ve Üniversite sınavlarını kaldırması bu kavgayı bitimek içi en akıllıca yol olacaktı. Bu okulların kaliteleşmesine desteği arttırırken Dersanelerin gereksizleşmesine ol açacaktı. Zira dersaneler eğitimden ziyade Üniversite sınavlarına teknik hazırlık yeriydi daha çok. Soruları hangi teknikle ve süreyle çözeceksin konu bu. Bir sürü netiniz olabilirdi İngilizcede lakin pratiğiniz isterse "This is a book" seviyesinde olsun fark etmez)

Hizmet hareketi içinde bulunan özellikle esnaf kesimi Hizmet hareketinin telkini ile öyle kolaylıkla MHP veya hele hele CHP'yi desteklemez. Desteklese de bu oran düşük kalabilir. Lakin dersanelerde çalışmakta olan binlerce öğretmen ve onların eşlerinin oyunun Ak Partiye gitmeyeceğine eminim.

Yerel seçimler bu anlamda tam bir Ak Parti ve Hizmet karşılaşması olacak.

Hizmet hareketi onca devasa büyüklüğe rağmen asla Ak Parti'nin oy oranını %40'n altına indiremez. Zira, Tayyip Erdoğan'a halk tarafından büyük bir destek verilmekte.

Zaman gazetesine abone olan bazı esnaf ve vatandaş bu düello sonrasında seçimini yaparak aboneliklerini iptal ettirdi. Bunu Başakşehir'de apartmanın girişinde bulunan posta kutusunda bulunan Zaman gazetesi sayısındaki düşüşten bile görebilmekteyim. Bütün posta kutularına bildiri ve yazılar ve dersanelerle ilgili yazı yazan Zaman Gazetesi yazarlarına rağmen sonucun değişeceğine ve Hükümete verilen desteğin azalacağını sanmıyorum. Konuştuğum bazı esnaf abilerde Ak Parti tercihlerini Dersane düellosuna rağmen değiştirmeyeceklerini de söylediler. 

Bunun böyle olmasının asıl nedeni; Fethullah Gülen Hoca'ya duyulan büyük sevgiye, saygıya ve dersane düellosuna rağmen Hizmet Esnaf kitlesi var olan ekonomik istikrarın devamı adına ve oyların bölünmesi durumunda CHP' iktidarından korkmalarıdır. (Sarıgül'ün baş geçmesi ve yumuşak söylemleri tercihleri belli oranda etkileyebilir)

Tayyip Erdoğan'ın bu ülkeye bundan sonra yapabileceği en büyük katkılar;

- Federal Türkiye Anayasası ve Başkanlık sistemini oturtması,

- Kendisinden sonra halef olarak Hakan Fidan'ın olması.

İşte bu iki durum güçlü ve dünyada söz sahibi büyük ve örnek bir Türkiye'nin oluşmasına yol açar.

İlk defa 1993 yılında şahsen görme imkanı bulduğum ve İstanbul'da 3 kez gördüğüm Fethullah Hoca efendinin elleriyle çektiği kurradan Kazakistan'a giden ilk İngilizce öğretmenlerinden ve Hizmet yapısını bilen birisi olarak söylemek istediğim şey, bu yapılanmanın Türkiye'nin gelişimine de büyük katkıları oluşudur. Türkiye'nin ekonomisine, eğitim gelişimine, geçmişte demokratikleşmesine de yaptığı katkılarda çok büyüktür.

Hizmet Hareketi Yurt dışında ve yurt içinde yapmış olduğu eğitim katkılarıyla çok önemli bir yere sahiptir. Bu inkar edilmez bir gerçektir. Bu çabalar ve emek taktire değerdir. Yurt dışında esnaf yapılanmasıyla Türkiye'nin ihracatına önemli katkı sağlayan aynı zamanda elçilik görevi gören okullar Türkiye'nin ufkunu da açmaktadır. Bu tespitleri yapmazsak haksızlık ve adaletsizlik yapmış oluruz.

Ancak, adaletli ve etik olmak zorundayız. Hakan Fidan, Gezi ve Dersane konusunda Hizmet hareketi büyük bir yanlışın içindedir. Kendi cemaatsel dairelerinden bakarken ülkenin menfaatlerini büyük resimde ıskalamaktadırlar.

Yazar ve kul olarak inandığımız doğruları adilce, etik, sorumlu ve vicdani olarak söylemek, eleştirmek ve yazmak durumundayız. 

Hizmet hareketi sırf dersaneleri bahane ederek Hükümetin oylarını düşüreceğini ve ilerde CHP'nin başına geçecek olan Sarıgül'ün Başbakan olabilmesini sağlayacağını sanıyorsa yanılmakta. Bunun öyle kolayca olabileceğine inanmıyorum.

Tabiki Türkiye'de ipler her zaman elinde tutmaya alışmış olan ve Muhsin Yazıcıoğlu'nu bile önce Helikopterini düşürüp sonra katleden Gladio, Başbakan veya Hakan Fidan'a suikast düzenlemezse.

Kim ne derse desin Başbakan'ın ve Fidan'ın işi çok ama çok zor. 

Cemaat'in içinde bu yazıyı okuyanlar varsa pragmatik cemaat penceresinden değil büyük resime vicdanen bakmalarını istirham ederim. 

Hükümet elbette sütten çıkmış ak kaşık değil ama var olan ekonomik ve sosyal istikrarın bozulmaması gerek. Bu bozulursa Barış sürecide bozulur ve Türkiye kan gölüne dönmeye devam eder.