Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Eylül '11

 
Kategori
Siyaset
 

Devlet mi, hükümet mi?..

Devlet mi, hükümet mi?..
 

Görüşmeleri TC. Devleti mi yapıyor, RTE Hükümeti mi ?..


Orman Genel Müdürlüğü, İl Milli Eğitim Müdürlükleri, HSYK, Emniyet Genel Müdürlüğü, MİT, İl Sağlık Müdürlükleri, İl Tapu Kadastro Müdürlükleri, TSK, YÖK, ÖSYM, Jandarma, İl Turizm Müdürlükleri, İl ve İlçe Tarım Müdürlükleri, Belediyeler, Büyükelçilikler, TİB  vs.. Bunlar devletin Kurumları. Bu kurum ve kuruluşların birlikteliklerinden doğan ve normalde tıkır tıkır işlemesi gereken çark, devleti oluşturuyor. 

“Devlet adamı” sözü hükümetlere rağmen ülke menfaatları yönünde kararlar verip cesaretle uygulamaya koyan insanlar için söylenmiştir.Tarihte bir çok örnekleri vardır bu insanların.  

Aynı zamanda da seçimlerle işbaşına gelmiş hükümetlerin ellerinde bir sopadır bu çark. Ülkemizde 9 yıldır, keyfi ve hiç bir sorumluluğu olmadan, istenildiği gibi kullanılan bir sopa.. 

Özellikle şu son MİT görüşmeleri yayınlandıktan sonra  “devlet mi görüştü, hükümet mi?” tartışmaları gırla gidiyor. TV’lerde, köşe yazılarında görüyorsunuz, izliyorsunuz görevleri her ne şart altında olursa olsun RTE’nin her türlü politikasına gözü kapalı ve ‘patlıcanın değil, padişahın dalkavuğuyum’ mantığı ve satın alınmışlığıyla yaklaşan bir sürü SOROS’çu, bu son görüşmelerin devletin işi olduğunu ve hükümetin bir sorumluluğunun bulunmadığını, devletin yapması gerektiğini yaptığını, hatta RTE’nin (son yayınlanan görüşmelerden sonra mecburen de olsa) siyasi risk alarak devletin bu tür "menfaatlerini" koruma girişimlerini desteklediğini ileri sürüyorlar.

Onlara göre, ne olursa olsun bu rezaletten RTE zarar görmemelidir. Bu işi devlet yapmıştır.

Şimdi..

Habur rezaletini biliyorsunuz, teröristlerin ayağına giden çadır mahkemeleri yargıçlarına, Devletin bir kurumu olan HSYK’mı emir vermiştir yoksa “Her şey ayarlandı, geldiklerinde bırakılacaklar” diyen Beşir Atalay mı?..

Veysel Eroğlu’ndan, Orman Genel Müdürlüğüne, "falan yerdeki Ormanlık alan içinde bulunan şu mevkideki arazi, filan Maden Şirketinin emrine tahsis edilmiştir" içerikli bir emir gitse, o bölgedeki Orman Müdürünün bu emre karşı çıkma şansı var mı?.

Her hangi bir İl Milli Eğitim Müdürü, Ömer Dinçer’in son KHK ile getirilen ve Milli Eğitimde milliliği ve Atatürk’ü yok sayan uygulamalarının dışında  bir icraat yapabilir mi?

İdris Naim Şahin mesela, her altı ayda bir “Kardeşim polislerin kıyafetleri şu olacak, bakanlığımız falan Modacı ile anlaştı” diye bir genelge yayınlasa, Emniyet Genel Müdürü karşı çıkabilir mi?

Recep Şahin, falan İl Sağlık Müdürüne “Kardeşim şu özel Hastane ile uğraşma” diye hissettirse, bir daha o özel hastaneye Sağlık Müdürlüklerinden teftiş gidebilir mi?..

Hangi Tapu Müdürü, herhangi bir AKP’li belediyenin imar usulsüzlükleri için aracı olma dayatmasına karşı çıkabilir.

TSK zaten Komutanlığı Abdullah Gül’e devretti.

YÖK devlet içinde devlet, 

ÖSYM Başkanı Abdullah Gül’den aldığı cesaretle hala o görevin başında değil mi?

Jandarma İdris Naim Şahin’in emrinde, ondan habersiz Sivas’tan ötede genel kontrol görevlerini bile yapamıyorlar. O bölgede Jandarma’nın görevini PKK militanları yapmıyormu?. Kimin “toloresi” ile ?.

Ertuğrul Günay  her hangi bir Turizm Müdürüne “Kardeşim falan yerdeki halk plajını, filan Holding’e devrettik 5 yıldızlı otel yapacak, kapat orayı” dese hangi Müdür buna karşı çıkabilir?

Mahkemelerde tutukluluk hallerinin devamı kararlarına muhalefet şerhi koyan ve karşı çıkan yargıçlar anında HSYK’nın, dolayısı ile Sadullah Ergin’in emri ile sürülmüyorlar mı?

Hadi bakalım, falan şahıs dinlenecek denilsinde TİB başkanı karşı çıksın, olabilirmi böyle bir şey?

Bu örnekler çoğaltılabilir. 

Görüldüğü gibi Devletin kurumları devlet adına değil siyasi irade adına iş yapıyorlar, hepsi birer emir kulu haline dönüştürülmüş durumda. O zaman “Devlet görüşmüştür, hükümet görüşmemiştir” teraneleri ancak suç üstünü kapatmak yalakalıklarıdır.  

Devlet çok büyük bir skandal, başarısızlık ve hayal kırıklığı yaşandığında ileri sürülüyor ve sorumlu ilan ediliyor bu SOROS’çular tarafından.

Skandallarda “Tu kaka” devlet, “kahramanlıklarda”  “Yaşasın Hükümet” ..

Bakın RTE, “Emre Beyi de, Hakan Beyi de görüşmelere  biz gönderdik” “Hakan Beyi hatalı da olsa harcamayız, biz adam yemeyiz.” diyor.. Yani bu MİT’in (devlet kurumunun) kendi iradesi değil bizim irademizdir. Yarın seçim meydanlarında “bu işi Hakan Bey (devlet) yaptı, ta o zaman hatalı olduğunu söylemiştik, hükümetimiz hiç bir zaman terör örgütüyle görüşmemiştir” derse hiç şaşırmam. Bu “Hatalı da olsa” sözü ilerde söyleyeceklerine zemin hazırlamaktır bence.

Tv’lerde görüyorsunuz, RTE Bakanlar Kurulu üyeleri ile  tek tek tokalaşarak toplantıya başlıyor. O tokalaşmalardaki Bakanların yüz hallerine bakarsanız, olmayan devletmi, hükümetmi başrolde olduğunu anlarsınız.

Devlet ölmüş, günah keçisi gerektiğinde geçici olarak canlandırılmaya çalışılıyor.

Varsa yoksa RTE..

O zaman, günahların yüklenileceği omuz olması gerekende, risk alması gerekende, varsa başarı primini toplaması gerekende, son skandalda olduğu gibi, başarısızlıklarda  çekip gitmesi gerekende RTE olmalıdır. Ama “Devlet görüşmüştür” kıvırmalarının ardına sığınmadan.

Devlet’te, hükümette RTE’dir.   

Saygılar..

17.09.2011

 
Toplam blog
: 243
: 760
Kayıt tarihi
: 26.03.07
 
 

1957 Kars doğumluyum. Emekliyim. Gazi Üniversitesi İİBF İşletme bölümü ön lisans mezunuyum. Yazı ..