Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Kasım '13

 
Kategori
Doğal Hayat
 

Dev sektörlerin ahtapot kolları ve ilk bilgiye dönüş

Dev sektörlerin ahtapot kolları ve ilk bilgiye dönüş
 

Hastalıkların hızla çoğaldığı bir çağda yaşıyoruz. Tıp biliminin ilerlemesiyle teşhisler mi çoğaldı bilinmez ama her geçen gün farklı hastalıkların varlığı, nedeni ve çözüm yolları üzerine programlar yapılıyor. Dev sektörlerin elinde oyuncak olan insan, bir kapandan çıksa diğerine yakalanıyor. Yiyecek sektörü ne yiyeceğimizi paketleyerek  piyasaya sürüyor, üretmeyen ve sağlıklı gıdanın peşinde olmayan insan, hızlı yaşamının kendine dikte ettikleriyle marketlerin müdavimi oluyor. Bilmediğimiz bize ne zarar vereceği açıklanmayan katkı maddeli gıdaları tükettikçe, bir sonraki durağımız ilaç sektörünün kucağı oluyor ve insanoğlu bir kobay gibi dev şirketler tarafından kullanılıyor.

Köylerde bile ekmek pişirmenin, turşu yapmanın, tarhana hazırlamanın, kışlık ürünler kurutmanın, salça yapmanın, yoğurt yapmanın unutulduğunu görmek aslında en büyük şehirlerden en küçük köylere kadar yaşantımıza ve geleneklerimize nasıl hükmedildiğinin müthiş bir kanıtı. İn- cin top atıyor denilen yerlerde bile coca- cola dolaplarının varlığı ne kadar düşündürücü. 

Ne giyeceğimizden ne yiyeceğimize ,nerede eğleneceğimizden nereleri gezeceğimize kadar birileri tarafından planlanmış bir hayat yaşıyoruz. Sonrada özgürlükten dem vuruyoruz ki bütün kalelerimiz ele geçirilmişken...

Sağlıksız, bol yağlı, bol kalorili yiyecekler insanlara servis yapılıp şişmanlatılıyor sonra da devreye zayıflama sektörü giriyor. Yazılı ve görsel medya zayıflama ürünlerinin iddialı reklamlarıyla dolu. Her sabah, her kanalda bir doktor nasıl zayıflanacağını anlatıyor nasıl sağlıklı kalınacağını değil. Diyet kitapları edebi eserlerden daha fazla satıyor ve yine insanı hem korkularından hem de zaaflarından yakalayan bir sektör birilerinin cebini şişiriyor.

İnsanın özüne ve özgürlüğüne dönmesi için, nasıl bir oyunun içinde olduğunu bilerek bilinçlenmesi gerekiyor. Okullarda sağlıklı beslenme ve sağlıklı yemek pişirmeyle ilgili derslerin olması gerektiğini düşünüyorum. Annelerimizin, ninelerimizin yemek konusunda bildiklerini yeni nesillere aktarmak ve henüz Anadolu'da yaşamasını sürdüren yemek kültürümüzü koruyarak öğretmek , sağlıklı bir toplum adına yapılması gerekenlerin başında geliyor.

Hızlı yaşam, hızlı yemek yemeyi, atıştırmayı da beraberinde getirdi. Çalışan kadın yemeğe vakit ayırmak yerine dinlenmeyi tercih etti. Bir telefonla ya da bilgisayar ekranından bir tuşla nasıl yapıldığını bilmediğimiz yiyeceklere tamah eder olduk. Zamansızlık sağlıksız yaşamayla birlikte yürüdü. Zaman her şeyin ilacıydı oysa...

Birbirine zıt olan şeyler var hayatta, biri gelirken diğeri giden, diğeri varken birinin olmadığı. Önceliklerimizin ne olduğu belirliyor çoğu zaman tercihlerimizi. Emek olmadan ekmek olmuyor. Bizi esir alan, görünmez ama bilinç altımıza itilmiş mecburiyetlerden arınıp, zaman ayırarak ve emek vererek ilk bilgilere dönmeliyiz. Sağlıklı yaşamanın sırrı ilk bilgilerde gizli, doğal hamur mayası yapmak gibi mesela. Bilginin her türlüsüne ulaşabildiğimiz internet nimetini biraz da bunun için kullanalım. Annelerin bilgileri ve deneyimi önemlidir , öğrenin ve yaşatın ki sizin de çocuklarınıza aktaracak bilgileriniz olsun.

Fatma KOŞUBAŞI

 
Toplam blog
: 70
: 863
Kayıt tarihi
: 18.01.08
 
 

Eğitimci, yazar... Denizin Üvey Kızı ve Hayalbaz şiir kitaplarının şairi... Bilgisayar öğretm..